DİYARBAKIR – DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in “dokunulmazlığının kaldırılması” yönünde rapor verilmesi kararına ilişkin DBP MYK’nin yaptığı açıklamada “Biz demokratik siyaset, devrimci yapılar, kadınlar olarak haklılığımızdan aldığımız güçle mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” denildi.

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz'in Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonu tarafından oluşturulan Hazırlık Komisyonu’nda yapılan görüşme ve toplantıların ardından DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in “dokunulmazlığının kaldırılması” yönünde rapor verilmesi kararına ilişkin DBP MYK, DBP Genel Merkezi'nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya DBP MYK, Kadın Meclisi ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi katıldı.

 

'Saliha Aydeniz'in 78 fezlekesi var'

 

DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Gülşen Sincar, konuşmasına dün katledilen avukat ve sağlık çalışanını anarak başladı. İktidarın ortaya koyduğu kaos ve krizin kadınlara, gençlere yansıdığını sözlerine ekleyen Gülşen, "Meclis’e getirilen bin 600'ü aşkın fezlekeden HDP vekiller hakkında bin 300 fezleke hazırlandı. Hedef haline getirilen Saliha Aydeniz’in 78 fezlekesi var. 5 Temmuz'da Aydeniz hakkında hazırlanan 5 fezlekeye karşı savunma yaptı" dedi.

 

'Kaale alınmayan durumlar yaşandı'

 

Saliha Aydeniz'in mutabakat komisyonu içerisinde savunmasını çeşitli belgeler, videolarla göstermesine rağmen kaale alınmayan durum yaşandığını belirten Gülşen, "Tüm görüntü ve belgelere rağmen komisyonun aldığı karar dokunulmazlığın kaldırılmasına dönük oldu. 18 Temmuz'da Karma Komisyon’da kararın verilmesi ardından Genel Kurul'da ele alınması bekleniyor. 94 darbesinden bu yana milletvekillerine dönük dokunulmazlıkların kaldırılması durumları yaşanıyor. Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Semra Güzel'e uygulanan yaklaşım Aydeniz şahsında da somut hale büründü" ifadelerini kullandı.

 

'Mücadelemiz devam edecek'

 

Halktan aldıkları moral ve güçle çalışmalarını sürdürmeye devam edeceklerini sözlerine ekleyen Gülşen, "İktidarın 2023 hayallerine bakmamız gerekiyor. Darbe sonrası ülkenin geldiği durum, kadınlara, demokratik kitle örgütlerine saldırı konseptinin büyümesiyle karşı karşıyayız. Buna karşı alanlarda söz kurmaya mücadele etmeye devam ediyoruz. Meclis’in halkın iradesini temsil etmesi gerekirken kayıtsız kalması durumunu eleştiriyoruz. Bu karar hukuki değil siyasi karar. Algı ile mücadelemizin kriminalize edilmesi, bununla birlikte siyaset yapma zeminimizi ortadan kaldırma durumu söz konusu. Biz demokratik siyaset, devrimci yapılar, kadınlar olarak haklılığımızdan aldığımız güçle mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

 

'AKP  de kaybolacak'

 

"Geçmiş yıllardaki aynı zihniyete sahip partiler nasıl ki tarihin karanlığında kaybolduysa AKP'de kaybolacaktır" diyen Gülşen, konuşmanı şu şekilde sonlandırdı: "Bizler haklı bir davanın savunucuları olarak bize karşı geliştirilen konsept ve saldırılara karşı duracağız. Hukuk iktidarın, tek adamın himayesi altında. Hukukun, yargının denetim altında tutulmasına karşı demokratik zeminde mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Halkın temsilini yapan, yürüten seçilmişlerin iradesini yansıtabilmesini, adım atabilmesini engellemeye dönük saldırıları halk iradesinin gaspı olarak değerlendiriyoruz. Bu bağlamda tüm bileşen, devrimcilerin yanımızda olduğunu biliyoruz. Demokratik modernite güçleri ve siyasal yapıları olarak mücadele zeminimizi büyüterek var olmaya devam edeceğiz. Biz kazanacağız."

 

'Saldırıları kabul etmiyoruz'

 

Ardından konuşan ÖHD Diyarbarkrı Şube Eşbaşkanı Özüm Vurgun ise, siyasetçilere yapılan yargı tacizlerinin, yargının silah gibi kullanılmasının, bağımsız bir yargının olmadığının kanıtı olduğunu söyledi.

Özüm,  "Dokunulmazlıkların kaldırılması siyasi tabanın haklarının kaldırılması anlamına gelmiştir. Saliha, Semra ve diğer vekiller için yapılan saldırıları ve diğer saldırıları kabul etmediğimizi, bunun hukukla bağdaşmadığını, bir gün adalet ve demokrasi geldiğinde en çok onların ihtiyacı olacağını belirtmek istiyoruz" dedi.