Semsûr’da geçici değil kalıcı çözüm istiyorlar

  • 09:05 4 Ocak 2024
  • Yaşam
 
Gülistan Gülmüş 
 
SEMSÛR - Depremin ağır yıkıma neden olduğu Semsûr’da hala temel ihtiyaçlar karşılanamazken, kadınlar deprem sürecinde belediyenin görevlerini yerine getirmediğini, yerel seçimlerinde gelecek yeni yönetimin halkın sorunlarıyla daha yakından ilgilenmesi gerektiğini vurguladı.
 
Mereş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve 11 kentte ağır yıkımla sonuçlanan depremlerin üzerinden bir yıla yakın biz süre geçse de deprem bölgelerinde hala başta barınma ihtiyacı olmak üzere temel ihtiyaçların giderilmesinde sorunlar yaşanıyor. Semsûr’da (Adıyaman) kışın bastırması ile derinleşen sorunlar, çözülmek yerine görmezden geliniyor. Depremin ağır izler bıraktığı kentte elektrik ve su sorununun yanı sıra hala yıkımı gerçekleşmemiş ağır hasarlı binalar bulunuyor. Diğer yandan devletin ve iktidarın depremin ardından halkın ihtiyaçlarını karşılamaması, hem “Devlet nerede” sorularını gündeme getirdi hem de yerel yönetimlerin işlevini, rant politikalarını bir kez daha sorgulattı. Semsûrlu kadınlar, yaşadıkları sorunlarda belediyelerin rolüne dikkat çekerek, önümüzdeki yerel seçimler için taleplerini dile getirdi.
 
‘Kadınlar kötü koşullarda yaşıyor’
 
Depremin meydana geldiği günden bu yana yaşadıkları sorunları dile getiren Bedriye Özdemir, herhangi bir yardım görmediklerini, “Adıyaman’ın bu durumda olduğunu kimse bilmiyordu. Bildikleri halde ne belediye başkanları ne de milletvekillerinden kimse telefon edip, ‘Bu insanlar yardıma muhtaç’ demedi. Bu durumu gazeteciler görebildi. Ben de depremi yaşadım, kızım enkazın altında kaldı. Kendi çabalarımızla biz kızımızı çıkardık. Adıyaman’a hiçbir şekilde yardım gelmedi. İnsanların enkazın altından çıkarılması adına hiçbir çaba görmedik. Köylerde çeşmeler vardı, insanlar kendi çabalarıyla su ihtiyacını karşılayabiliyorlardı ama merkezde çocukların bir damla suya ihtiyacı vardı.  Aynı şekilde ekmek de yoktu. Başka şehirlerden bize su da ekmek de getirdiler ama burada hiçbir çaba gösterilmedi. Birçok kişi konteynerlerde kalıyor ama yine de su sıkıntısı var. Kadınlar rahat bir yaşam süremiyorlar, çok kötü koşullardalar. Bunu dile de getirmiyoruz, çünkü herhangi bir yardım göremiyoruz” sözlerini kullandı. 
 
‘Her şey koltukta oturmak değil’
 
Depremden dolayı içme suyunun bulanık olduğunu belirten Bedriye, çocukların bu nedenle hasta olduğunu kaydetti. Yerel yönetim seçimlerinde belediyelerin halkın her sorunuyla ilgilenmesini istediklerini vurgulayan Bedriye, “Bizim evimiz de bayağı hasar gördü ve biz korkudan giremiyoruz. Depremden dolayı sular hala bulanık. Sağlık sorunlarımız var. Hasta olan çocuklar ve biz o suyu içmeye devam etmek zorunda kalıyoruz. Seçimlerde farklı şeyler düşüneceğiz. Böyle durumlarda bizi düşünmeyenleri yeniden seçmeyeceğiz. Belediye başkanından 5 yıldır bir şey görmedik. Gelecek olan kişiler köylere, her yere ilgili olsun. Her şey koltuğa oturmak değil. Gelecek kişilerin sorunları sormasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kalitesiz konteynerlerde kalanlar yağmurla boğuşuyor’
 
Bir süredir Semsûr’da yaşamını sürdüren Berfin Analp, Semsûr’da kaldığı süreç içerisinde depremzedelerin zor koşullar altında sürdürdükleri yaşamlarına dair gözlemlerini şu sözlerle aktardı: “Mevsimsel koşullardan dolayı havalar çok soğumaya başladı. Ev içi emeğin kadınların üzerinde olduğunu düşünürsek kadınlar daha fazla içeriyi kullanıyor. Yağmurdan dolayı konteynerler su almaya başladı. Burada da sınıfsal bir ayrım var. Konteyneri iyi olan yağmurdan korunuyor ama erişmekte zorluk çeken, kalitesiz konteynerlerde kalanlar yağmurla boğuşuyor.”
 
