Barış Anneleri: Cezaevindekiler neden duyulmuyor?

  • 09:05 27 Nisan 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - “Türk devleti cezaevlerinde tutsaklarımıza karşı suç işliyor” diyen İstanbul Barış Anneleri İnsiyatifi üyeleri, eylemde olan tutsakların seslerinin kamuoyu tarafından duyulmamasını eleştirirken, sessizliğin sürmesi halinde önlerine yeni bir eylem planı koyacaklarını kaydetti. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 38 aydır hiçbir haber alınamıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin son bulması ve fiziki özgürlüğün sağlanması için Kürdistan ve Türkiye’de eylem, etkinlikler ve tepkiler yükselmeye devam ediyor. Cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların “Abdullah Öcalan’a fiziki özgürlük ve Kürt sorununa çözüm” hamlesi, açlık grevinin ardından boykotla devam ediyor. Cezaevlerinde tecrit politikaları giderek derinleşirken, hem tutsaklar hem de tutsak yakınları mücadelelerini yükseltme noktasında tüm topluma çağrıda bulunuyor.  Tutsakların cezaevlerinde sürdürdüğü mücadele ve taleplerine dair İstanbul Barış Anneleri İnsiyatifi  üyeleri “Herkes elini taşın altına koysun, mücadelemize ortak olsunlar” çağrısı yaptı.
 
Talepleri net!
 
Barış Annesi Ayten Toprak, cezaevlerinde bulunan tutsaklar için yapılması gereken ne varsa yapmaya hazır olduklarını söyledi. Seslerinin yeterince duyulmamasına sitem eden Ayten, “Devlet, biz annelerin sesini duysun.  Her gün çabalıyoruz, oturma eylemleri ve nöbet eylemleri gerçekleştiriyoruz. Niye kimse bizi duymuyor, Neden kimse çabamızı görmüyor? Bizim tek istediğimiz barış ve özgürlük. Devlet neden annelerin ciğerini yakıyor? Tutsaklar şu an boykot eyleminde. Kamuoyunun taleplere kulak vermesi gerekiyor. Kimse duyarsız kalmasın her kesimin duyarlı olması gerekiyor. Tutsaklar için herkes elini taşın altına koysun” şeklinde ifade etti.
 
‘Bizi susturmaya kimsenin gücü yetmez’
 
“Türk devleti suç işliyor” şeklinde konuşan Ayten, bunu tüm dünyanın bildiğini ancak bir yaptırımda bulunmadıklarını ifade etti. Yıllardır Kürt halkına yönelik baskıların sürdüğünü ancak buna karşı mücadelenin de sürdüğünü ifade eden Ayten, “Türkiye’de tutsaklar başta olmak üzere tüm Kürt halkına yönelik bir hakaret söz konusu. Sesini çıkaranı tutukluyorlar. Bizleri susturuyorlar.  Devlet haklarımızı elimizden alıyor. Tüm bu sorunların tek çözüm noktası ise İmralı’dır. Herkes tek çözümün Abdullah Öcalan olduğunu çok iyi biliyor. Biz anneler olarak da sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Hiç kimsenin bizi susturmaya gücü yetmez” sözlerini kullandı.
 
Siyasi tutsakların açlık grevi eylemini sürdürdüğü süreçte Adalet Nöbeti eylemiyle tutsakların eylemini desteklediklerini paylaşan İstanbul Barış Annesi Fatma Yılmaz da “Çocuklarımızın eylemlerinin sonuç bulması ve eylemlerini sonlandırılmaları noktasında hep birlikte mücadele ettik” diye konuştu.
 
‘Adalet sistemini kınıyoruz’
 
Tek isteklerinin cezaevlerinden cenazelerinin çıkmaması olduğunu kaydeden Fatma, “ Yıllardır direndiğimiz nokta ve ısrarımız hep barış oldu. Taleplerimiz savaştan yana değil barıştan yana oldu. Önderimizle bir görüşmenin sağlanması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması noktasında talebimiz nettir” şeklinde ifade etti. Yargının tutumunu eleştiren Fatma,  “Bu yargı ve adalet sistemini kınıyoruz” dedi.
 
Tutsakların boykot eylemlerine işaret eden Fatma, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan alanlarda mücadelelerine devam edeceklerinin altını çizdi. Fatma, “Çocuklarımız bizlerle görüşmelerini kesti.  Önderimiz serbest bırakılmadan üzerindeki tecrit son bulmadan çocuklarımız kendi sürdürdükleri mücadelen geri adım atmayacak. Bizler de aynı çocuklarımız gibi talepler karşılanmadan yeni mücadele yol haritalarını üreteceğiz. Tek çözümün tüm yurttaşların bu mücadele de bizlerle ortaklaşmalarıdır. Bizler sokaklarda savaş istemiyoruz. Sokaklarda barış sesleri haykırmak istiyoruz” diye belirtti.
 
‘Çocuklarımızın izindeyiz’
 
Tutsak yakını Gülsüm Dağ ise cezaevlerinde sürdürülen politikalar son bulmadan eylemlerine devam edeceklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz ayrı tecrit ediliyoruz, çocuklarımız ayrı tecrit ediliyor. Çocuklarımızı görmeye gittiğimizde türlü türlü bahaneler üreterek görüşmelerimizi kısıtlıyorlar. Devletin bize yaptığı hakareti ne biz ne de çocuklarımız kabul etmez. Çocuklarımız kendi Önderleri için mücadele ediyor bizler de çocuklarımızın izindeyiz.  Ve bizler bu tecridi kabul etmiyoruz” diye konuştu.