Depremzedeler: Unutulduk

  • 09:04 25 Eylül 2023
  • Yaşam
 
Melike Aydın
 
HATAY - 6 Şubat depremlerinin üzerinden 7 ayı aşkın bir zaman geçmesine rağmen Hatay’da bir düzelme olmadığını söyleyen kadınlar, “Evimiz yok, sığınacak yerimiz yok” diyerek, Hatay’ın unutulduğunu söylüyor. 
 
Mereş merkezli 6 Şubat depreminin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen birçok insan hala çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Hijyen ve güvenlik başta olmak üzere kış koşullarının yaklaşmasıyla daha da belirginleşen barınma gibi birçok konuda kaygı taşıyan kadınlar buna rağmen konteyner kentlere yerleşmek istemiyor. Okulların açılmasıyla da kırtasiye, servislerin sağlanmaması gibi sorunlar yaşadıklarını söyleyen kadınlar, Hatay’ın unutulduğunu dile getiriyor. Kadınlar Hatay’ın yeniden inşasında eski hayatlarına uygun bir inşa istiyor.
 
‘7 aydır çadır koşullarında yaşıyor’
 
Depremin ilk günü, kiracı olduğu evi yıkıldıktan sonra Samandağ ilçe merkezinde çadırda yaşayan Nimet Kılıçlar, 7 aydır aynı koşullarda yaşıyor. Bir engelli çocuğu, üç torununun bakımı ile ilgilenen Nimet, 7 kişi yaşadıkları çadırda yaşadıkları en önemli sorunun tuvalet ve banyo ihtiyaçlarını hijyenik koşullarda sağlayamamak olduğunu ifade ediyor. Ailede sadece eşinin düzenli bir maaşa sahip olduğunu belirten Nimet, “Zamanında konteyner için başvurduk çıkmayınca bir daha gitmedik. Bir konteynıra 7 kişi sığmaz. Evler çok pahalı. İlk para verdiklerinde 15 bin Lira aldık. Başka yok. Okul açıldı, okul masraflarını da karşılıyorum. Yağmur yağıyor, çadırın üstünde bir sorun yok ama alttan sızıyor. Kışın soba kurup idare edeceğim. Devam ettiği kadar. Ev aramadım bile, zaten zor bulursun. Suyu itfaiye getiriyor. İçme suyunu Hıdırbeyli’den getiriyorum. Geçinip gitmeye çalışıyorum” sözleriyle içinde bulunduğu durumu özetliyor.
 
‘Konteyner kent değil, evinin bahçesinde konteyner istiyor’
 
Depremde ağır hasar alan evinin bahçesinde kurduğu çadırda kalan depremzede Birsen Kimyongök, temel ihtiyaçlarını yıkılma tehlikesi olan evinden karşılıyor. Konteyner için kendilerini 3 oğlunun ve eşinin işyerine uzak mesafedeki Hıdırbeyli Konteyner kent’i gösterdikleri için çadırda kalmayı tercih ettiklerini dile getiren Birsen, “Biz evimizin önünde bir konteyner istedik. Bir oğlum 17 yaşında meslek lisesine gidiyor. Çadırda yaşamak çok zor. Bel fıtığım var eğilip kalkmak zorluyor. Tansiyon hastası oldum. Sinek çok. Sineğin ısırdığı yer iltihap kaptı. Kanepelerim dışarda ve içinde fareler dolaşıyor. Hala sünger battaniye yastık gibi ihtiyaçlarım var. Çamaşır makinem bozuldu. Eşim çalışmıyor 65 yaşında, bir oğlum çalışıyor o da yetmiyor. Kış geliyor ve çadırdayım. Bir konteyner getirseler evimin önünde yaşardım. Konteyner kentlerde yaşayamam. Arabam yok, vasıtam yok. Oldukça uzak bir yer” diyerek 7 aydır yaşadığı sorunların artarak büyüdüğüne dikkat çekiyor. 
 
‘Çadır koşullarında engelli çocuğa bakmak daha da zor’
 
Soy ismini söylemek istemeyen Işkın, akrabalarından oluşan 4 aile ile ağır hasarlı evlerinin bahçesinde 7 aydır çadırda kalıyor. Epilepsi hastası engelli çocuğuna çadır koşullarında bakım yapmanın zor olduğuna dikkat çeken Işkın, “Düzenli olarak doktora götürüyorduk depremden sonra çocuğuma 6 ayda bir yapılan botoks iğnelerini yapamıyoruz. Üzerinden bir yıl geçti. Bezini, engelli arabasını yardımseverler aldı. Çocuklar için servis sıkıntısı çekiyoruz. Su sıkıntısı çekiyoruz. Devlet konteyner için yardım ediyor ama şahsi arazi olması lazım dediler. Benim sadece evimin arazisi var. Başka arazi yok. Çocuklarım konteyner kentte yaşamak istemiyor. Burada mahalle var, bahçe var” ifadelerini kullanıyor. 
 
‘Çocuklar güvensiz ve sağlıksız ortamda büyüyor’
 
Depremde evlerini ve yakınlarını kaybettiklerini belirten Aylin Bayram ise, enkazdan çıkan tozların sağlık sorunlarına neden olduğuna işaret ediyor. Çocuklarını okula gönderirken kaygı yaşadıklarını ifade eden Aylin, “İlk zamanlar can güvenliğimiz yoktu, her yerde hırsızlar dolaşıyordu. Eşyalarımız yağmalandı. Binalar yıkılacak diye korkuyoruz. Ev yıkıyorlar enkazı kaldırmıyorlar, kaldırdıklarında toz içinde kalıyoruz sulama yapmıyorlar. Kızım kalp hastası. Bize sözde servis verilecekti ama bazılarına verildi bize verilmedi hala. Kırtasiye bazı okullara dağıtıldı bazılarına verilmedi. Kızımın ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağız bilmiyorum. Evimiz yok, sığınacak yerimiz yok. Su sorunu yaşıyoruz, hijyen yok” sözlerine yer veriyor.
 
‘Hatay’ın eski halini istiyor’
 
Hatay’ın eski haline getirilmesini isteyen Aylin, “İstiyoruz ama eskisi gibi olacağını sanmıyorum. Bu deprem sürecinden hepimiz etkilendik. Çocukların psikolojileri bozuldu. Hatay’ı yalnız bıraktılar. Unutulduk” diye ekliyor.