Mücadeleyle meme kanserini yenen Sevgi 25 Kasım’da sokaklarda

  • 09:02 22 Kasım 2023
  • Yaşam
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - Bir yıl tedavi gördüğü meme kanseri hastalığı boyunca 25 Kasım ve 8 Mart’larda sokakları terk etmeyen Sevgi Telci Ercan, kanseri mücadele ve kadın dayanışması ile yeniyor. Sevgi, “İnsanın hasta olması, mücadeleye ara vermesi anlamına gelmiyor. 25 Kasım’a doğru giderken, tüm kadınların özgürlüğüne kavuşabilmesi için kanımın son damlasına kadar ve tüm zorluklara rağmen savaşırım. Kadın mücadelesinden asla vazgeçmem” diyor. 
 
Dünyada en sık görülen kanser çeşitleri arasında yer alan meme kanseri, sıklıkla 50 yaşın üzerindeki kadınlarda görülüyor. Ancak daha genç kadınlar da meme kanserine yakalanabiliyor. Türkiye’de her 12 kadından birine meme kanseri teşhisi konulurken, erken teşhis de hayat kurtarabiliyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne giderken, kadınlar yaşamın her alanda sürdürdüğü mücadeleyi daha da büyütüyor. Sevgi Telci Ercan da, mücadelesini, yakalandığı meme kanserini yenerek yürüten kadınlardan biri.
 
25 Kasım ve 8 Mart’larda kadın özgürlük mücadelesinden de vazgeçmeyen Sevgi’nin, yakalandığı meme kanserini yenmesi ve mücadele ile dolu yaşamına uzanıyoruz.
 
Yaşamını kadın direnişi üzerine kuruyor
 
Tokat’ta doğan, ancak uzun yıllardır İstanbul’da ikamet eden Sevgi, yedi çocuğu ile birlikte yaşam mücadelesine devam ediyor. 2021 yılında meme kanserine yakalanan Sevgi, 2022 yılının Temmuz ayına kadar tedavi görüyor. Dört kız kardeşiyle birlikte 20 yıldır İstanbul’da kendi üretimleri ile iş yerlerini açarak çalışma yürüten Sevgi, cins bilincini yükselterek komünal bir yaşam sürdürüyor. Sevgi, öncelikleri ve yaşam biçimlerinin daima kadın direnişi ve mücadelesi üzerine kurulu olduğunu vurguluyor.
 
Tedavi sürecinde de 25 Kasım’da yerini aldı
 
Meme kanserine yakalanmadan önce kadın mücadelesinin her alanında çalışmalar yürüten Sevgi, tedavi gördüğü süre zarfında da tüm etkinliklere katılmayı sürdürüyor. Yine tedavi gördüğü süreçte, 25 Kasım ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerine de katılan Sevgi, “Kadın direniş mücadelesinde yer almayı seviyorum” ifadeleriyle mücadelesinin hastalığından da öte olduğunu belirtiyor.
 
Hastalığı mücadelesini engelleyemedi!
 
12 kişiden oluşan bir kadın grubuyla birlikte yıllardır tüm şiddet ve sindirme politikalarına karşı Taksim’de bir araya gelerek etkinliklere katılan Sevgi, “İnsanın hasta olması mücadeleye ara vermek anlamına gelmiyor” diyor. Mücadelenin yaşamın her anlamında var olduğu bilinciyle hayata tutunan Sevgi, “Biz kadınlar olarak yaşamın her alanında mücadele veriyoruz.  O yüzden kendimi hiçbir zaman kısıtlamadım. Kendimi hiçbir zaman hasta olarak görmedim. Eğer görseydim işte o zaman hasta olurdum” diye ekliyor. “Mücadele benim bir parçamdır” diyen Sevgi, her alanda direnmek gerektiğinin altını çiziyor. Mücadelenin yaşama yeniden enerji verdiğini paylaşan Sevgi, yaşamın anlamını da “mücadele etmek” şeklinde yorumluyor.
 
