Semsûr’da deprem sonrası göç yolları ve umut…

  • 09:03 24 Mart 2024
  • Yaşam
 
Öznur Değer
 
SEMSÛR - Deprem sonrası önce göç yolunu tutan ardından ise ekonomik nedenlerle yeniden Semsûr’a gelmek zorunda kalan Bahar Abuş, “Kendimizin bir geleceği yokken çocuklarımıza nasıl bir gelecek sunabiliriz? Geleceğe dair umudumuz ve hayalimiz yok”  sözleriyle deprem sonrası yaşanan tahribatı gözler önüne serdi.
 
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat 2023 depremi bir yılı geride bırakmış olsa da depremin izlerini depremin etkilediği tüm kentlerde görmek mümkün. Depremin en çok etkilediği kentlerden biri olan Semsûr’da (Adıyaman) da hayat normale dönmüş değil. Evi az hasarlı olup “şanslı” sayılan yurttaşların yanı sıra zar zor elde ettikleri konteynerlerde yaşam sürmeye çalışan yurttaşların durumu sitemi bir kez daha sorgulatıyor.  
 
En az 8 bin kişi yaşamını yitirdi
 
TÜİK 2021 verilerine göre 632 bin 459 bin nüfuslu Semsûr’da resmi rakamlara göre 8 bin 387 kişi yaşamını yitirirken, 17 bin 499 kişi ise yaralandı. Yine resmi verilere göre 5 bin 826 binanın yıkıldığı kentte, 8 bin bina ise ağır hasar aldı. Semsûr şehir merkezi başta olmak üzere merkeze bağlı belde ve köyler ile Sergolan (Gölbaşı), Tut, Bêhiştî (Besni) ve Çêlikan (Çelikhan) ilçeleri depremden zarar gördü.
 
Hasta depremzedeler ağırlaşıyor
 
Semsûr’da 38 farklı noktada 16 bine yakın konteyner kurulurken, 56 bin depremzede konteyner kentlere yerleştirildi. Yaklaşık bir yıldır konteynerlerde yaşayan depremzedeler hala en temel ihtiyaçlarına ulaşmakta zorlanıyor. Depremin ilk günlerinde gelen yardımların zamanla kesilmesi depremzedeleri mağdur ederken, hasta depremzedeler ise yeterli sağlık kurumları ve hastanelerin bulunmaması nedeniyle tedavi edilemiyor ve hastalıkları derinleşiyor.
 
Alt yapı
 
Konteyner kentlerde alt yapının bulunmaması veya sağlam olmaması elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlara erişimde ciddi sorunlar yaşanmasına neden olurken, kış koşullarında ise yağışın almasıyla konteynerleri su basabiliyor. Bir yılın ardından depremzedeler hala kışın ısınmaya ve yağışlardan korunmaya, yazın ise güneşten korunmaya çalışıyor. Devlet kurumlarının 4 günün sonunda adım attığı Semsûr’da halka hala ihtiyaçlarını karşılayacak kadar hizmet edilmiyor. Ekonomik anlamda ciddi sorun yaşayan yurttaşlar, fahiş kira fiyatları nedeniyle ev tutamıyor, ancak konteynerde de sağlıklı bir ortama ve ihtiyaçlarına erişemiyor.
 
K-8’de hayat…
 
Depremde evini yitirmesinin ardından bir süre şehir dışındaki kardeşinin yanında kalan ve sonrasında geçinemediği için ailesiyle yeniden Semsûr’a dönerek aylarca konteyner almak için mücadele eden Bahar Abuş (30), kaldığı “TPAO Adıyaman Cendere K-8 Yaşam Alanı” konteyner kentinde yaşadığı zorlukları anlattı. Üniversite mezunu olmasına rağmen atanamadığı için çalışamayan ve küçük bir çocuğuna bakan Bahar’ın eşi ise serbest meslek ile uğraşıyor ve geçimlerini bu şekilde sağlamaya çalışıyorlar.
 
Depremden sonra göç yolu
 
Yenimahalle’de kirada oturduğu evlerinin ağır hasar alması sonucu, depremin ilk üç günü aç susuz bir şekilde arabada kaldıklarını kaydeden Bahar, ardından önce Mersin sonrasında da Kastamonu’ya gittiklerini söyledi. 3 ay orada kaldıktan sonra iş bulamadıkları için Semsûr’a geri döndüklerini belirten Bahar, Çêlikan ilçesindeki Bulam beldesine bağlı Çamlıyayla köyüne akrabalarıyla yerleştiğini söyledi. O esnada tütünle uğraşmaya başladıklarını belirten Bahar, sıklıkla konteyner başvurusu yaptığını ancak konteynerin aylar sonra çıktığını ifade etti. Konteynere yerleştikten sonra da bir yardım alamadıklarını belirten Bahar, 5 aydır konteynerde yaşamaya çalıştıklarını dile getirdi.
 
‘Şükreder hale geldik’
 
Depremin geride ciddi bir yıkım bıraktığının altını çizen Bahar, yeni gelişen bir şehir olmasına rağmen Semsûr’un deprem sonrası daha kötü bir hal aldığını belirtti. Konteynerde kalabildiklerine “şükreder” hale geldiklerini kaydeden Bahar, “5 kişinin bir oda içerisinde yaşamaya çalışması zor bir durum. Özel bir alanımız olmuyor. Sürekli göz önündeyiz. Klima ile ısındığımız için elektrikler gittiği zaman soğuk oluyor, ısınamıyoruz. Suda da sorun yaşıyoruz. Verdikleri eşyalar kaliteli olmadığı için çabuk bozuluyor” şeklinde konuştu.   
 
