İHD: Cezaevlerindeki ölümlere dair şeffaf soruşturma yürütülmeli

  • 15:24 31 Mart 2023
  • Güncel
 
ANKARA - İHD Genel Merkez’inde cezaevindeki işkence ve şüpheli ölümlere ilişkin yapılan açıklamada, şüpheli şekilde yaşamını yitiren Duygu Koral ve Garibe Gezer’e dikkat çekilirken, ihlallerin bir an önce son bulması ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmesi çağrısı yapıldı.  
 
Cezaevinde yaşanan ölümlere dair İnsan Hakları Derneği (IHD) Genel Merkez binasında basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Eşsözücüsü Nuray Çevirmen okurken ardından İHD Genel Başkanı Eren Keskin söz aldı.
 
Hapsetme rejiminin inşası
 
Cezasızlık politikalarının altında işkence ve ölümlerin sürdüğünü belirten Nuray, hapsetme rejiminin inşasının yapıldığını söyledi. Nuray, “Türkiye’de başta hapishaneler olmak üzere kapatılma mekanlarında yaşam hakkı ihlalleri yaşatılmakta, kişi beden ve ruhsal bütünlüğüne zarar veren işkence ve kötü muamele uygulanmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler ve kendi iç hukukunda yer alan amir hükümlere rağmen cezasızlık politikasının koruması altında bu ihlaller hız kesmeden ve çeşitlenerek devam ediyor.  Mahpusların bedensel ve ruhsal bütünlüklerine en ağır şekilde zarar veren ağır tecrit politikası da özellikle yeni açılan Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Hapishanelerde uygulanmaktadır. Sürekli olarak artan mahpus sayısı da bir tecrit ve hapsetme rejiminin inşasının da göstergesidir. 31 Mart 2023 itibari ile 399 Açık ve Kapalı Hapishanelerde 349 bin 893 mahpus tutulmaktadır” diye konuştu.
 
‘2023’te 13 mahpus katledildi’
 
2023 yılı başından bu yana hapishanelerde 2’si kadın olmak üzere toplamda 13 tutsağın katledildiğini belirten Nuray,  4 tutsağın hastalıkları nedeniyle, 3 tutsağın da ateşli silah ile öldürüldüğü, 6 tutsağın ise şüpheli şekilde hayatını kaybettiğini söyledi. Nuray, “İHD’nin belirlemelerine göre tespit edilebildiği kadarıyla 2022 yılı içerisinde çeşitli cezaevlerinde en az 78 mahpus yaşamını yitirdi ve 25’i şüpheli şekilde yaşamlarını yitirmişlerdir. 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardında bazı hapishanelerde isyan çıktığı iddia edilmiş, aileler ve kurumlar tarafından açıklama yapılmasının talep edilmesinin ardından Hatay T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde 12 mahpusun yaralanarak hastaneye kaldırıldığı ve 3’nün yaşamını kaybettiği açıklanmıştı” dedi.
 
