Cumartesi Anneleri 995’inci kez Galatasaray’da: Vazgeçmeyeceğiz

  • 13:16 20 Nisan 2024
  • Güncel
 
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, 995’inci kez çıktıkları Galatasaray Meydanı’nda 29 yıl önce kaybedilen Kadir Keremoğlu’nun akıbetini sorarak, “Kaç yıl geçerse geçsin, Kadir Keremoğlu için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi. 
 
Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 995’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Ellerinde karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu dövizleri taşıyan Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemde 29 yıl önce kaybedilen Kadir Keremoğlu’nun akıbetini sordu. Açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.
 
Devletin gözaltında kaybedilenlerin akıbetini veya faillerin açığa çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Gülseren, “Ne yazık ki devlet, bugüne kadar yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi kayıp yakınlarının hakikati bilme çabalarının önüne siyasi ve hukuki engeller çıkararak, siyasi anlamda bu eylemleri cezalandırmaktan kaçındı. 995’inci haftamızda, bilinen faillerinin cezalandırılması engellenmiş olan Kadir Keremoğlu dosyası ile kamuoyunun karşısındayız” şeklinde konuştu.
 
‘Tehditler arttı’
 
Bu hafta 75 yaşındaki Geverli Kadir Keremoğlu’nun akıbetini sorduklarını kaydeden Gülseren, ”Kadir, Van'da yaşayan varlıklı bir iş insanıydı. 10 Temmuz 1994 tarihinde JİTEM mensupları, ‘ölüm listesinde isminiz var’ diyerek Keremoğlu ailesinden haraç istedi. İstenen parayı İstanbul Çatalca'da bir adrese getirmeleri söylendi. Aile, polise ve savcılığa başvurarak suçüstü yaptırdı, haraç almaya gelen 4 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan biri de JİTEMCİ Alaattin Kanat'tı. Bu olaydan sonra Keremoğlu ailesi, JİTEM bağlantılı çetenin hedefi oldu ve tehditler arttı” sözlerine yer verdi.
 
‘Kadir’in akıbeti ne oldu?’
 
Gülseren, Kadir'in kaybediliş sürecini ise şöyle anlattı: “14 Nisan 1995 tarihinde Van merkezde kendisinin yaptırdığı Keremoğlu Camisi’ne namaz kılmaya gitti. Sonrasında 01 EA 600 plakalı Beyaz Toros'la kaçırıldı. Onu otomobile bindirenlerin arasında JİTEM'le irtibatlı Şehmus Durak isimli şahıs da vardı. Beyaz Toros'a iki otomobil daha eşlik ediyordu. Aile yaptığı araştırma sonucunda, kaçırıldıktan sonra babalarının Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım'a  teslim edildiğini, önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı'na götürüldüğünü öğrendi. Ayrıca kaçırma olayına karışan JİTEM’le ilişkili şahısların kimlik bilgilerine de ulaştı. 22 Nisan 1995 tarihinde aileyle görüşen ve kendisini özel harp dairesi mensubu olarak tanıtan kişi ‘babanızı bırakmak için 750 bin Mark istiyoruz’ dedi. Bunun üzerine aile, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile görüştü. Bu görüşmeden hemen haberdar olan aynı kişi aileye ‘babanızı ölmüş bilin’ dedi.”
 
‘Tüm kayıplarımız için adalet istiyoruz’
 
Kadir'in oğullarından birinin, 13 Ocak 1997 tarihinde TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na gidip ifade verdiğini söyleyen Gülseren, emniyet, adliye ve askeri makamlara başvuran ailenin herhangi bir sonuç alamadığını paylaştı. “Diyarbakır, Hakkâri ve Van adliyeleri arasında gidip gelen dosyada Kadir Keremoğlu’nun akıbetinin açığa çıkartılmasını, sorumlu olanların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir yargılama faaliyeti yürütülmedi” diyen Gülseren, şunları belirtti: “Yargısal yolların tüketilmesi üzerine dava 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Anayasa Mahkemesi de başvuruyu reddederek iç hukuk yollarını tamamen kapattı. Aile AİHM’e başvurdu. 995. haftamızda bir kez daha Kadir Keremoğlu’nun mezar yerinin açıklanmasını, onu kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin, Kadir Keremoğlu için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.” 
 
Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak, eylemlerini sonlandırdı.