İtirafçı Ümit Akbıyık’ın beyanlarıyla yargılanan avukata beraat

  • 16:06 2 Mayıs 2024
  • Hukuk
 
AMED - İtirafçı Ümit Akbıyık’ın beyanlarıyla yargılanan avukat Özüm Vurgun yargılandığı davanın ilk duruşmasında mahkeme beraat kararı verdi.
 
Çok sayıda kişi hakkında yalan beyan veren Ümit Akbıyık’ın beyanlarıyla hakkında dava açılan Avukat Özüm Vurgun'un "Gözaltına alınanların dosyalarına örgüt talimatıyla baktığı" iddiası nedeniyle "örgüt üyesi" olduğu suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Özüm’ün yanı sıra avukatları Ruşen Seydaoğlu, Ekin Yeter ile Nahit Eren hazır bulundu. Ümit Akbıyık ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlanarak beyanlarda bulundu.
 
Duruşmaya destek amaçlı Türkiye Barolar Birliği (TBB), Amed Barosu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Amed Temsilciliği, uluslararası hukuk örgütlerinden Lawyer For Lawyers üye ve yöneticileri katıldı.
 
‘Kendince şema çizerek bana da yer vermiş’
 
İddianamede kendisine yönelik suçlamalara karşı savunma yapan Özüm, "Tanık suçtan kurtulmaya yönelik savunması kapsamında, yalan beyanlarda bulunmuş, kendince bir şema çizerek bana da yer vermiş. Sivil toplum örgütleriyle toplantılar yapıyorduk. Açık tanığın bahsettiği il koordinasyon toplantısının ne olduğunu bilmiyorum. Böylesi bir toplantıya da katılmadım. Açık tanığın beyanları bir bütünen kabul etmiyorum. Bir yurttaş olarak haklarımı çok iyi biliyorum. Bu eylemler legal faaliyetlerdir. Herhangi bir suç unsuru teşkil etmeyen eylemlerdir " dedi.
 
Açık tanıktan bilindik beyanlar
 
İtirafçı tanık Ümit Akbıyık ise "Özüm Vurgun'un örgüt talimatıyla gözaltına alınanların dosyalarını üstleniyordu. İl koordinasyon kurulu toplantılarına katıldı. Bu toplantılarda eylem kararları alınıyordu” şeklinde beyanlarda bulundu.
 
İddia makamı ceza istedi
 
 İddia makamı verdiği mütalaada ceza istedi.
 
‘Avukatlık mesleği kriminalize edilmeye çalışılıyor’
 
Savunma yapan avukat Ekin Yeter, savcılığın eylem etkinliklerle alakası olmayan durumları suç unsuru yaparak dosyayı şişirdiğini söyledi. Ekin, “Dosyada ne örgütsel slogan ne şiddet hali olmadığı halde eylem etkinliklerin hepsi dosyaya suç diye konulmuş. Soyut, etkin pişmanlıktan faydalanan birinin beyanıyla sabahın köründe insanların evi basıldı, çoluk çocuk ve yaşlılar korkutuldu. Bu insanlar herkese ‘örgüt üyesi’ olarak lanse edildi. Gözaltında olanlara hiçbir şey olmamasına rağmen avukat kısıtlılığı getirildi. Bu yargılama düşman hukuku çerçevesinde yapılıyor. Avukatlık mesleği kriminalize edilmek isteniyor” ifadelerini kullandı. 
 
Ekin, sonrasında benzer dosyalarda verilen beraat kararlarını mahkemeye sundu.
 
‘Herkes kriminalize ediliyor’
 
Amed Baro Başkanı avukat Nahit Eren, “İddia makamları bu tür davaları açtığı için daha önce defalarca sizlere savunma yaptık. Bunların hepsi artık tekrar niteliğine geldi. Yine bu tür davalarda savunma yapmak zorunda kalıyoruz. İddianamede Özüm Vurgun’un avukatlık pratiğine ilişkin suçlama konusu ve usuli özel bir düzenleme var. Eğer Diyarbakır’da terörle mücadele adı altında operasyon yapmışsa kişi kim olursa olsun ‘alabilirim’ diyor. Ne TEM’e ne de iddia makamına gerek yok zaten adliyeye giren çıkan herkes terörist ilan ediliyor. Herkes kriminalize ediliyor” dedi.
 
