‘Haberim olmadan hakkımda evlendirilme kararı verilmiş’

  • 09:03 18 Eylül 2023
  • Yaşam
 
Şehriban Aslan
 
AMED - Çocuk yaşta ailesi tarafından haberi olmadan evlendirilme kararı alınan Azize Eker, yaşamında asla rahatlık görmediğini ve 6 çocuğuyla ayakta kalmanın mücadelesini verdiğini söylüyor.
 
Kadınlar, neredeyse her coğrafyada sistemsel bir baskının içinde kalırken, bu baskılar Kurdistan’da olduğu gibi hem erkek hem de devlet eliyle daha örgütlü uygulanıyor. Erkek-devlet şiddetine ve bu sisteme karşı mücadele eden neredeyse her kadının bu şiddetin hedefi olduğu Kurdistan’da birçok kadının hikâyesi benzer bir yerden başlıyor. Bu kadınlardan biri de Amed’in Farqin (Silvan) ilçesinde yaşayan ve 1993 yılından bu yana büyük bir yaşam mücadelesi veren 47 yaşındaki Azize Eker…Azize, henüz çocukken ailesi tarafından haberi dahi olmadan nişanlandırılıyor ve onun adına evlilik kararı veriliyor.
 
Evlendikten sonra evli olduğu erkek ve ailesi tarafından sistematik şiddete uğrayan Azize, tek başına şiddete karşı mücadele etmeye çalışıyor. Yaşamını sorduğumuz Azize, kendi deyimiyle “özetini” anlatıyor.
 
Katledilme tehdidiyle evlendirildi
 
Daha çocuk yaşta iken babası vefat eden Azize, annesinin 7 çocuğuna tek başına baktığını söylüyor. Annesinin kendilerini zor koşullarda yetiştirdiğini anlatan Azize, 24 yaşındaki erkek kardeşinin Hizbullah tarafından katledildiğini ve bu olayın kendisini derinden etkilediğini dile getiriyor. Bu süreçte kendisinden yaşça çok büyük, evli ve çocuklu olan amcasının oğlu ile evlendirilmek istendiğini ve bunu reddettiğini paylaşan Azize, “Bu defa amcamın torunu için istemişler beni, ben de o gece evde değildim. Sabah geldim eve birden parmağıma yüzük taktılar ve benim hiçbir şeyden haberim yoktu. Ne kadar yok desem de dinletemedim. Bana eğer yüzüğü geri gönderirsem öldürüleceğimi söylediler” diyor.
 
‘Evliliğin ne olduğunu bilmiyordum’
 
6 ay içinde evlendirildiğini ve Farqîn’in Boşatê köyünden Amed merkeze taşındıklarını kaydeden Azize, “Küçük yaşta evlendirildiğim için ve kendi yaşadığım yerden ayrıldığım için gidip sokakta oturup ağlıyordum. Evliliğin ne olduğunu bilmiyordum bile. Bir an önce annemin evine gitmek istiyordum. Kardeşimin katledilmesinden dolayı psikolojim de bozulmuştu ve artık benim için dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı. 6 ay geçtikten sonra ilk çocuğuma hamile kaldığımı öğrendim ama onu bile bilmiyordum. Üç çocuğum oldu, eşim çalışmıyordu, zorluk üstüne zorluk yaşıyordum. Sonrasında kaçak oldu ve bize hiç sahip çıkmadı. Durum böyleyken bir de cezaevine girdi, bir buçuk yıl cezaevinde kaldı. Baktım olacak gibi değil çocuklarımı sokakta bırakıp evlere temizliğe gitmeye, çalışmaya başladım. Hem temizliğe gidiyordum, hem akşam gelip çocuklara bakıyordum. Stresten yüksek tansiyon ve şeker hastası oldum. Bende bu hastalıklar olunca öleceğimi sandım” sözleriyle, evlilikten sonra yaşadıklarını anlatıyor.
 
