Depremzedelerin manipülasyona yanıtı: Helal etmiyoruz

  • 09:05 11 Şubat 2024
  • Medya Kritik
 
Roza Metîna 
 
HABER MERKEZİ - 6 Şubat depreminin yıl dönümünde deprem bölgesindeki gerçekleri yansıtmayan ve iktidarın tüm ihtiyaçları karşıladığına ilişkin havuz medyanın haberlerini Özgür Basın’ın depremzedelerin sesini duyurduğu “unutturmayacağız helal etmiyoruz” sözleri yalanladı.
 
Tüm dünyada basın önemli bir role sahip. Toplumun bilinç altına, psikolojisine ve hareket tarzına etki ediyor. Siyaset, ekonomi ve toplumsal açıdan güç olmak isteyenler medyayı kullanıyor. Özellikle de erkek egemen zihniyet, medyadaki manipülasyon yolu ile  amacına ulaşmak ve ideolojisini topluma yaymak istiyor. Bu da kadın ve çocukları olumsuz yönde etkiliyor. Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta yaşanan depreme ilişkin hazırlanan rapor ile deprem bölgesindeki kadınların durumunu ortaya koyan Kadın Koalisyonu, kadınların en çok gıda, sağlık ve psikolojik destek için başvuru yaptıklarına yer verdi. BU da kadınların nasıl zorluklar yaşadığını ortaya koyuyor. Ancak havuz medya kadın ve çocukların hiç sorunu yokmuş gibi yansıtıyor, deprem bölgesinde kaybedilen, tarikatlara teslim edilen çocuklara ilişkin hiç sesini çıkarmıyor, gündeme almıyor ve bu gerçekliği saklıyor. 
 
31 Mart’ta yapılacak yerel yönetim seçimleri yaklaşırken de medyanın rolü daha çok ön plana çıkıyor. Siyasi manipülasyon projeleri de basın yolu ile yürütülüyor. Bu seçim çalışmalarının başladığı ilk günden sonrasına kadar bu şekilde bürüyor. 2014 yılında yapılan seçimlere baktığımızda Anadolu Ajansı, Cihan Haber Ajansı’nın sonuçları birbirinden farklı idi. O yıllarda da şimdi de manipülasyon yürürlükte. Bu yüzden yandaş medyaya güven kalmıyor. Çünkü yandaş medya sadece propafanda aracına dönüşüyor ve iktidarın savunuculuğunu yapıyor. 
 
Yerel yönetim seçimlerinde kendisi için bir çok oyun ve hileyi havuz medyada dolaşıma sokuyor. Şimdi basın AKP-MHP iktidarının kontrolünde. Kayyımların yolsuzlukları, talancı zihniyetleri basın yolu ile meşru gösterilmeye çalışılıyor.  Zaten kayyım yönetimindeki belediyeler tüm imkanlarını AKP için seferber ediyor. Yine kayyımlar tüm il ve ilçelerde de AKP’nin yöneticileri gibi hareket ediyor. Bu durum kayyımlarla gasp edilen Amed ve tüm iller, ilçeler için geçerli. Havuz medya Amed’in yollarının bozukluğunu saklıyor, bu karşı yeni otobüslerin ulaşıma dahil olduğunu yazıyor. Ancak bu otobüsler şimdiye kadar neredeydi? Günlerce yurttaşlar dijital medya üzerinden dönüşüm sorunlarını dile getirdi ancak AKP-MHP’nin havuz medyası bunları hiçbir şekilde görmedi, yansıtmadı. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir.   
 
Aynı manipülasyon 6 Şubat 2023 tarihinde Mereş merkezli meydana gelen deprem için de geçerli. Bu manipülasyonla antidemokratik bir hukuk sisteminin de ortaya çıktığını görüyoruz. Havuz medya AKP-MHP iktidarının depremzedelerin tüm ihtiyaçlarını karşılamış gibi yansıtıyor. Depremde yaşamını yitirenlerin sayısını sakladılar.  6 Şubat depremi sürecinde Çevre Şehircilik Bakanı olan AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum kısa bir süre önce katıldığı bir televizyon programında “130 bin canımız yaşamını yitirdi” demişti. Bu aynı zamanda depreme ilişkin verilen resmi rakamların da doğru olmadığının itirafı idi. Aynı zamanda AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözleri ile yandaş medyanın sözleri de birbiri ile çelişiyor. Tayyip Erdoğan da, Hatay’da katıldığı bir programda “Oy verilmediği için hizmette verilmedi, eğer oy verseydiniz hizmet gelirdi” şeklinde ifadelerde bulundu.
 
Anadolu Ajansı haberlerinde “Asrın  felaketinin üzerinden bir yıl geçti. Devletin depremin yaralarını sarmak için çabaları topyekun bir şekilde sürüyor. Fondaş medya ve muhalefet bu mücadeleyi boşa çıkmak için elinden geleni yapıyor. Depremin ilk gününden bu yana devlet tüm imkanlarını seferber etti” ifadelerini kullandı. Ancak depremin ardından bu güne kadar depremzedeler söyledikleri ile havuz medyanın söylediklerini yalanladı. Basına konuşan birçok depremzede gerçekleri dile getirdi, gerçekleri söyleyenlerin işlerinden atıldıklarını ya da tehdit edildiklerini söyledi. JINNEWS’in depremin yıldönümü olan 6 Şubat saat 04.17’de yaptığı yayında “Unutmayacağız, affetmeyeceğiz ve helal etmiyoruz. Eğer adalet duvarlarda kalsın istemiyorsak suç duyurusunda bulunun. Önce ölüme terk ettiler şimdi de karanlığa terk ettiler” dediler. Depremzedelerin bu sözleri Anadolu Ajansı’nın sözlerini yalanladı. 
 
Gerçeklerden rahatsızlar. Bu yüzden Malatya Waliliği depremin birinci yıl dönümünde etkinlikleri yasakladı. Depremzedelerin yaşadığı bu acılara “kader” diyen bu zihniyet aynı zamanda “imar affını da” çıkaranlardı. Yaşananları yansıtmaya çalışan Özgür Basın o gün de bir çok engel ile karşılaştı, saldırıya uğradı. Deprem zamanı bir çok gazeteci aynı uygulama ile karşılaşmış, tehdit edilmişti, göz altına alınmış tutuklanmıştı. Ancak Özgür Basın çalışanları asla boyun eğmedi, deprem olduğu günden bu yana yine alanlardaydılar ve depremzedelerin sesini duyurmaya çalıştılar.