‘Her Kürt dilinin savaşçısı olmalı’

  • 09:10 21 Şubat 2024
  • Kültür Sanat
 
 
Rozerin Gültekin
 
AMED - 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nün 20 yılı aşkın zamandır var olmasına rağmen Kürt halkı başta olmak üzere halkların hala kendi dilini konuşmasının önündeki engelleri değerlendiren Şair Nurcan Delil, “Her Kürt kendi dilinin savaşçısı olmalı” diye çağrı yaptı.
 
Tehdit altındaki dilleri korumak ve çok dilliliği teşvik etmek amacıyla Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1999 yılında 21 Şubat’ı Dünya Anadil Günü olarak ilan etti. Bunun yanında anadil hakkını güvence altına alan birçok uluslararası sözleşme ve belge mevcut olsa da Türkiye gibi otoriter devletlerde anadil hakkı tanınmıyor. Ancak tek dil politikasına karşı mücadele de sürüyor. Kürt Edebiyatçılar Derneği Yöneticisi Şair Nurcan Delil, anadil hakkına ve baskılara dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Dil olmazsa halk da olmaz’
 
Anadilin bir halkın varlığını ifade ettiğini dile getiren Nurcan,  bir halkın kendi diliyle kültürünü, kimliğini var ettiğini ve halklar tarafından da tanınırlık kazandığını kaydetti. Kürtçenin önemine ve önünde oluşturulan engellere işaret eden Nurcan, “Dil insanlığın başlangıcıdır. Bir halkın dili olmazsa o halk da olamaz. Kürtçe, Kürt kültürü çok zengindir. Dillerin kökeni Kürtçeden geliyor.  Bundan dolayı ‘Eğer biz Kürtçenin konuşulmasını serbest bırakırsak bizim kültürümüzün, dilimizin önüne geçerler’ diyorlar ve izin vermiyorlar. Biz Kürtler dilimizi savunmazsak, dilimiz için savaşmazsak, her Kürt kendi dilinin savaşçısı olmazsa dilimiz statüye kavuşamaz. Bugüne kadar nasıl kimliğimize sahip çıktıysak dilimize de sahip çıkmalıyız. Dile yönelik çalışmalar gerçekleştirmeliyiz. UNESCO 21 Şubat’ı Dünya Anadil Günü ilan etmiş ama dillerin yaşaması için ne kadar mücadele ediyor? Bu tartışılması gereken bir konu” şeklinde konuştu. 
 
‘Halklar kendi diliyle konuşursa sorunlarını çözebilir’
 
Bir halkı yok etmek için dilden başlanıldığının altını çizen Nurcan, bu saldırılara karşı mücadele ettiklerini belirtti. Nurcan, “Ben hep dilimi konuşuyordum ama bunun için çalışma gerçekleştirmiyordum. Tarihimi okudukça, dilimi daha iyi öğrendikçe daha mutlu olmaya başladım. Ve dilim benim varlık nedenim olduğu için bu alanda çalışma yapmaya başladım. Dilime sahip çıkmam kendime sahip çıkmamdır. Var olduğum sürece dilimin savaşını vereceğim. Asimilasyon dille, kültürle başlıyor. Kürtler bugün ayakta kaldıysa bunun nedeni dillerine, kültürüne sahip çıkmasıdır. Eğer özellikle çocuklar kendi dilinde konuşursa kişiliği oluşur. Yabancı bir dille büyüyen çocuğun gelişimi tam olmaz. Bunun yanında genel olarak tüm halkın kendi dili ile konuşması günlük sorunların çözülmesinde, ilişkilerin gelişmesi önemli bir adım” ifadelerini kullandı.
 
Eşitsizlik kadın edebiyatçıların önünde engel
 
Kürt dili ve edebiyatının gelişmesinde kadınların rolüne değinen Nurcan, kadınların bu alanda çalışmalarının önemli bir boyutta olduğunu ama toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden dolayı engellerle karşılaştıklarını vurguladı. Nurcan, “Kürt Edebiyatçılar Derneği’ni ilk açtığımızda çok sayıda kadın dernekte yer alıyordu ama zaman içinde kadına biçilen rollerden dolayı çalışamaz oldu. Bunun çözümü zihniyet değişimi. Kadınların önünün açılması gerekiyor. Kadınlar mücadele etmeli. Karma Jineoloji eğitimleri verilmeli” dedi.
 
‘Her yerde Kürtçe konuşmalıyız’
 
Kürt Edebiyatçılar Derneği'nin yönetiminde yer aldığını ve Kürtçenin gelişmesi için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Nurcan, “Kürtler olarak dilimize sahip çıktık ve çıkacağız. 2024 yılında Kürtçeyi resmi dil olarak kabul ettirmeliyiz bunun için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Her yerde Kürtçe konuşmalıyız” çağrısı yaptı.