Eğitim değil öğrenci sömürü merkezleri!

  • 09:05 28 Ocak 2024
  • Emek/Ekonomi
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR - Son zamanlarda staj gördükleri yerlerde çocuklar yaşamını yitiriyor. MESEM’ler eğitim merkezi olarak değil çocukların emeklerinin sömürüldüğü merkezler işlevini görüyor. 
 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2016 yılında kurduğu Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), çocuk işçiliği ve son günlerde artan ölümler, yaralanmalar nedeniyle gündeme geldi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak’ın açıklamalarına göre Eylül ayından bu yana MESEM’lerde çalıştırılan 8 öğrenci hayatını kaybetti. 6 Aralık 2023 tarihinde, Konya'nın Ereğli ilçesinde şeker fabrikasında 17 yaşındaki stajyer öğrenci çökertme havuzuna düşerek hayatını kaybetmişti. 21 Aralık 2023’te, Amed’de staj yapan 17 yaşındaki Ömer Çakar, klima montajı için götürüldüğü Oto Galericiler sitesinde, çatı katından düşerek yaşamını yitirmişti. Geçtiğimiz günlerde de İstanbul Büyükçekmece'de meslek lisesi öğrencisi olan 14 yaşındaki Arda Tonbul’un başı makineye sıkıştı. Ağır yaralanan Arda, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. 23 Ocak tarihinde ise Kütahya Mesleki Eğitim Merkezi İç Mekân Mobilya Teknolojisi Dalı 9’uncu sınıf öğrencisi 15 yaşındaki Erol Can Yavuz, Kütahya Yeni Sanayi Sitesi'nde, staj yaptığı mobilya atölyesinde, üzerine sunta blokların devrilmesi sonucu hayatını kaybetti.
 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) tarafından SGK ve İSİG verilerinden derlenen bilgilere göre, AKP hükümeti döneminde (2002-2023) en az 931 çocuk iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi. Fakat bunlar sadece saptanabilen çocuk işçi cinayetleri. İSİG verilerine göre 2022 yılında iş cinayetlerinde 14 yaş ve altı 27 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 37 çocuk işçi olmak üzere 64 çocuk işçi yaşamını yitirirken 2023 yılında 14 yaş ve altı 22 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 32 çocuk işçi olmak üzere 54 çocuk işçi iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi. Mesleki eğitim adı altında öğrencileri sömüren, hayatlarını tehlikeye atan MESEM’ler iddia edildiğinin aksine çocuklar için büyük tehlike arz ediyor.
 
MESEM’in kuruluşu
 
Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), ortaöğretim kademesinde bulunan meslek okulları olarak 9 Aralık 2016’de Resmi Gazete'de yayımlanan kararla kuruldu. Çıraklık eğitimi, örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan MESEM’lerin amacı, “Çırak öğrencilerin ahilik kültüründen gelen usta çırak ilişkisiyle mesleklerini işbaşında öğrenmeleri” olarak açıklandı. 4 yıl MESEM’de eğitim alan öğrenciler, haftada 1 gün okulda teorik eğitim, 4 gün işletmelerde pratik eğitim alıyor.  MEB, çırak öğrencilere asgari ücretin yüzde 30’u, kalfa öğrencilere ise asgari ücretin yüzde 50’si oranında ödeme yapıyor. 2021 yılının Aralık ayında 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle MESEM’lerin yaygınlaştırılması ve meslek lisesi öğrencilerinin işletmelerde ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasının önü açıldı. Türkiye’de öğrenciler ve aileleri, afiş ve ilanlarla mesleki eğitim merkezlerine yönlendirilmeye başlandı.  Staj adı altında sömürülen öğrenciler için MEB hiçbir adım atmıyor. MESEM’le birlikte Türkiye'de 14-17 yaş arası, ücretli emek olarak kullanılmaması gereken çocukların çalışması meşrulaştırılıyor. İktidarın ilk olarak 1 milyon civarında bir hedefle ilerlediği MESEM’lerde, öğrenci sayısı 1 buçuk milyona çıktı.
 
MESEM’in öğrencilere sunduğu avantajlar (!)
 
