Ağır hasarlı binalarda yaşam tehdit altında

  • 09:03 4 Ağustos 2023
  • Yaşam
 
AMED - Amed’de depremden sonra oluşan ağır hasarlı yapılar hala yıkılmamış, boşaltılmamış, ya da hiçbir güvenlik önlemi alınmamış durumda. Bu yapıların altında akan hayat, hiçbir sorun yokmuş gibi devam ediyor!
 
6 Şubat’ta meydana gelen Mereş merkezli depremlerde etkilenen iller arasında bulunan Amed’de depremden sonra ağır hasarlı yapılar oluşurken, bu yapıların hala yıkılmaması, boşaltılmaması ve hiçbir güvenlik önlemi alınmaması tepkiyle karşılanıyor. Ağır hasarlı yapılarda hayat şartları dolayısıyla kalan insanlar için risk sürüyor.
 
Amed’de depremde sadece evlerinin değil kendilerinin de büyük hasara uğradığını söyleyen yurttaşlar, iktidarın sessizliğinden şikâyetçi. Amed’de mikrofonlarımızı depremden etkilenen yurttaşlara uzattık.
 
Hasarlı yapının altında çalışıyorlar
 
Eşinin çok az maaşla çalıştığını ve bu yüzden kendisinin de hasarlı binanın altındaki halı atölyesinde çalıştığını belirten Gülten Ün, “Üç öğrencim var, ikisi lise biri de ortaokul. Zorla geçiniyorum. Eşim çalışıyor 5 bine, bu yüzden geçinemiyoruz. Ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Çocuklarımızın hayatı ve bizim hayatımız tehlikede. Gece-gündüz binaların yanlarından gidiyoruz. O binalar yıkılabilir, üstümüze çökebilir. Biz memnun değiliz bu durumdan. Devletin bir an önce bu binaları yıkmasını ve yerine yeni binalar yapmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Kira konusunda da mağduriyet yaşandığını söyleyen Gülten, dairelerin uçuk fiyatlarla kiralandığını ve bu yüzden güvenli yerlere gidemediklerini paylaştı. Gülten, “Fakir fukarayı düşünen yok. Kiraları 10 bin TL yapıyorlar. Halk 5 bine çalışıyor. 10 bin TL’yi nereden getirip versin? Kimse onu düşünmüyor ki zaten düşünülseydi bu hale gelinmezdi” dedi.
 
Hasarlı binalar nedeniyle çocuklarını okula gönderemedi
 
Depremin ağır hasarlar bıraktığı yerlerden biri olan Rezan (Bağlar) ilçesinde yaşayan Sevda Atlı, evinin etrafındaki evlerin hepsinin hasarlı olduğunu vurguladı. Sevda, “Deprem burayı yani Bağlar’ı daha fazla etkiledi.  Hasarlı binalar çok fazla. Çünkü Bağlar’daki evlerin hepsi zaten çok eski binalar ve benim evimin önünde de bir bina yıkılacak, arkası yıkılacak, yanımdaki bina da yıkılacak. Bir tek benim olduğum bina kalacak” şeklinde konuştu. Evlerinin etrafındaki hasarlı binaların yıkılması gerekirken hala yıkılmadığına dikkat çeken Sevda çocukları için endişelendiğini söyledi. Hasarlı binaların etrafında önlem alınmaması nedeniyle okul döneminde çocuklarını gönderemediğini aktaran Sevda, “Orada bir deprem olsa, hasarlı binalar yıkılırsa benim çocuklarım o binaların altında kalabilir. Böyle bir durum olduğunda çocuklarımı kimsesizler mezarına gönderecekler kendi evinde olsa yeri bellidir” sözlerine yer verdi.
 
Sevda, “Hasarlı olan binaları yıksınlar. Ya yıksınlar ya da biz burada öleceğiz” dedi.
 
