Orta Doğu’da çocuk olmak… (7)

  • 09:01 21 Nisan 2024
  • Dosya
 
Filistin'de çocuklar katlediliyor, dünya sessiz!
 
Derya Ceylan
 
HABER MERKEZİ - İsrail-Filistin savaşının yoğunlaştığı son altı ayda 13 binden fazla çocuk yaşamını yitirdi. Uluslararası hak örgütlerinin savaşın son bulmasına dair yaptığı çağrıların yetersiz kaldığı bu süreçte çocukların göz göre göre katledilmesine ise uluslararası toplumun sessiz kalmasının da etkili olduğu vurgulanıyor. 
 
Ortadoğu, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve stratejik konumu nedeniyle sürekli çatışmaların odağında yer aldı. Bölgedeki en karmaşık ve uzun soluklu sorunlardan biri olan İsrail-Filistin savaşı, dünya gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. 
 
Dosyamızın bu bölümünde, savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkilerini, uluslararası toplumun rolüne ve çözüme yönelik uluslararası çağrılara yer veriyoruz.  
 
İsrail’in 1948’de bağımsızlığını ilan etmesiyle başlayan İsrail-Filistin çatışması, iki halk arasındaki toprak mücadelesine dayanıyor. Bu çatışma, zaman içinde savaşa, ayaklanmaya ve barış görüşmelerine sahne oldu. Günümüzde, çatışmanın merkezinde yer alan sorunlar arasında sınırlar, mülteciler, yerleşim birimleri, Kudüs’ün statüsü ve güvenlik meseleleri yer alıyor. 
 
Son 6 ayda 13 binden fazla çocuk yaşamını yitirdi
 
Birleşmiş Milletler  (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) yayınladığı son raporda, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı 7 Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 32 bin sivilin yaşamını yitirdiğini, bunlardan 13 bininin çocuk olduğunu belirtiyor. Gazze’ye yönelik saldırılar nedeniyle bölgede yaşayan 2,3 milyon insanın neredeyse tamamı evlerini terk etmek zorunda kaldı. BM, Gazze’de her üç çocuktan birinin yetersiz beslendiğini duyurdu. Öte yandan uluslararası toplum da, İsrail’e, Gazze’deki can kaybı, açlık krizi ve yardımların bölgeye girişinin engellenmesi konusunda tepkili. Birçok bebeğin dengesiz beslenmeyle karşı karşıya olduğu hatta ağlayacak enerjilerinin bile kalmadığına dikkat çekilen rapora dair konuşan UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, Amerikan CBS televizyonuna yaptığı açıklamada, “Binlercesi yaralandı ya da nerede olduklarını bilemiyoruz. Enkaz altında da olabilirler. Bu kadar fazla çocuk ölümünü, dünyadaki diğer çatışmalarda görmedik”  diyor. 
 
Uluslararası toplumun rolü
 
Uluslararası toplum, savaşın son bulması ve özellikle çocukların korunması konusunda rol üstlense de bu konuda bir gelişme sağlanmadı. BM ve diğer uluslararası kuruluşlar, çatışmanın her iki tarafını da uluslararası hukuka uygun davranmaya ve sivillerin, özellikle de çocukların korunmasını önceliklendirmeye çağırsa da bu sadece söylemde kaldı. 
 
Acilen çözülmesi gereken bir mesele
 
İsrail – Filistin çatışması, sadece bölgedeki insanlar için değil, tüm dünya için çözülmesi gereken acil bir mesele olduğunu dile getiren uluslararası hak örgütleri, savaşın son bulmasının kalıcı barış ve iki halkın da güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşayabileceği bir gelecek için önemli olduğuna dikkat çekiyor. Hak örgütleri bu süreçte, çocukların korunması ve onlara daha iyi bir gelecek sunulması, uluslararası toplumun öncelikli görevleri arasında yer aldığını vurguluyor. 
 
Filistin’de yaşanan savaşın ötesinde, BM ve diğer hak örgütlerinin raporlarına göre, çocuklara yönelik birçok hak ihlali yaşanıyor. 
 
