Serra Bucak: Halkımız geri adım atmadı

  • 09:05 2 Nisan 2024
  • Güncel
 
Şehriban Aslan-Rozerin Gültekin
 
AMED - Tüm baskı ve engellemelere rağmen en yüksek oy oranı ile seçilen adaylardan biri olan Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, “Bütün yapılarla bir araya gelerek Amed’in sözünü kuran demokratik inşayı mutlaka yaratacağız” diyerek, halkla beraber mazbatalarını alacaklarını söyledi.
 
Kurdistan ve Türkiye'de 31 Mart'ta yerel seçimler yapıldı, halk oyunu kullandı. Devletin özellikle Kürdistan kentlerinde tüm engel, baskı, manipülasyon ve seçmen taşıma uygulamalarına rağmen Kurdistanlılar iradesini ortaya koyarak, sandıkları korudu. Bu irade ile tarih yazan Kürtler devletin Kurdistan'a getirdiği on binlerce taşımalı seçmeni de sandıkta çıkan sonuçlar ile boşa düşürdü. Kurdistan'da AKP ve diğer partilere büyük fark atan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Amed'de de büyük bir fark yaratarak seçimleri kazandı. Kurdistan'da tüm bunlar yaşanırken DEM Parti eşbaşkanlık sistemi ve kadın iradesiyle diğer partilerle arasındaki farkı da ortaya koydu.
 
Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ve Êlih (Batman) Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük büyükşehir belediyeleri arasında en fazla oyu alarak seçilen iki eşbaşkan oldu. Özellikle HÜDA PAR ve bazı kadın düşmanları tarafından iki kadın aday seçim süreci boyunca hedef haline getirilerek, sözlü saldırılara maruz bırakıldı. Buna rağmen halk verdiği oylarla iki kadın adayı en yüksek oy oranıyla seçti ve tercihini yansıttı. 
 
Seçimde yüzde 64,9 oranı ile seçilen Serra Bucak, seçim öncesi ve sonrası yaşananları ajansımıza değerlendirdi.
 
'Engellemelere rağmen halkımız geri adım atmadı'
 
Aralık ayında başlayan ön seçimleri ve devam eden süreci hatırlatan Serra, uzun süredir sahada olduklarını kaydetti. Bu süre zarfında çok büyük baskılarla karşı karşıya kaldığını kaydeden Serra, seçim çalışmalarında yer yer bayraklarını taşımalarına izin verilmediğini, zılgıtların, erbanelerin ve alkışların dahi engellendiğini dile getirdi. Serra, “Sistem bize karşı tüm imkânlarını kullandı. Bu baskı ve zor aletleri, kolluğun yaklaşımlarını seçim kampanyası süresince gördük. Yer yer sert uygulamalarla karşılaştık ve engellemelere maruz bırakıldık. Tabi demokratik bir seçim süreci yaşamadık. Ya da diğer partilere sağlanan tolerans bize gelince aksi duruma dönüştü. Seçim çalışmalarımızın hepsinde muhakkak bir kolluk engeliyle karşı karşıya kaldık. Fakat bizimle yol yürüyen ve bu kampanyanın doğal öznesi olan halkımız da geri durmadı. Bu da zaten seçim sonuçlarına güçlü bir şekilde yansıdı” dedi.
 
Taşımalı seçmene rağmen kazanıldı
 
Serra, seçim öncesi ve seçim günü yapılan usulsüzlüklere dikkat çekerek, “Tüm seçim hilelerine ve özellikle seçmen taşımalarına rağmen ki seçmen taşıma meselesi aylar öncesinde vardı. Buna karşılık DEM Parti'nin hukuk komisyonu itirazda bulundu fakat bu itirazlar reddedildi. Bu sese kulak verilmedi, ta ki seçim günü Kürt halkı, bizler Eğil'de, Kulp'ta, Hazro ve daha birçok yerde yüz yüze kalana kadar. CHP Genel Başkanı buna ilişkin açıklama yaptı ama keşke bu açıklama seçimlerden çok önce olsaydı ve keşke Türkiye’deki muhalefet daha önce ses çıkarsaydı. Kürt halkı ve DEM Parti bu konuda yalnız bırakıldı. Bu kadar baskıya rağmen, sayıca hesap kitap yapılan bir seçimde mesela Eğil'de haksız ve hukuksuz bir yere kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar. Kulp'ta bunu başaramadılar. Yine Hazro'da da aynı durum oldu. Parti sözcümüz Ayşegül Doğan, taşımalı seçmenin bir kayyım olduğunu belirtti. Bunun örneğini seçmen taşınan yerlerin görüntüsünden gördük. Tüm manipülasyonlara rağmen binler, on binler kararını verdi ve verdiği kararı kutlamalar ile karşıladı” şeklinde konuştu.
 