Duygu Koral’ın şüpheli ölümü
 
20 Mart’ta şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Duygu Koral’a değinen Nuray şöyle konuştu, “26 yaşındaki Duygu Koral 20 Mart 2023’te Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir. Ailesi tarafından verilen bilgiye göre; ‘Duygu Koral’ın yaklaşık 2,5 yıldır hapishanede olduğunu, Tarsus Kadın Kapalı Hapishanesinden ailesine yakın bir yere sevk edilmesini istediğini ancak Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Hapishanesine gönderildiğini, yaklaşık olarak 2 aydır orada tutulduğunu, telefonla aradığında ‘gardiyanın kendisini ittiğini, kafasını ranzaya vurduklarını, dikiş atıldığını’ söylediğini;  her aradığında da ‘Bana ters kelepçe takıp, dövüp, koğuşa atıyorlar’ dediğini, 20 Mart 2023 tarihinde telefon görüş günü olmasına rağmen aramadığını, merak ettiklerinden dolayı hapishaneyi sürekli aradıklarını ancak geri dönüş yapılmadığını, aynı gün akşam 22.30-23.30 arasında hapishaneden arandıklarını ve ‘Kızınız intihar etti’ denildiğini, 21 Mart 2023’te Kocaeli Devlet Hastanesinden cenazelerini aldıklarını ve yola çıkardıklarını, Kandıra Merkez Jandarma Karakol Komutanlığına giderek ifade verdiklerini; eve döndüklerinde eşyalarını açtıklarında iç çamaşırları dahil bütün kıyafetlerinin ıslak, nemli ve paramparça halde olduğunu, vücudunda darp izleri ve kesikler olduğunu, kafasının arkasında da durmak bilmeyen bir kan akışı olduğunu, Duygu’nun tek kişilik hücrede tutulduğunu ve kesinlikle intihar ettiğine inanmadıklarını, kendilerine bir açıklama yapılmadığını en son konuştuklarında televizyon ve ayakkabı istemiş olduğunu ve bu isteklerin intihar edecek birinin istekleri olmadığını ve ölümden de aşırı korkan biri olduğunu’ aktarmışlardır.”
 
Yaşam hakkının korunması vurgusu
 
Garibe Gezer’in geçtiğimiz yıl yaşanan şüpheli ölümüne de dikkat çeken Nuray, cinsel saldırıya uğrayan Garibe’nin dilekçelerinin işleme alınmadığına vurgu yaptı. Cezaevlerinde yaşanan ölümlerin önlenebilir olduğunu söyleyen Nuray, “Mahpusların yaşam hakkının korunması yükümlülüğünün kendilerini denetim altında tutan kamu idaresinin sorumluluğunda olduğu bir kez daha hatırlatarak bu yükümlülüğün insan onuruna yakışır bir şekilde yerine getirilmesini talep ediyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve kendi iç hukukundaki emredici nitelikteki kanun hükümleri gereğince özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin insan olmaktan kaynaklı haklarının korunması devletin sorumluluğundadır. Ancak devlet bu sorumluluğu yerine getirmediği gibi failleri de korumaya devam etmektedir. İnsan Hakları Derneği olarak hapishanelerde yaşanan işkence ve kötü muamele uygulamalarına son verilmesini, işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden görevliler hakkında şeffaf soruşturma süreçlerinin yürütülmesini ve cezasızlık politikasından vazgeçilmesini, Ceza İnfaz Kurumlarının sivil toplum örgütleri ve ilgili meslek örgütlerinin denetimine açılmasını talep ederiz” dedi. 
 
Bir Garibe Gezer olayı daha yaşandı
 
İHD Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin de Kandıra Kadın Kapalı Cezaevi’nin sabıkalı bir cezaevi olduğunu belirterek, iki yıl önce Garibe Gezer’in de orada katledildiğini hatırlattı. Eren, “Biz işkenceye uğradığına dair görüntülere ulaştık ama buna rağmen savcılık tarafından takipsizlik kararı verildi. Duygu Koral dosyası da çok benzer. Duygu’nun hayattan vazgeçmek gibi bir nedeni yok. Dosyadaki gardiyanların ifadelerine baktığımızda şöyle ifadeler var: Gardiyanlara saldırdığını söylüyorlar. Garibe Gezer dosyasına çok benziyor, karşılarında direnen ve işkenceye itiraz eden bir kadın var. Bir de diyorlar ki biz kask ve kalkan ile yanına giriyorduk. Fiziksel olarak zayıf bir kadının yanına böyle girdiklerini söylüyorlar. Sonra da kapısı içeriden kitliydi diyorlar, hangi cezaevinde kapılar içeriden kilitleniyor. Hiçbir cezavinde böyle bir şey yok. Kapılar içeriden kitlenmez, bunların hepsi yalan. Otopsi raporu henüz gelmedi ama duş başlığına kendini astığını söylüyorlar ama neyle astığına dair bilgi yok. Tüm olayların sonuna kadar takipçisi olacağız” diye konuştu.