‘5 bin TL ile kiranın ne kadarını ödeyebilirsin?’
 
Evde kalan bir insanın konteynerde kalan bir insanı anlayamayacağını dile getiren Bahar, siyasetçilerin ve devlet yetkililerinin kendilerini anlayamayacağını ifade etti. Yaşadıkları hayat standardının çok farklı olduğuna dikkat çeken Bahar, “Kalıcıymışız gibi buradayız ve bundan sonraki sürecin nasıl olacağını biz de bilmiyoruz. ‘TOKİ’ler yapılıyor’ deniyor ama herkes yararlanamıyor. Biz kiracılara ne olacağını bilmiyoruz. Aynı mekanda iki evi olan ev sahipleri iki taneden faydalanamıyor. Hak sahipliğinden de yararlanamıyorsun. Zaten ekonomi çok kötü. Ekonomik olarak çok kötü dönemlerden geçiyoruz ve işsizlik çok fazla. Yardım yapan herkese teşekkür ediyoruz ama yardımlar da yetersiz. Bugünkü ekonomik şartlarda yapılan 5 bin TL kira yardımı hiçbir şeyi karşılamıyor. Kira 10 bin TL’den başlıyor. 5 bin TL ile kiranın ne kadarını ödeyebilirsin? Zaten eşyalar da gittiği için eşya alamıyorsun. Ev tutsak eşya alamayacağız. Eşya alamazsak evi nasıl kullanacağız? İş olanağı yok. İnsanların gelecekle ilgili bir planları da yok. Nereye kadar? Şartlar çok kötü ve bundan sonraki sürecin nasıl olacağını bizler de bilmiyoruz. Dışardan veya televizyondan izleyince konteyner nasıl görünüyor bilmiyorum ama iyi değil. Kötünün iyisi” sözlerine yer verdi.  
 
‘Depremden sonra kadınların da iş hayatı tamamen bitmiş oldu’
 
Kadınların neredeyse 24 saatini geçirdikleri konteynerlerde zorlandığını ifade eden Bahar, rahat hareket edemediklerini belirtti. Alanın küçük ve dar olmasının yanı sıra kullanılan eşyaların da kalitesiz olmasından dolayı sorun yaşadıklarını kaydeden Bahar, “Üstümüzü değiştirmek için bile birilerinin evden çıkmasını bekliyoruz. Özel alanımız yok. Evi temizlediğimizde bir yeri temizlerken diğer yerin eski haline döndüğünü görüyoruz. Yaşam olarak kadınlar için daha zor. Erkekler gün sonunda uyumak için eve geliyorlar ama kadınlar konteynerin içinde yaşamak zorundalar. Küçük çocukları olan kadınlar için bu daha da zor bir durum. Çocuğu ısıtmak bir yana çocuğun oyun oynama alanı yok. Kadınlar için iş imkanı zaten zorken daha da zorlaştı. O nedenle kadınlar çalışma alanında kısıtlılar. Depremden sonra kadınların da iş hayatı tamamen bitmiş oldu” ifadelerine yer verdi. 
 
‘Burası güvenli bir yer değil’
 
Kendilerini güvende hissetmediklerini aktaran Bahar, “Plastik bir kapı var ve dışardan isteyen bir insan rahatlıklar kapıyı açıp içeri girebilir. Güvenlik açısından kötü. Komşularınızı da tanımıyorsunuz. Kimseye güvenemediğiniz için bir sıkıntı olduğunda komşularınıza da gidemiyorsunuz. O nedenle sürekli diken üstündesiniz. Dışarı çıktığınızda bile eve gelene kadar sürekli ‘Eve biri girmiş midir, bir sıkıntı var mıdır’ diye düşünüyorsunuz. Zaten özel hiçbir şeyinizi saklayamıyorsunuz burada. O nedenle burası güvenli bir yer değil” dedi.
 
‘Geleceğe dair umudumuz ve hayalimiz yok’
 
Konteynerin kendilerine eksik eşyalarla verildiğini kaydeden Bahar şöyle konuştu: “Konteyner verildiğinde televizyon, elektrikli süpürge yoktu ve bunları biz kendimiz almak zorunda kaldık. Hala da çok sayıda eksiğimiz var. Verilen eşyalar da çok kalitesiz olduğu için sürekli bozuluyor. Bir şey bozulduğu zaman kendiniz almak zorunda kalıyorsunuz. Sorun yaşadığımda muhatap bulamıyorum. AFAD’a gittiğimde de dönüş alamıyorum. Her konuda sıkıntı yaşıyoruz. Kendimizin bir geleceği yokken çocuklarımıza nasıl bir gelecek sunabiliriz? Geleceğe dair umudumuz ve hayalimiz yok. Bir şeylerle mutlu olamıyoruz. En azından çocuklarımıza bir gelecek sağlamak istiyoruz. Herkes başının çaresine bakmak zorunda.” 
  
 

Etiketler:

Okumadan geçme!