Yoksullaşma dalgasının seçime etkisi: Ekonomiyi toparlamaları zor

  • 11:04 2 Nisan 2024
  • Emek/Ekonomi
 
HABER MERKEZİ - Enflasyonla mücadele adı altında toplumun şok dalgasına yol açılmadan yoksullaştırıldığını ve seçim sonucundaki bu etkinin yoksullaştırılmaya verilen cevap olduğuna işaret eden iktisatçı Güneş Gümüş, önümüzdeki süreçlerde faiz indirimi gibi yöntemlerin denenmek isteyeceğini ancak bu durumun tabloyu daha kötü hale getireceğine dikkat çekti. 
 
Türkiye’de milyonlarca seçmen yerel yönetimleri belirlemek için bir kez daha sandık başına gitti. Ekonomik krizin, enflasyonun,  yoksulluğun Kürtlere ve diğer tüm kesimlere yönelik baskının artığı bir tabloda gerçekleşen seçimlerde AKP büyük bir hezimet yaşadı. Türkiye’nin ekonomisinin büyük bir bölümünü karşılayan İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi kentlerde CHP kazanırken, Kurdistan’da da taşımalı seçmen ile irade gaspına rağmen DEM Parti büyük bir başarı elde etti.  AKP’nin Türkiye genelinde kan kaybı yaşamasındaki en büyük etkenlerden biri izlediği baskı ve sindirme politikaları olurken ekonomi politikaları ve genele yayılan yoksulluk da bu tablonun ortaya çıkmasında etkili oldu. 
 
Ekonomist Güneş Gümüş var olan tabloyu ve seçim sonrası yaşanacak ekonomik krizi değerlendirdi. 
 
‘İstanbul için kesenin ağzı açılamadı’
 
Ülke ekonomisindeki çöküşün AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın çok önem verdiği ve kaybettiği İstanbul'u kazanmak için kamu kesesinin ağzını açamamasından bile görülebileceğine dikkat çeken Güneş, “Emekliye maaş artışı yapamıyorlar; ilk defa ev alacaklara sözünü verdikleri kredi indirimi yok; Sağlık Bakanlığı dışında atama yapmayız diyorlar… 2023 seçimlerini hatırlayın bir de; kesenin ağzı nasıl açılmıştı” dedi. 
 
Enflasyonla mücadele adı altında yavaş yavaş yoksullaştırma 
 
Haziran 2023'ten beri enflasyonla mücadele adı altında halkın sırtına daha çok basıldığına dikkat çeken Güneş, “En büyük başarıları, bir şok dalgasına yol açmadan halkı yavaş yavaş yoksullaştırmak. Ama ekonomiyi toparlayacak bir politika ortaya koymaları zor; enflasyon ve ekonomik yavaşlamanın birleştiği bir ekonomi gelecek dönemin gerçeği olacak” ifadelerini kullandı. 
 
‘Yoksullaşma dalgası yaşandı’
 
“Boş tencere iktidarları düşürür" fikrinin AKP için geçerli olmadığı düşüncesinin çok yaygın olduğunu, ancak seçimlerde görüldüğü üzere bunun gerçekçi olmadığını kaydeden Güneş sözlerine şöyle devam etti: “Bu bakış açısında hesaba katılmayan bazı noktalar var. Öncelikle Erdoğan, kendi kitlesini yaşam tarzları, dinsel inançlar, etnik kökenler üzerinden bir toplumsal kutuplaşma üzerinden konsolide etti şu ana kadar. Erdoğan'ın karşısına çıkan burjuva muhalefet de bu kutuplaşma zeminini değiştirecek; emekçi halkın yoksullaşmasını gündem edecek bir siyaset izlemedi. Erdoğan bu süreçlerden hep kârlı çıktı. Ancak 2023 genel seçimi sonrasında sarsıcı bir yoksullaşma dalgası yaşandı ve özellikle büyük şehirlerde toplumsal hoşnutsuzluk çok yaygın. Erdoğan'ın en çok oy aldığı yaşlılar arasında bile yoksulluk nedeniyle tepkiler yüksek. AKP oylarında düşüşün bir yanı da bu. Bir de yerel seçimlerin kızgınlıkların yansıması için daha elverişli olduğunu söylemek lazım. AKP tabanı açısından genel seçimde Erdoğan'a oy vermemek başka bir boyut ama yerel bir adaya oy vermeyerek AKP'yi cezalandırmak daha kolay.”
 
Ekonomide küçülme ve enflasyon
 
Ekonomi ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in daha önceki açıklamaları ve ekonomi modeline değinen Güneş, “Erdoğan, ekonomiyi yavaşlatacak, patronlara dokunacak bir enflasyonla mücadeleyi kabul etmiyor. Dolayısıyla Şimşek'in yapabilecekleri sınırlı. Kamuda emekçileri ilgilendiren bütçe kısıntıları olacak, dolaylı vergiler artacak, tüketimi kısmak adına kredi kartı kullanımı sınırlandırılacak, ücretler düşük tutulacak… Halkın tüketimi kısıtlanarak enflasyonun artışı engellenmeye çalışılacak. Kredi faizlerinin arttığı, iç talebin azaldığı bir ortamda piyasada daralma olması kaçınılmaz. Bu durumun yaşanmaması için en büyük beklentileri yurtdışından sıcak para girişi olması. Ancak on ayda bu konudaki büyük beklentiler karşılık bulmadı. ABD Merkez Bankası yılın ikinci yarısında faiz indirimine gitse de bu paradan Türkiye'yi rahatlatacak bir kaynak girişi beklemek çok anlamlı değil. Dolayısıyla Erdoğan istemese de ekonomide küçülme ve enflasyonun birlikte olduğu bir ekonomi bizi bekliyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘İşleri daha kötüleştirecektir’
 
Diğer bir seçeneğin de seçim sonuçlarından toplumsal hoşnutsuzluğu gören AKP’li Tayyip Erdoğan'ın Mehmet Şimşek'in programını faiz indirimi gibi yöntemlerle gevşetmek isteyebileceğine dikkat çeken Güneş, “Böyle bir tercih ekonomik krizi sürdürülebilir olmaktan çıkarıp işleri çok daha hızlı kötüleştirecektir” tespitinde bulundu.  
 
Yoksullaşmaya karşı birleşik mücadele çağrısı
 
Seçim sonrası dönemde, artan yoksulluğun halkın ana gündemi olacağını vurgulayan Güneş,  “Bu yoksullaşmaya karşı ve emekçilerin saldırı konusu edilen hakları için birleşik bir mücadele cephesinin yaratılması çok önemli. Gelecek dönemde radikal solun temel gündemi kendisini sokakta ifade edecek bir mücadele birliğini yaratması gerek” diye konuştu.