Dayanışma umut örüyor…
 
Kadın dayanışması sayesinde her geçen gün yeni bir yaşam ve umut ördüğünü söyleyen Sevgi, hastalık sürecinde hem kanseri yeniyor hem de mücadeleye daha sıkı sarılıyor. Sevgi, “Özgürlükçü bir dünya için de mücadeleyi hiçbir zaman yaşamımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Hasta da olabiliriz, doğum da yapabiliriz, evde bizi bekleyen küçük bir bebeğimiz de olabilir. Mücadele her zaman bir kadın olarak benim önceliğim olmuştur. Anneyiz, çalışan ve mücadele eden kadınlarız. Bunun en önemli noktalarından biri de kadınların desteği oluyor. Biz kadınlar birbirimize direniş ve mücadele ruhuyla yaklaşıyoruz. Bizler birbirimizden güç alıyoruz. Kadınların birbirine verdiği güç çok önemli. Bizler kadınlar olarak komünal bir yaşam sürüyoruz. Ben diye bir şey yok, biz diye bir şey var. Birlik ve beraberlikten güç doğar. Özellikle kadınların bir arada olmasından güç doğuyor. Yaşamı ve mücadeleyi güzelleştiriyor” ifadeleriyle dayanışmanın önemine dikkat çekiyor. 
 
HEDEP’in kadın eylemlerine katıldı
 
Meme kanserine yakalanmadan önce Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (HEDEP) kadın etkinliklerinde yer aldığını belirten Sevgi, “Meme kanserine yakalanmadan önce çok sosyal ve aktif bir insandım. HEDEP’in kadın ve bütün eylem, etkinlik ve çalışmalarına olabildiğince katılmaya çalışıyordum. Elimden geldiği kadar katkı sunmaya çalıştım. Bütün kadın etkinliklerine destek ve güç olmaya çalışıyordum” diyor.
 
Özsaygısını hiç yitirmedi
 
Sevgi, meme kanserine yakalandığı ilk süreci şöyle anlatıyor: “Bir gün banyoda kendimi kontrol ederken fındık büyüklüğünde bir cisim geldi elime. Doktora gittim ve meme kanseri olduğumu öğrendim.  Öğrendikten hemen sonra ameliyat oldum. Ondan sonra kemoterapi sürecim başladı. Işık tedavisi de gördüm 6 ay boyunca.  Saçlarım dökülmeye başladı. Saçlarım döküldükten sonra da kendimi hiç kötü hissetmedim, başımı kapatacak bir şeyler de yapmadım. Kendimi böyle de seviyordum ve kendime güveniyordum. Güzellik, fiziksel görünüş değil. İnsanın ruh güzelliği daha önemli. Evet ağır bir süreç oldu ama üstesinden geldim. Moral ve motivasyonum gayet yerindeydi. Mememin tamamını almadılar çünkü erken teşhis oldu benimki. Meme özellikle fiziksel bir organ olarak değil, kadınla bütünleşmiş bir parçamızdır. Benimkinde de sadece kanserli hücreyi ve mememin bir kısmı alındı. Hiç etkilenmedim.”
 
‘Erken teşhis kadının bedenini tanımasından geçiyor’
 
Tedavi süreci yaklaşık bir yıl süren Sevgi, vücudunda çok fazla ödem olduğunu ve iki yılı aşkın süre sonra geçtiğinin bilgisini veriyor. Ancak Sevgi, hastalık ve tüm zorluklara karşı mücadelesini daha da büyütüyor. Ayda bir defa kadınların kendilerini mutlaka kontrol etmesi ve her kadının kendi bedenini tanıması gerektiğini dile getiren Sevgi, vücutlarına ait olmayan bir cismin hemen fark edilebileceğini belirtiyor. Erken teşhisin de kadınların kendi bedenlerini tanımaktan geçtiğini kaydeden Sevgi, “Kanser ile mücadele etmemde çok direngen yaklaştım. Her olumsuzluğun karşısında dimdik durmayı ve atlatmayı başardım” sözlerini kullandı. 
 
‘Tüm kadınlar özgürce yaşamalı’
 
Tüm yaşadıklarına rağmen bir kez olsun mücadelesinden vazgeçmeyen Sevgi, hem enerjisi, hem cins bilinci hem de erken teşhis sayesinde meme kanserini anlatıyor. Sevgi, “Kadına şiddete hayır günü yaklaşırken, kadınların birbirine vermiş olduğu destek ve mücadelede yan yana durmaları çok önemli. Çünkü bütün kadınların özgürce yaşaması gerekiyor. Tüm kadınların özgürlüğüne kavuşabilmesi için kanımın son damlasına kadar savaşırım. Çünkü kadınlar, çok değerli ve çok güzel. Komünal bir yaşam, kadınların birbirine vermiş olduğu güç ve destek de çok güzel ve çok değerli. Asla vazgeçilemez bir mücadeledir” mesajıyla tüm kadınları, her yıl katıldığı 25 Kasım eylemlerine çağırıyor.