‘Her şeye sınıfsal yaklaşılıyor’
 
Belediyenin deprem sonrası çalışmalarının zayıf olduğunu kaydeden Berfin, AFAD’a bağlı olmayan yaşam alanlarında su ve elektriğin kesildiğine işaret etti. Berfin, “Yıkım hala şehirde duruyor. İnsanlar hala ağır hasarlı evlerde oturmaya devam ediyorlar. Yaşadığım alanın yan tarafında depremden sonra bırakılmış bir binanın 10-11 ay geçtikten sonra toparlandığını görüyoruz. Biz bu şehri yeniden inşa etmeyi amaç haline getirdiysek bunları da en kısa zamanda kaldırmalıydık. Bu konuda çalışmaların çok zayıf olduğunu düşünüyorum. Her şeyin sınıfsal olduğunu vurgulamak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Narlıkuyu Mahallesi'nde elektrik ve su kesildi. AFAD'a bağlı olmayan yaşam alanlarında bunlar yapılmaya başlandı. İnsanların toparlanması adına depremin üzerinden çok kısa bir zaman geçti. İnsanlar soğukta kalıyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘Hafızamız, mücadelenin şekillendiği yerdir’
 
Yerel yönetim seçimlerine değinen Berfin, şehrin yeniden inşa edilmesini istediğini dile getirirken, şehrin yeninden inşasında hafıza mekanlarının korunması gerektiğinin altını çizdi. Berfin, konuya ilişkin, “Kentler ait hissettiğimiz ve hafızamızın ve bir taraftan mücadelenin şekillendiği yerlerdir. İnsanların kişisel alanları yok ve bundan en çok kadınlar ve kız çocukları etkileniyor. Erkekler bir şekilde sosyalleşecek alanlar bulurken, kadınlar bunu bulamıyor. Özellikle kız çocukları bir miktar toplumsal yapı, biraz da yaşam alanlarının birbirine çok yakın olmasından ve güvenliğin olmamasından kaynaklı sosyalleşemiyorlar. İnsanların mahremiyeti, sakin oturabilecekleri bir alan yok. Bu kentleri yeniden biz kuracağız, inşa edeceğiz ve inşa ederken bu kenti koruyarak inşa edeceğiz” sözlerine yer verdi.
 
‘Konteynerde soba kurma imkanımız yok’
 
Seren Aran da depremin ardından yerel yönetimlerden yardım görmediklerini dile getirirken, elektriklerin kesildiğine de dikkat çekti. Temel ihtiyaçların karşılanmaması durumunda hasta olacaklarını söyleyen Seren, “Konteyner, yiyecek, giyecek yok ve çoğu yerde çadırlarda yaşayanlar var. Verdikleri pirinç, makarna var. Çözüm bu değil ve bunlar kurtlu çıkıyor, atıyoruz. Konteynerde soba kurma imkanımız yok, odun ve kömür de yok. Sadece elektrikli soba vermişler, elektrik gidince öyle kalıyoruz. Evlere girmeye korkuyoruz, az hasarlı evlerde de kalamıyoruz” dedi.
 
‘Binaları yıkan kişiler bilinçli değil’
 
Semsûr’da yıkılmayan binaların hala duruyor olmasının kendilerini korkuttuğunu belirten Esma Aleyna Demir, yıkılan bazı binalarda ise güvenli bir yıkım gerçekleşmediğini belirtti. Esma, “Adıyaman sürekli sallanma halinde. Binaların yıkımının bu kadar uzun sürmesi, bu kadar süre içinde yapılması da bizi çok etkiledi. Binaları yıkanlar bilinçli kişiler olmuyor. Yıkıldığı anda etrafında kimse var mı bakılmıyor. Bu işi en ucuz şekilde yapabilecekler seçiliyor. Biz oralardan geçerken korku yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Konteyner sahibi olamadık’
 
Kira fiyatlarının yükselmesi nedeniyle konteyner talebinde bulunan kişilere konteyner verilmediğini ekleyen Esma, “İlk başta herkes konteyner aldı. Sonraki süreçlerde ihtiyacı olanlar konteyner almak istediler. Kira yardımı verildi ama kira yardımı belirli bir zamana kadar yetiyordu. Kira yardımı 3 bin TL ama evlerin kirası 12, 15 ve 18 bine kadar var. Böyle olduğu zaman 3 bin yeterli olmadı. 6, 7 ay sonra kiraya çıkanlar, 'Artık kiraya çıkmayalım, devlet bize kira yardımı vermesin, konteynere geçelim' dediler. Devlet bunu kabul etmedi, çoğu kişi şu an konteynere giremiyor. Biz de gidemedik ve o yüzden kiraya gittik. Konteynerden birçok açıdan faydalanabiliniyor. Süreç bu şekilde işleyince konteyner sahibi olamadık” şeklinde konuştu.
 
‘Eski Adıyaman’ın dönmesini istiyorum’
 
Esma, depremden önce belediyelerin sürekli olarak yollar inşa edip bozduğunu hatırlattı. Yerel yönetim seçimlerinde Semsûr’un depremden önceki haline getirilmesini istediklerini dile getiren Esma şunları söyledi: “Belediye başından beri bir çaba sarf ediyor ama bu çaba düzenli yapılmıyor. Çünkü çarşıda bile hala yıkılmayan binalar var. Üstünden gün içerisinde 2, 2 bin beş yüz kişinin geçtiği bir caddeyi düşünün. Bugün hala o caddelerde yıkım var. Tek beklentimiz depremden önceki Adıyaman'a dönülmesi.”