‘Ne devlet yardım etti ne belediye…’
 
 
Qamişlo’dan Amed’e gelen Kamile Hamid de Rezan’da ağır hasarlı yapılar arasında yaşadığının altını çizdi. Belediyelerin işlerini yapmadıklarına dikkat çeken Kamile, “Deprem oldu ve biz çok zarar gördük. Ne devlet ne belediye bize yardım etti. Belediyeden iki kere buraya geldiler, ‘Binalar hasarlı’ dediler ve hiçbir şey yapmadılar. Buradaki yollar dar, araçlar geçiyor ve bu tehlikeli bir durum. Yurttaşlar, çocuklar tehlikede. Bizim için hiçbir şey yapılmıyor” diyerek, hasarlı binaların bir an önce yıkılıp, yeni binaların inşa edilmesi gerektiğini dile getirdi.
 
‘Herkes perişan durumda’
 
Amed’in hasar gören yapıları arasında yaşayanlardan biri de Aysel Akar. Yüksek kiralardan dolayı düzgün bir evde olamadıklarına değinen Aysel, “Amed’de yaşanan depremden sonra kiralar çok arttı. İnsanlar ev bulamıyor. Kız kardeşimin evi yıkıldı. Maddi durumları da kötü ve devlet yardım etmiyor. Geçinebilmek için tarlada çalışıyorlar. Evleri hala ağır hasarlı ve ne evlerini yıkıyorlar ne de onlara yardım ediyorlar. Herkes perişan halde. Devletin hasarlı binalar için bir şey yapmasını istiyoruz. Bu hasarlı binaları yıkmalarını istiyoruz. Olabildiğince hasarlı binalardan uzak durmaya çalışıyoruz ama sokaklar dar olduğu için yine de korkuyoruz” sözlerini kullandı.
 
‘Devlet neyi bekliyor?’
 
Hasarlı yapıların yıkımının hala yapılmadığına tepki gösteren Mülkerem Budak, şu sözleri kaydetti: “Devletin neyi beklediğini bilmiyoruz. Yan ve ön taraflarda ağır hasarlı binalar var. Deprem olsa kaçacak yerimiz yok. Deprem esnasında evden çıksak bile sokaktan kaçamayız. Yıkım kararı çıkmış ama devlet henüz bir şey yapmıyor. Önlem alınmasını istiyoruz. Hasarlı bölgelerde olabilecek yıkımla park edilen araçlar, işyerleri ve kişilerin hayatını kaybedecek olması büyük kayıplara yol açabilir.”
 
Amed’de deprem sonra ağır hasar alan yapıların çoğunun hala yıkımına başlanmaması ve bu durumun taşıdığı tehlikeleri Amed Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyesi Kıymet Yıldız ile konuştuk.
 
‘Hasarlı binaların olduğu sokaklar trafiğe kapatılmalı’
 
 
Kıymet, sorumluların kurallara uygun iş yapmadıklarına dikkat çekerek, depremde hasarlı yapıların etrafında hiçbir güvenlik önleminin alınmadığını vurguladı. Kıymet, “Amed’deki evler depremden sonra yaşadığımız en büyük mesele. Sadece binaların etrafındaki tretuvarları çevreleyecek şekilde şerit oluyor. O da bazı binalarda oluyor aslında. Tüm binalarda bu bile yapılmıyor. Yani ağır hasarlı binalar olduğu gibi yaşamımızda var olmaya devam ediyor. Normal şartlar altında yapılması gereken ağır hasarlı binaların olduğu sokağın yaya ve araç trafiğine kapatılmasıdır. Bununla birlikte etrafındaki binaların da boşaltılması gerekiyor. Çünkü bu binalar çok hassas bir noktada. İkinci bir depreme bile gerek kalmadan araç geçtiğinde dahi oradaki sarsıntıyla birlikte çökebilecek noktada olan binalar var. Bunlar göz ardı ediliyor ve maalesef hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor” ifadelerine yer verdi.
 
