Kadın yüzyılında 25 Kasım’a giderken

  • 09:05 21 Kasım 2022
  • Kadının Kaleminden
 
“Kadın yüzyılını belirleyen yegane ses olan, dünyanın her yerinde açığa çıkan, her isyanın avazı olan ve belki de egemen için taşıdığı anlam; 'Varlığını reddediyorum, sana rağmen ben varım, varlığıma, haklı mücadeleme olan inançla baskını, otoriteni, despotluğunu, tekçiliğini, rejimini tanımıyorum! Buradayım, alanlar benim. Haklı mücadelemin yanında sana karşı 'Jin jiyan azadî' isyanımdan vazgeçmeyeceğimi duyuruyorum!' diyor…”
 
Halime Bayram
 
Tozu dumana katan kadınların direnişi, isyanı, zılgıt sesleri gümbür gümbür yükseliyor. Erkek egemen iktidarlara karşı mücadeleyi kuşanan kadınlar kendi yüzyıllarını yaratmada kararlı.
 
“Jin, jiyan, azadî!” Egemen güç bu sesi, isyanı, direnişi bastıramayacağını anlamış olsa gerek ki eli ayağına dolaşmış belirgin bir panik haliyle fütursuzca saldırılarına devam ederken kendi küllerinden doğan kadın direnişine çarptığını görüyor artık. 
 
Egemen güç kadın iradesi karşısında başta kendi erkek egemen güçleri olmak üzere hiçbir gücün artık karşı duramayacağını anladı. Kadınlar kabuğunu büyük direnişler, bedeller sonucu kırmış bu haklı isyanın o kabuğu yırtarak çıkması karşısında kendi iradesini, kimliğini tanımayan hiçbir baskıyı, zulümle beslenen otoriteyi, Molla Rejimini, tek adamcılığı tanımayıp kitlesel gücünü büyüterek alanlara sığmaz bir karşılığa bürünerek akın akın geliyor.
 
Yakın zamanda İran’da kadın öncülüğünde yaşanan kadın direnişini bütünlüklü ortaya koymanın inancı ve güveniyle TJA konferansıyla bir araya gelen direngen kadın buluşmasının alanda yarattığı etkinin gücü kendini göstermişken hemen akabinde bu sinerji 40 ülkeden kadınların katıldığı 2’nci Berlin Konferansı ile devam etti. Bu konferansta açığa çıkan 21’nci yüzyılın kadınların yüzyılı olacak kararlılığının yaşamsallaşmasının şafak vaktinde olduğunu bütün hücrelerimizde hissediyor, inanıyor ve bu mücadele geleneğinden geri adım atmıyoruz.
 
Kadın özgürlüğünde gelinen aşamanın ısrarı bu denli büyümüşken 25 Kasım’da bu direnişin etkisini alanlarda görmekte kaçınılmaz olacak. Son yıllarda kadınların yargılanma gerekçesi yapılan 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü çalışmaları etkinlikleri erkek iktidarın ve erkek yargının işbirliğiyle söz konusu kadının mücadelesine saldırı olunca hukuksuzlukta sınırın olmadığını görebiliyoruz. Kadına karşı örgütlenen erkek yargı sistemine karşı da mücadelesinin asla yargılanma konusu yapılamayacağı aksine bu örgütlü kötülüğü reddeden kadınların örgütlenme gerekçelerinden biridir.
 
Bu 25 Kasım’da da örgütlülüğünü büyütmede kararlı olan kadınlar, meşru hak savunma alanı olan sokaklarda, mahallelerde her kadınla tek tek temas etme çabasıyla kadın buluşmaları gerçekleştirmekte, tekçi otoritenin kadınlar üzerindeki özel savaş politikalarını, kadın kırımını, kadın kazanımlarının gasp edilişini, kadın yoksulluğunu, makul ve makbul kadın dayatmasına karşı reddini kısacası kadına karşı her türlü kirli politikaya karşı “jin, jiyan, azadî”nin sesini yükseltmekte.
 
Dünya kadın özgürlük felsefesi olan bu avazın sorumluluğunu taşımanın ağırlığını da hissediyor kadınlar. Haklı ve meşru mücadelesini bu denli büyüten kadınlar özgürlük yüzyılını yaratmanın halkası olarak bu özgürlüğün alanlardan bağımsız elde edilemeyeceğini, hakkın elde edildiği meşru direniş yerinin sokaklarda yükselen örgütlülükten geçtiğini, bu halkanın daha çok büyümesinin bu alanlardan vazgeçmeyerek gerçekleşeceğini mücadele tarihinin geçmişinden de gayet iyi bilmekte kadınlar. 
 
Kadınların yaşama ve direnme gerekçesi olan “jin, jiyan, azadî”nin gücü ve moraliyle bu 25 Kasım’la büyüyen kadın örgütlülüğü direniş tacıyla bir daha taçlanacak, direniş cesaretini bir daha perçinleyecek!
 
Her bijî tekoşîna Jinan!