Bu ihlallerden bazıları şunlar: 
 
“*Eğitim hakkı ihlali: Savaş ve çatışma koşulları nedeniyle birçok okul kullanılamaz hale gelir, çocuklar güvenli bir eğitim ortamından mahrum bırakılır. Eğitim materyallerine erişimde yaşanan zorluklar ve çatışmalar nedeniyle eğitime ara verilmesi, çocukların eğitim haklarının ihlal edilmesine neden olur. 
 
*Sağlık hakkı ihlali: Altyapı yetersizliği, tıbbi malzeme eksikliği ve sağlık hizmetlerine erişimdeki kısıtlamalar, çocukların sağlık haklarının ihlal edilmesine neden olur. Çatışmalar ve abluka koşulları altında sağlık hizmetlerine erişim daha da zorlaşır. Bu da, çocukların yeterli sağlık hizmeti alamamasına yol açar
 
*Güvenlik ve korunma hakkı ihlali: Çatışmalarda çocukların doğrudan hedef alınması, güvenlik güçleri tarafından keyfi olarak gözaltına alınmaları ve şiddete maruz kalmaları, çocukların güvenlik ve korunma haklarının ihlal edilmesinin en bariz örneklerindendir. 
 
*Psikolojik ve sosyal ihlaller: Savaş ve çatışmalar, çocukların psikolojik ve sosyal gelişimlerini ciddi şekilde etkiler. Travma, kayıp ve sürekli tehdit altında yaşama, çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyen faktörler arasındadır.” 
 
İhlallere yönelik kalıcı adımlar 
 
Özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim konusunda kimi iyileştirmeler yapılmış olsa da, genel anlamda çocuklara yönelik hak ihlallerinin çözümüne dair ciddi ve kalıcı adımların atılması gerek gerektiğini vurgulayan hak örgütleri, bu süreçte, uluslararası toplumun desteği ve baskısının, çocuk haklarının korunması ve ihlallerin önlenmesi açısından kritik öneme sahip olduğunu kaydediyor. 
 
İsrail’in son bir yıl içinde Filistin’e yönelik saldırıları, hem bölgedeki insanlar üzerinde hem de geniş çaplı siyasi ve sosyal alanda birçok etki bıraktı.  
 
Bu etkilerden bazıları şu şekilde: 
 
“*Sivil kayıplar ve yaralanmalar: Saldırılar, önemli sayıda sivilin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu. Sivil kayıplar, uluslararası toplumda büyük bir endişe kaynağı olmuş ve insani yardım ihtiyaçlarını artırdı. 
 
*Mültecilik ve yerinden edilme: Binlerce insanın evlerini terk etmek zorunda kalması, yerinden edilme krizini derinleştirdi. Bu durum, hem Filistin içinde hem de komşu ülkelerde mülteci kamplarında yaşam koşullarının daha da zorlaşmasına yol açtı. 
 
*Sağlık ve eğitim hizmetlerine erişim: Saldırılar, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimi ciddi şekilde etkiledi. Hastaneler ve okullar zarar gördü veya kullanılamaz hale geldi. Bu da, uzun vadeli sosyal ve ekonomik sonuçlar doğurdu.” 
 
Savaşın sonuçları ise şunlar: 
 
“*Güvenlik durumu: Saldırılar, bölgesel güvenlik durumunu daha da karmaşık hale getirdi. İsrail ve Filistinli gruplar arasındaki gerilim, komşu ülkelerin de güvenlik politikalarını etkileyerek geniş bir coğrafyada istikrarsızlığa neden oldu. 
 
*İsrail ile Arap dünyası arasındaki ilişkiler: Saldırılar, bazı Arap ülkeleri ile İsrail arasında son yıllarda yaşanan normalleşme sürecine zarar vermiş olabildi. Bölgedeki diğer aktörlerin tepkileri, gelecekteki diplomatik ilişkileri şekillendirecek önemli bir faktördür. 
 
*Filistin içi dinamikler: Saldırılar, Filistin içindeki siyasi ve sosyal dinamikleri de etkiledi. Filistinli gruplar arasındaki birlik ve dayanışma çağrıları artarken, iç siyasi meselelerde de yeniden yapılanma ihtiyacı ortaya çıktı.” 
 
Saldırıların bölgeye yönelik ekonomik ve sosyal etkileri ise şöyle: 
 
“*Ekonomik zarar: Altyapı hasarı ve uzun süreli çatışma ortamı, Filistin ekonomisine ciddi zararlar verdi. Tarım, sanayi ve hizmet sektörleri ciddi şekilde etkilendi, işsizlik oranları arttı. 
 
