Sedef hastalığına karşı farkındalık ve psikolojik destek vurgusu

  • 09:03 5 Kasım 2023
  • Sağlık/Spor
 
HABER MERKEZİ - Sedef hatalığı, sadece bir deri hastalığı olmazken, belirti ve semptomlarıyla hastanın yaşamını da olumsuz etkiliyor. Tedavi ile sadece belirtilerin minimuma düşürüldüğü hastalığın bulaşıcı olmadığını vurgulayan uzmanlar, psikolojik desteğin önemine dikkat çekerken, farkındalığın önemine işaret ediyor. 
 
Halk arasında sedef olarak bilinen psoriasis hastalığı, sadece bir deri hastalığı olmaktan öte tüm organizmayı ilgilendiren, kronik inflamasyonla seyreden, yaşam kalitesini ileri derecede düşüren bir hastalık. Sedefin kesinlikle bulaşıcı bir hastalık olmadığına dikkat çeken uzmanlar,  toplumun bilgilendirilmesinin ve farkındalığın artırılmasının çok önemli olduğunu dile getiriyor. 
 
Sedef hastalığının en sık diz, dirsek, saçlı deri, el ve ayakların yanı sıra keskin sınırlı, kırmızı zeminde sedef rengi kepeklenmeyle seyreden, değişik büyüklükte lezyonlarla kendini gösterdiğine dikkat çeken uzmanlar, hastaların neredeyse tamamının kaşıntı, yanma, batma ve ağrıdan şikayet ettiğini ifade ediyor. Uzmanlar nadiren tüm deriye yayılıp organizmanın genel metabolizmasını bozarak yaşamı tehdit edebileceği konusunda uyarıyor. 
 
Patolojik muayene gerekli olabilir 
 
Sedef hastalığı tanısının deneyeimli bir dermatolog hekim tarafından klinik muayeneyle konulabileceğini belirten uzmanların görüşü şöyle: “Bazı atipik olgularda kesin tanı için fenomen ismini verdiğimiz özel tanı yöntemleri ve patolojik muayene gerekli olabilir. Sedef hastalığı genellikle ailesinde sedef hastalığı olan, yani genetik yatkınlığı olan kişilerde görülmektedir. Bu şekilde belirli tipteki doku antijenlerini taşıyan kadın ve erkeklerde aynı oranda görülmekte, her yaşta başlayabilmekle birlikte daha çok 20-35 ve 50-60 yaşları arasında pik yapmaktadır.”
 
Sadece deriyle sınırlı bir hastalık değil 
 
Türkiye’de sedef hastalığının görülme sıklığı konusunda kapsamlı bir araştırma bulunmazken, prevalansının yüzde 1-1,5 civarında olduğunun kabul edildiği ifade ediliyor. Sedef hastalığına dair uzmanlar şunları dile getiriyor: “Sedef hastalığı, derinin üst tabakasının kızarması, kalınlaşması ve sedef renginde kepeklenmesiyle kendisini gösterir. Bu lezyonlar nokta, damla şeklinde olabileceği gibi çok geniş plaklar şeklinde de olabilir. Genellikle lokalize olmakla birlikte bazen tüm deriye yayılabilir. Tırnakları etkileyerek şiddetli şekil bozukluklarına yol açabilir. Sedefli hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde el ve ayak eklemlerini, diz, dirsek ve kalça eklemlerini, omurga kemiklerini etkileyebilen iltihaplı eklem romatizması gelişebilir. Sedef yalnız deriyle sınırlı bir hastalık değildir. Orta ve şiddetli sedefli hastalarda eşlik eden hastalıklar ortaya çıkabilir. Sedefli hastalarda iskemik kalp hastalığı, inme, şeker hastalığı, yüksek tansiyon vekolesterol metabolizması bozukluğunun sıklığı yüksektir.”
 
Risk faktörlerine dikkat
 
Genetik yatkınlığı olan kişilerde araya giren bazı tetikleyici faktörlerin bağışıklık sisteminin normal giden dengesini bozarken,  sorunlu ve yaşam boyu devam edecek olan hastalığa ait döküntülerin ortaya çıkıyor. Uzmanlar bu konuda ise şöyle diyor: “Tetikleyici faktörler fiziksel travmalar, enfeksiyonlar, ilaçlar, hormonal değişiklikler ve güneş olabilir. Bunların yanında ruhsal faktörler ve stres hastalığın tetiklenmesinde çok önemlidir. Stres aynı zamanda hastalığın seyrini ve uygulanan tedavinin etkililiğini de direkt olarak etkilemektedir. Bunların yanında sedef hastalığının seyrini etkileyen çok önemli iki faktör abdominal obezite ve sigaradır. Yapılan çalışmalar obezler ve sigara içenlerde sedefin daha sık görüldüğünü ve daha şiddetli seyrettiğini ortaya koymuştur.” 
 
Sedef hastaları damgalanma sorunu yaşıyor
 
Sedefli hastalarda yaşam kalitesinin önemli oranda bozulmasına dair uzmanlar şunlara dikkat çekiyor: “Yapılan çalışmalar hastaların günlük aktivitelerinde azalma, uyuma alışkanlıklarında değişiklik, spor aktivitelerine katılamama, utangaçlık, çaresizlik, sinir bozuklukları, duygu durumu değişiklikleri, öz güven azalması ve kendini çekici bulmama gibi fiziksel ve ruhsal sorunların ön plana çıktığını gösteriyor. Sedef hastaları gündelik ve iş yaşamlarında çevrelerindeki insanlar ve hatta aileleri tarafından dışlanabilmekte ve damgalanma sorunu da yaşamaktadırlar.  Düzenli olarak egzersiz yapın, sağlıklı, uygun beslenme tarzı seçin; sigara ve alkolden kaçın, ideal vücut ağırlığınızı koruyun, hastalığınızı alevlendirebilecek ilaçlardan kaçının, enfeksiyonlardan korunun, stresinizi tetikleyen faktörleri keşfedin ve kaçın; kendinizi izole etmeyin, duygularınızı paylaşın, hastalığınız hakkında konuşmaktan kaçmayın, hastalığın sizi yönetmesine izin vermeyin, siz hastalığınızı yönetin, yakınlarınızdan yardım ve destek alın, sosyal medyadaki yanıltıcı bilgilere inanmayın, dermatoloğunuz ile hastalığınızı ve tedavi seçeneklerini konuşun.”
 
Hastalığı ortadan kaldıran kesin çözüm yok
 
Günümüzde sedef hastalığını tamamen ortadan kaldıran bir tedavi olmadığını, ancak tedavi konusunda seçeneklerin çoğaldığına işaret eden uzmanlar, “Tedavi belirti ve semptomları yok etmeye veya minimuma indirmeye yöneliktir. Tedavide amaç en az yan etkiyle en iyi sonucu almak ve iyilik halini uzun süre devam ettirmektir” diyor.
 
Sedef kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir 
 
Sedefe ilişkin farkındalığın artırılmasının çok önemli olduğunu dile getiren uzmanlar, hastalığın bulaşıcı olmadığını vurgulamanın, toplumu bilgilendirmenin, gerekirse hastanın yakın çevresi ile görüşmenin ve psikolojik desteğin çok önemli olduğunu vurguluyor.