MEB’in sitesinde ise MESEM’in avantajları başlığı altında şu ifadeler yer alıyor:
 
*Ortaokulu bitirenlere zorunlu lise eğitimini mesleki eğitim merkezlerinde tamamlayabilme fırsatı
 
*9. sınıftan itibaren iş kazaları, meslek hastalıklarına karşı sigorta
 
*9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az %30'u,
 
*12. sınıftaki kalfalara asgari ücretin en az yarısı kadar maaş imkânı
 
MESEM’de stajyer olan öğrencilere verilen ücret, işsizler için kullanılması gereken İşsizlik Sigortası Fonu’ndan tarafından karşılanırken iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primi de okul tarafından ödeniyor. İşverenin isterse ayrıca sigorta primi ödeyebildiği bu sistemde işyerleri öğrencileri sömürüyor. Öte yandan ekonomik krizle beraber öğrencilere seçenek gibi sunulan meslek liselerinde durum beklendiği gibi olmuyor. Meslek liselerine devam eden öğrencilerin birçoğunun yoksul, emekçi ailelerin çocukları olduğu, okul masraflarının ciddi bir yük haline geldiği bu dönemde, öğrencilerin örgün eğitimin dışına çıkarak meslek sahibi olması ve para kazanması durumu yansıtılanın dışında olumsuzluklar yaratıyor. Öğrencilere asgari ücretin ‘en az’ yüzde 30’unun verileceği söylense de birçok öğrenci ücret alamıyor.
 
Yetkililer veri paylaşımı yapmıyor
 
Stajyer öğrencilerin ağır yaralanması ve hayatını kaybetmesiyle MESEM’lerin gündeme gelmesinin ardından açıklamalarda bulunan eğitim sendikaları, öncesinde MESEM’lerin iptal edilmesi gerektiğini duyurmuştu. İki haftada iki öğrencinin yaşamını yitirmesi nedeniyle açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, durumun farklı boyutlarının da olduğunu söyleyerek sadece örgün eğitimdeki çocukların MESEM’e gitmediğini, birçok iş yerinde çalışan 20 yaşın altındaki kişilerin de oraya kaydettirilerek ucuz iş gücü olarak kullanıldıklarını paylaştı. Diğer yandan Eğitim-İş Genel Sekreteri Cengiz Sarıyer de yaptığı açıklamada, MESEM'ler ile ilgili yetkililerin veri paylaşımı yapmadığını dile getirdi.
 
Öğrencilerden MESEM şikâyetleri
 
Yaptığımız internet taramalarında birçok öğrencinin MESEM’e dair şikâyetlerine rastladık. Birkaç gün önce gelen şikâyetlerin birinde 9’uncu sınıf öğrencisinin ifade ettikleri bu şekilde: “Ben 9. Sınıf meslek eğitimi öğrencisiyim. Mesleğe kayıt olduğum andan beri birden fazla kural değişti. Örneğin, ben şu an 9. Sınıftayım ve bir sene öncesine göre alındım. Yani 8. Sınıf olarak gözüküyorum ve işletmede çalışacağım. Gelecek sene derslere gireceğim ve o sene 9. Sınıf olacağım; şu anki bir yılım boşuna geçiyor. Hiçbir şekilde bu kuralı desteklemiyorum. Zaten zor şartlarda işletmelere gidip geliyoruz, üstelik maaş da vermiyorsunuz. Bunun yanı sıra gelecek sene 9. Sınıf olarak gözükeceğim. Bu kuralın acilen kaldırılması gerekiyor. Kurallar gerçekten çok mantıksız ve zorlaşıyor.”
 
Buna benzer şikâyetlerin olduğu sitede birçok öğrencinin ve velinin, ekonomik olarak zorluklar yaşadığı ve MESEM öğrencilerinin maaşlarını alamadıkları görünüyor. Okullara yapılan şikâyetlerde de okul müdürlerinin “Git nereye şikâyet edersen, et” dedikleri belirtiliyor. MESEM’lerin öğrencilere nitelikli bir eğitim sunmadığı yalnızca öğrencilerin sermayenin arttırılması için ucuz iş gücü olarak kullanıldığı görülüyor.
 
MESEM’in amacı patronların sermayesini arttırmak
 
MESEM’ler nedeniyle öğrenciler 15 yaşından itibaren pedagojik eğitimi olmayan ustaların, kar amacı güden patronların ve piyasanın katı kurallarına terk ediliyor. Bu durum bizzat MEB eliyle yapılıyor. Öğrencilerin okul içinde eğitim görme hakları fiilen ellerinden alınırken ucuz emek sömürüsü olarak işleyen bu merkezlerde öğrenciler ağır yaralanıyor, yaşamlarını yitiriyor. Üstelik öğrencilerin eğitim hakları tamamen yok sayılırken mesleki eğitimin kamusal niteliği adım adım tasfiye ediliyor. Böylelikle mesleki eğitim, MESEM gibi uygulamalar üzerinden özel sektöre devrediliyor. MEB, yıllardır kamu kaynaklarını mesleki eğitimin niteliğini arttırmak için değil, işverenlere ve iş yerlerine destek için kullanıyor.