*Sosyal dokunun bozulması: Sosyal dokunun zarar görmesi, toplumda uzun vadeli psikolojik ve sosyal sorunlara yol açabilir. Şiddetin normalleşmesi, özellikle genç nesiller üzerinde derin izler bırakabilir.” 
 
Uluslararası ilişkiler ve diplomasi
 
Filistin’e yönelik saldırılar, uluslararası ilişkiler ve diplomasi alanında da önemli etkiler bıraktı. BM ve diğer uluslararası kuruluşların yanı sıra, bölgesel güçler ve büyük güçler arasında çeşitli tepkilerde söz konusu. Bu durum, gelecekteki barış görüşmeleri ve çözüm arayışlarını daha da zorlaştıran bir ortam yarattı. Yine saldırıların sonuçlarına göre bölgede derin ve uzun vadeli sorunlar yaşanırken, uluslararası hak örgütleri, çözüm için uluslararası toplumun bütüncül ve adil bir yaklaşım benimsemesi ile bölge halklarının barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için kritik öneme sahip olduğuna işaret ediyor. Saldırılara yönelik uluslararası tepkiler, çeşitli ülkeler ve uluslararası kuruluşlar tarafından da dile getiriliyor. Bu tepkiler, genellikle endişe, kınama ve çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesi çağrıları içeriyor. Ayrıca insani yardımın artırılması ve sivil halkın korunması konularında vurgular yapılıyor. 
 
Çağrılar
 
*BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi, İsrail-Filistin arasındaki çatışmayı ele almak için acil toplantılar düzenlemiş ve tarafları itidal göstermeye çağırır, Güvenlik Konseyi, çatışmanın tırmanmasını önlemek ve sivil halkı korumak için uluslararası hukuka uyulması gerektiğini vurgular. 
 
*BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi BM kuruluşları, insani durumun kötüleşmesine dikkat çekerek, bölgeye insani yardım erişiminin kolaylaştırılması için çağrıda bulunur. 
 
*Avrupa Birliği, çatışmanın ancak adil ve kalıcı bir diplomatik çözümle sona erebileceğini belirterek, tüm tarafları müzakere masasına dönmeye çağırır. AB ayrıca, sivil kayıpların önlenmesi için uluslararası hukukun önemini vurgular. 
 
*Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı, İsrail'in eylemlerini kınayarak, Filistin halkına desteklerini ifade eder. Ayrıca, uluslararası toplumu, Filistin halkının haklarını korumak için daha aktif rol alması konusunda çağrıda bulunur.
 
ABD ve diğer büyük güçler 
 
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) genellikle İsrail'in kendini savunma hakkını desteklemekle birlikte, sivil kayıpların minimize edilmesi ve savaşın hızlı bir şekilde sona erdirilmesi gerektiğini belirtse de bu savaşın önüne geçme konusunda yetersiz kalıyor. Rusya ve Çin gibi diğer büyük güçler de, savaşın diplomatik yollarla çözülmesi çağrısında bulundu. 
 
Sivil toplum ve uluslararası örgütler 
 
İnsan Hakları Örgütleri: Human Rights Watch, Amnesty International gibi insan hakları örgütleri, sivil kayıplara ve uluslararası hukuk ihlallerine dikkat çekerek, bağımsız soruşturmalar yapılması çağrısında bulundu. 
 
Yardım kuruluşları: Uluslararası Kızılhaç, MSF (Doctors Without Borders) gibi yardım kuruluşları, bölgedeki insani duruma dikkat çekmiş ve acil yardım malzemelerinin bölgeye ulaştırılması için destek çağrısında bulundu. 
 
Kalıcı barış için somut adım istemi 
 
Uluslararası tepkiler, genel olarak çatışmanın diplomatik çözümü, sivil kayıpların önlenmesi ve insani yardımın artırılması üzerine yoğunlaşıyor.  Ancak, somut adımların atılması ve kalıcı bir barışın sağlanması için uluslararası toplumun daha etkili eylemlerde bulunması gerektiği üzerinde duruluyor. 
 
Yarın: Sistematikleşen baskılar ve Kürt çocuklar...
 

Etiketler:

Okumadan geçme!