Seçim öncesi başlayan mücadele
 
“Kürt illerinde olay seçim öncesi başlıyor. Ekim ayında yaptıkları seçim hilelerine karşı mücadele başlıyor, seçim döneminde mücadele sürüyor, seçim sonrası sandıklara sahip çıkma ve oradaki ihlalleri boşa çıkarma ile mücadele devam ediyor, mazbataları alana kadar” sözlerini kullanan Serra, halkın, kaydırmalı seçmenin sandık sonucunu değiştirmesine izin vermediğinin altını çizdi. Meselenin, Kürt halkına sürekli antidemokratik yaklaşan anlayışla ilgili olduğunu ekleyen Serra, “Seçim akşamı geç saatlere kadar halkla birlikte Çermik’teydik. Halk iradesinin sandığa nasıl yansıdığını bilmek istiyordu. Orada değişim isteyen gençlik, kimliğine sahip çıkan ve kendi partisinin yerel yönetimler politikasını benimseyen irade vardı. Çermik’te şu dikkatimizi çekti, köylerde blok oy kullanılmış, oralarda itirazlar gerçekleştirildi. Kürt halkının kendi iradesine ve yerel yönetimlerde destekleyeceği partisine inandığı noktada açık ara alacağını sistem de çok iyi biliyor. Bundan dolayı oyun, hile ve bozguncu bir anlayış ile zorla almaya çalışıyor” vurgusu yaptı.
 
‘Demokratik inşayı yaratacağız’
 
Seçim akşamı gerçekleşen görkemli kutlamalarda sık sık atılan “Jin jiyan azadî” sloganının taşıdığı mesaja, bundan sonraki sürece ilişkin konuşan Serra, “Halkın böyle sahiplenerek ve ‘Jin jiyan azadî’ sloganı ile akın etmesi önemli. Bütün seçim çalışmalarımızda ‘Jin jiyan azadî’ sloganı atıldı. Önümüzdeki 5 yılda yapacağımız tüm çalışmalara kimliğini veren ‘Jin jiyan azadî’ sloganı. Yani özgür kentler, demokratik kentler, kadın bakış açısıyla oluşturulmuş kentler. Katılımcılık ve çoğulculuk bizim için çok esas. 8 yıllık kayyım pratiğine karşı kentin tüm dinamikleriyle, halkımızla, mahalle meclisleriyle yani bütün yapılarla bir araya gelerek Amed’in sözünü kuran demokratik inşayı mutlaka yaratacağız” dedi.
 
‘Mazbatayı almaya on binler ile gitmek istiyoruz’
 
“Mazbatayı almaya on binler ile gitmek istiyoruz. On binlerle Amed Büyükşehir Belediyesi’nde bir kutlama yapmak istiyoruz” diyen Serra, şunları söyledi: “Biz Amed Büyükşehir Belediyesi olarak 5 yıl boyunca herkesin kendisini içinde görebileceği bir hizmet anlayışı ile sizler için çalışacağız. Belediye hizmet binasına girdikten sonra hukuk komisyonundan arkadaşlarımızla kayyımların yaratmış olduğu tahribatlara ilişkin bir tablo çıkaracağız ve bunu halkımızla paylaşacağız. Diyarbakır halkı ne olduğunu bilsin ve sürece dahil olsun istiyoruz. Diyarbakır bir kültür kenti, festival kenti, bunun için bir tiyatro festivali gerçekleştireceğiz. Bu şehre kendi kültürü ile nefes aldıracak ve kendi kültürü ile buluşturacak festivaller düzenlemek istiyoruz. Diğer asli işlerimizi de eş zamanlı hayata geçireceğiz. Bir an evvel bu kentin ulaşım, yoksulluk, alt yapı sorunları ve birikmiş bir sorunlarına dair çalışmalarımızı yapacağız.”