‘Bahanelerle binalar hala yıkılmadı’
 
Şubat ayında meydana gelen depremde ağır hasar alan yapıların yıkımına daha yeni başlandığını belirten Kıymet, “100’e yakın bina yıkıldı ama tabi ki Şubat ayında bu deprem yaşandı ve biz şu an Ağustos ayındayız. İlk etapta binaların hasarlarının tespit edilmesi gerekçe olarak gösterildi. Daha sonra yıkım ihalelerinin yapılması gerekçe olarak gösterildi. Yıkım ihalelerinin de yapılmasına rağmen çok fazla bekledikten sonra yıkımlara başlandı. Şu anda Amed’de 3 binin üzerinde ağır hasarlı ve 4 bine yakın orta hasarlı bina var ve bunun içinde yıkımı yapılmış 100 rakamı çok komik duruyor tabi ki. Yıkımlarım yapılma şekli de tartışma konusu şu anda. Normalde bu binalarda asbest içeren malzemelerin ilk etapta sökülmesi gerekiyor. Daha çok ekonomik karşılığı olan pencere, kapılar sökülüyor. Bu yıkımlar sırasında aralıksız sulama yapılması gerekiyor ki asbest tozu yayılmasın” değerlendirmelerinde bulundu.
 
Ev bulunamıyor
 
 
İktidarın çözüm diye sunduklarının sorunları çözemediğine işaret eden Kıymet, “3 bin TL gibi bir kira yardımı yapıldı ama şu an Amed’de 3 bin ya da 5 bine kiralık ev bulunamıyor. Özellikle depremden sonra kira fiyatları baya arttı ve insanlar bu fiyatlara ev bulamıyorlar. Bunun dışında devlet politikası olan çok hızlı bir şekilde TOKİ yapılmaya başlandı ama bu TOKİ’lere yerleşim nasıl olacak, hak sahiplerine nasıl bir paylaşım yapılacak, buna dair hiçbir bilgimiz yok” dedi.
 
Orta hasarlı binalar neden konuşulmuyor?
 
Kiralık ev sorunlarına da atıfta bulunan Kıymet, “Bu kira yardımı sadece bir yılı kapsayacak bir yardımdı. Bu insanlar bir yıl sonra kendi evlerine gidemeyecekler. Şu anki hali hazırda durum, bunu gösteriyor. Bir yıldan sonra bu insanlar ne yapacak? Açıkçası dediğimiz gibi her biri ayrı ayrı problem olarak önümüzde ve karşılığı olmayan bir durum. Hiç konuşulmayan bir mesele orta hasarlı binaların durumu ne olacak? Oradaki vatandaşlar ne yapacak? Orta hasarlı binalar bir yıl geçtikten sonra ağır hasarlı kategoriye girecek. Şu ana kadar da herhangi bir güçlendirme çalışması da yapılmadı. Yılın yarısı bitti gibi. Bu ağır hasarlı duruma geçtikten sonra bunlar için nasıl bir çözüm uygulanacak? Dediğimiz gibi bunların hepsi soru olarak duruyor ama cevabı yok maalesef” sözleriyle, belirsizlikte bırakılan konulara işaret etti.
 
‘Sadece günü kurtaran çözümler getirilmemeli’
 
Kıymet son olarak, nasıl bir yol çizilmesi gerektiği konusunda ise şunları kaydetti: “Kürdistan’ın da büyük bir kısmı deprem bölgesi şu anda. Nasıl ki Maraş depreminden önce bu işle ilgilenen uzmanlar uyarılar yaptıysalar da gerekli önlemler alınmadı. Şu an aynı şekilde de uyarılar yapılmaya devam ediyor. İstanbul, Adana, Bingöl gibi bölgelerde kırılacak fay hatları var ve ona rağmen hala bir önlem alınamıyor. Şu an 10-15 yıldır tamamen rant odaklı yapılaşmaya yönelik bir uygulama Türkiye’de devam ediyor. Maraş depreminden, bunca kayıptan sonra yetkililer tarafından önlem alınıp değerlendirilmesi gerekir. Yine en büyük sıkıntılardan, bu yıkımlardan sonra özellikle tüm kent ölçeğinde bazı planlamaların yapılması, bunun üzerine yapılandırmaların oluşması ama yine de sadece günü kurtaran, süreyi uzatan çalışmalar yürütülüyor. Şu an Amed için ağır hasarlı binalar tehlike arz ediyor. Orada hala bir hayat devam ediyor. Bunların çok hızlı bir şekilde çözülmesi gerekiyor ve insanların mağdur edilmemesi gerekiyor.”