‘Belli görüşlere göre dava takibi de yapabilirim bu suç mu?’
 
Soruşturma aşamasını anlatan Nahit, “Çok iyi hatırlıyorum 25 meslektaşımız gözaltına alındı. Sosyal medyada haberleri görünce açık tanık Ümit Akbıyık’ı gördüm tanımıyordum ama şimdi görünce hatırladım. Bu şahıs baroya da gelmişti. Benimle görüşmek istediğini söyledi ben de kabul ettim. Diyarbakır Barosu’nun kapısı herkese açık. Karşıma oturdu gençlerin madde bağımlılığına karşı bir çalışma yürüttüklerini ve bu konuda destek istediklerini söyledi. Kim olduğunu sordum HDP Gençlik Meclisi’nden geldiğini söyledi. Ben de böyle bir çalışmanın çok iyi olduğunu ve bu konunun toplumun kanayan yarası haline geldiğini söyledim. Hatta bana başka hangi kurumlara gidebileceğini danıştı. İyi ki benim üzerime de ifade vermedi. Ayrıca belli görüşlere göre dava takibi de yapabilirim bu suç mu? FETÖ davaları oldu kimse yanaşmadı korktu, bunu mu yapmaya çalışıyorlar? Avukatlık bu kadar kriminalize edilemez. Mütalaaya üzüldüm keşke savunmalarımızdan sonra iddia makamı toparlayıp verseydi. Ceza verilecek bir mütalaa değil beraatına karar verilsin” sözlerine yer verdi.
 
Müvekkilinin açıklamasına katılmak suç sayıldı
 
Son olarak savunma yapan Ruşen Seydaoğlu, Özüm’e yöneltilen 14 suçlamalardan bazılarına değindi. Özensiz hazırlanan bir iddianame olduğuna dikkat çeken Ruşen, “Eylemlerin tamamında STK ve ÖHD’nin bir araya gelerek hak ihlallerine karşı yaptığı açıklamalar var. Katledilen Nagihan Akarsel’e dönük yapılan basın açıklaması var, bu 'örgüt propagandası' kapsamında değerlendirilmiş. Yine Ayşe Gökkan’ın yargılama sonrasında 30 yıllık hapis cezası almasına yönelik yapılan bir eylem var. Ayşe Gökkan müvekkilimin müvekkilidir. Müvekkilim avukat ve kadın olarak o açıklamada olması gayet normaldir. Buna dönük örgüt üyeliğine dair tek bir delil yok" dedi. 
 
‘Kişiden suç çıkarılmaya çalışılıyor’
 
Ruşen, beyanlarına şu sözlerle devam etti: “Cezaevine ilişkin hazırlanan hak ihlalleri raporu basınla paylaşılıyor ve müvekkilimin neden o açıklamada orada olduğu söyleniyor. O dönem müvekkilim ÖHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanıydı. Buranın hangi kısmı üyeliği oluşturuyor. 18 avukatın gözaltına alınmasına dönük baronun yaptığı açıklamaya katılmasının neresinde suç var? Deniz Poyraz’ın katledilmesi için yapılan açıklamalar ve erkekler tarafından katledilen kadınlar için yapılan eylemler suç sayılıyor. Eylemlerin hepsinin tek tek tartışılması gerekirken kişiden suç çıkarılmaya döndü. Müvekkilimin beraatını istiyorum.”
 
Mahkeme verdiği 5 dakikalık aranın ardından Özüm’ün üzerine atılı suçların her türlü şüpheden uzak olduğunu ve inandırıcı delil bulunmadığını ifade ederek beraatına karar verdi.