Adalet Nöbeti 100’üncü gününde: Çözüm istiyoruz

  • 09:05 13 Mart 2024
  • Güncel
 
Gülistan Gülmüş 
 
AMED - Mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa siyasi çözüm amacıyla başlatılan Adalet Nöbeti, 100’üncü gününe girerken, nöbetten “çözüm istiyoruz” mesajı öne çıkıyor. 
 
Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar 27 Kasım 2023 yılında, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm”  kampanyası kapsamında açlık grevi eylemi başlattı.  Cezaevlerindeki hukuksuz uygulamalara, tecrit politikalarına bir karşı çıkış olarak başlatılan eylemde siyasi tutsaklar yer alıyor. Tutsakların başlatmış olduğu eylemin yanı sıra aynı kampanya kapsamında tutsak yakınları ve Tutsak Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY- DER) ise 4 Aralık’ta başta Amed olmak üzere 6 ili daha kapsayan Adalet Nöbeti eylemi başlattı.  Amed’de devam eden eylem, 100’üncü gününe girdi. 
 
Bu 100 günlük süreçte sayısız ziyaretler, haberler, saldırılar ve gündemler oldu. Tutsak yakınları her gün düzenli olarak eylemi gerçekleştirdikleri binaya gelip burada önlüklerini giyip, şarkılarını seslendirip, zılgıtlar geçerken, birbirlerine de yaşam öykülerini anlatarak güç alıyorlar. Bu süreçte orada bulunan polislerin de göz hapsine maruz kalan aileler tek talebi,  “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” oldu.
 
47 ‘yüksek güvenlikli’  cezaevi
 
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Hapishane Komisyonu’nun Y tipi, S tipi ve yeni tip Yüksek Güvenlikli cezaevleriyle ilgili açıkladığı değerlendirme raporuna göre, 2022 yılında 1 Eylül tarihine kadar açılan 18 yeni cezaevi ile birlikte cezaevlerinin toplam sayısı 399’a yükseldi. Bu cezaevlerinden 14’ü F Tipi, 2’si D Tipi, 1’i H Tipi, 7’si Y Tipi, 6’sı S Tipi, 17’si ise “Yüksek Güvenlikli” olmak üzere 47’si yüksek güvenlikli cezaevidir.
 
‘Hastane sevkleri geciktirildi’
 
İnsan Hakları Derneği’nden (İHD), cezaevlerine gönderilen bir heyetin 18 Ocak 2024 tarihinde Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda elde ettiği tespit ve gözlemlere dair hazırladığı raporda, açlık grevindeki tutsakların yaşadığı hak ihlallerinden bazıları şu şekilde sıralandı:
 
“*Bulundukları hapishanede 27 Kasım 2023 tarihinden beri açlık grevinin devam ettiği,
 
 * İaşelerin verildiği ancak yetersiz olduğu,
 
* Sağlık kontrollerinin sağlık personeli tarafından yapıldığını, henüz hekim kontrolü olmadığını, kontroller için personelin odaya geldiğini,
 
 *Hastane randevuları çok geç geç verildiği ve sevklerin geciktirildiği,
 
 *Greve giren bazı hasta mahpusların sağlık sorunları yaşadığı ve hastane sevklerinin geciktirildiği,
 
 * Bulundukları hapishanede kitap ve dergi sınırlamasının bulunduğu, talep ettikleri gazetelerin taraflarına verilmediği,
 
* Sosyal aktivitelerinin salgından bu yana kısıtlandığını ve halen birçok sosyal aktivite haklarından yararlandırılmadıkları tarafımıza aktarılmıştır.”
 