Çocuklarıyla gözaltına alındı
 
Evli olduğu erkeğin sürekli cezaevine girip çıktığına değinen Azize, bundan kaynaklı Kıbrıs’a kaçak gittiğini ve burada oturum aldığını belirtiyor. Kendisinin de 5 çocuğu ile Kıbrıs’a gittiğini kaydeden Azize, “Kıbrıs’ta 3 yıl kaldık. Hem eşimle anlaşmazlık yaşadık hem de ekonomik kriz olduğunda orada geçinemedik ve geri dönmek istedik. Geri dönüş yolunda şikâyet üzerine ben ve çocuklarım gözaltına alındık. 2 büyük kızım ve bebeğim benimle birlikte nezarette kaldı diğer 3 çocuğum da yurda verildi. Sonrasında savcılığa çıkarıldık ve savcı üzerimde para olup olmadığını sorunca, ben de yok dedim. Kaçak yollarla bizi getiren adamı da çağırdı ve mahkemem görülene dek tüm masrafların kaçakçı tarafından karşılanmasını söyledi. Kaçakçı ile birlikte çıktık orada aile pansiyonu olduğu yere götürülmemizi istedik. Kaçakçı da bizi başka birine emanet edip pansiyon yerine bir mafyanın evine götürüldük. Orada da rahatlık göremedik ben artık patlama noktasına geldim ve beni pansiyona götürmelerini söyledim. 2 haftanın sonunda pansiyona gittik” sözlerine yer veriyor.
 
‘Dertlerime dert eklendi’
 
Çocuklarıyla 15 gün pansiyonda kalan Azize, bu süre boyunca sadece domates ve ekmek yiyebildiklerini söylüyor. Yolda tesadüfen karşılaştığı Mêrdînli bir kişinin, kendisine yardımcı olduğunu ve çocuklarıyla birlikte Diyarbakırlı bir eve misafir olarak götürdüğünü söyleyen Azize, “Benim de çarem yoktu, mecbur kalıp 6 çocuğumla birlikte gitmek zorunda kaldık. Onlara ne kadar teşekkür etsem de az kalır. Sonrasında mahkemem görüldü ve Türkiye’ye gitme iznim çıktı. Gemi ile Kıbrıs’tan Mersin’e geldik. Bebeğimin kimliği olmadığı için orada da zorluk yaşadık ve ardından Diyarbakır’a geldik. Diyarbakır’a geldim de sanki dertlerim bitti mi? Dertlerime dert eklendi. Eşimin ailesi dahil kimse bize destek olmadı. Destek isteyince de ben ve kızlarım onların şiddetlerine maruz kalıyorduk” ifadelerini kullandı.
 
‘Her şeye rağmen ayakta kalmayı başardık’
 
Yaşadığı tüm şiddet, baskı ve olumsuzlara rağmen ayakta duran Azize, şu sözlere yer verdi: “Bir gün bir arkadaşım aradı ve bana iş bulduğunu söyledi. Haftada bir kuruma gidip yemek ve temizlik yapacağımı söyledi. Bu işi bulduğuma o kadar çok sevindim ki o gece büyük bir mutlulukla uyudum. Küçük kızımın bez ve mama parasının çıkacağına sevindim. Önce haftada birdi sonrasında hafta içi de dahil oldu. Oradaki insanların bana o kadar çok iyiliği dokundu ki ne yapsam haklarını ödeyemem. İşe girdikten sonra toparlandım. Tam toparlandım derken deprem oldu ve olan evimi de kaybettim. Ağır hasar aldığından ve sokakta kaldığımdan konteyner için başvuruda bulundum. Bana konteyner çıktı ve şu an burada yaşıyorum. Her ne kadar şu an sorunlar olsa da en azından başımı koyabileceğim bir yer var. Evet, burası da zorluklarla ve zahmetlerle dolu ama uygun kiraya ev bulamadık, tüm ev fiyatları ev sahiplerinin fırsatçılığından kaynaklı uçmuş durumda. Her şeye rağmen ben ve çocuklarım ayakta kalmayı başardık. Şu an tek ihtiyacımız bize TOKİ'lerden bir ev çıkmasıdır.”