‘İnsanlık dışı muamele’
 
ÖHD Amed  Şube Eşbaşkanı JINNEWS’e verdiği röportajda S ve Y tipi cezaevlerinin artışındaki amaçlara dair aktarımlarda bulunmuştu. Gizem aktarımlarında, “Bu tip hapishaneler seviyeye tipleri özellikle şehirden çok uzağa konumlandırılmış durumdalar. Bu da kişileri psikolojik olarak da şehirden izole bir ortamda bulunduğu durumu kişiler üzerinde bir psikolojik baskıda yaratmakta. Bununla birlikte görüşlerinin önünde ciddi bir engel oluşturmakta. Hapishane komisyonumuzun ziyaretlerinde öğreniyoruz ki ailelerin birçoğu hem hava koşulları hem de hapishaneye erişmek oldukça zor olduğundan görüşe dahi gidememekte. S ve Y tiplerinin günümüzde yoğunlaştırılması, sevklerin buraya yoğun bir şekilde yapılması zaten infaz rejiminin kendisinin insan ruhunda insan bedeninde yarattığı büyük tahribatlar varken bu tahribatları daha da arttıran, insanlığa karşı suç, insanlık dışı muameleye işkence diye tabir edebileceğimiz sonuçları ortaya çıkarmakta” sözlerini kullanmıştı.
 
Adalet Nöbeti devam ediyor
 
 
Tutsak yakınlarının da PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve başta Kürt sorununa siyasi çözüm doğrultusunda, hak ihlallerine karşı bir an önce ses olunması talebiyle Adalet Nöbeti eylemi başlattı. Aileler nöbette sık sık Kürt sorununun ve tutsak yakınlarının yaşadıkları hak ihlallerinin Abdullah Öcalan’ın tutsaklığından bağımsız olmadığını dile getirdi. Bu nedenle Adalet Nöbeti eylemlerini başlatarak seslerini kamuoyuna duyurmak istediklerini ve taleplerine bir cevap alana kadar da nöbete devam edeceklerini söylediler. Dünyanın birçok yerinde ses getiren ve destek mesajları alan Adalet Nöbeti eylemi 100’üncü gününü geride bıraktı. 100 gündür devam eden Adalet Nöbeti eylemcileri nöbetlerini sürdürmeye devam ediyor. 
 
Adalet Nöbeti’ne dair değerlendirmeler
 
100 günlük Adalet nöbetine dair birçok kurum kuruluştan ve Avrupa’dan gelen delegasyon üyelerinden Adalet nöbeti eylemelerindeki gözlemlerine dair değerlendirmeler yapıldı.
 
‘Hükümet zayıf ve korkak’
 
Söz konusu değerlendirmeleri yapanlardan biri İngiltere’den gelen eski siyasetçi delegasyon üyesi Julie Warn oldu. Daha önce de Amed’e sayısız ziyaretler gerçekleştiren Julie, Amed’e yaptığı son ziyarette Adalet Nöbeti’nde bulunarak oradaki ailelerle sıcak temaslar kurmuştu. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride dair verdiği röportajda Adalet Nöbeti’nin uygulanan tecridin doğurduğu bir sonuç olarak değerlendiren Julie, Adalet Nöbeti’nde geçirdiği birkaç saatlik gözlemlerinde binanın polislerce sarılı olmasına dair,“Özgürlük ve demokrasi için mücadele edenler nasıl bir tehdit olabilir ki?” diyerek şu sözlere yer vermişti: “Özellikle kadınlar ve gençler üzerinden düşüğümüzde bunları hükümetin zayıf ve korkak olduğuna dair birer kanıt olarak görüyorum. Bu zorlu bir süreç. Bu ailelerin mücadeleleri görülmeye değer. Bu zorlu bir süreç çünkü herkes kız ve erkek kardeşini kaybetmiş. Onların acılarını dinlediğimde kendimi onlara çok yakın hissediyorum. Bu yaşananları kendi kurumlarımızda konuşabilmeliyiz. Ben politikacı olduğum süreçte gerçekleri konuşmayı tercih ettim. Buraya da bütün bu gerçekliğe yeniden tanıklık etmek için geldim. Zulüm görmüş ama ayakta kalmış ve mücadeleye devam etmiş olanları yeniden görmek istedim.”