18 günde CPT’ye 3 bin 22 imza ve mektup gönderildi

  • 09:01 9 Mayıs 2024
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - “CPT’ye mektup” kampanyasına dair konuşan YJK-E üyesi Besra Uzun, 18 günde 3 bin 22 imza ve mektup gönderdiklerini belirterek, tecridin basit ele alınacak bir konu olmadığını ve bu nedenle CPT'yi rahat bırakmayacaklarını kaydetti. 
 
İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit 25 yılı aşkın süredir devam ederken, 38 aydır hiç bir şekilde haber alınamıyor. Geçtiğimiz günlerde tecride yönelik yapılan bir başvuruya yanıt veren Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, İmralı'daki tutsakların "kanun ve yönetmeliklerle verilen tüm haklardan eşit olarak faydalandıklarını" iddia etse de Bursa İnfaz Hakimliği tarafından 28 Mart’ta “disiplin cezası” gerekçesiyle 3 aylık yeni bir aile görüş yasağı verildiği öğrenildi. 
 
Tecrit sürerken, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla başlatılan  “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası ise ikinci aşamasında devam ediyor. Başlatılan kampanya kapsamında Kurdistan’da cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri, boykot ile devam ederken tutsak yakınlarının başlattığı Adalet Nöbeti ise cezaevleri önünde oturma eylemleri ile sürdürülüyor. Diğer yandan kampanya kapsamında Avrupa’da da kadınlar öncülüğünde çalışmalar gerçekleştiriliyor. Avrupa’da Kürt Kadın Hareketi de (TJK-E) “Bin Kadın, Tek Ses” ile “CPT’ye mektup ve imza” kampanyaları gerçekleştiriyor. 
 
“CPT’ye mektup” kampanyasında yer alan Almanya Kürt Kadınlar Birliği’nin (YJK-E) üyesi Besra Uzun, kampanyaları hakkında bilgi verdi. 
 
 
‘Tecrit basitçe ele alabileceğimiz bir konu değil’
 
İmralı’da 25 yıldır tecrit uygulandığını ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün son verdiği yanıtta tecridin olmadığını iddia ettiğini anımsatan Besra, “Hepimiz biliyoruz ki İmralı’da tecrit var. Tecrit hem Abdullah Öcalan için hem de bizim için işkencedir. Eğer tecrit yoksa neden avukatları, ailesi gidip görüşemiyor. Hepimizi tecrit altına almaya çalışıyorlar. Kürt halkı bu tecridi kabul etmiyor bunun karşısında duruyor. Tecrit Türkler gibi basitçe ele alabileceğimiz bir konu değil” dedi.
 
‘CPT rolünü oynamıyor’
 
CPT’nin Türkiye cezaevlerine ziyaretler gerçekleştirdiğini ancak İmralı’yı ziyaret etmediğini hatırlatan Besra, CPT’nin üzerine düşeni yapmadığını bu nedenle bir dizi eylem gerçekleştirdiklerini aktardı. Besra, şöyle konuştu: “CPT’nin gözünü açması ve bir heyet oluşturarak İmralı cezaevini ziyaret etmesi için ev ev, mahalle mahalle geziyoruz, imza ve mektup çalışması gerçekleştiriyoruz. Şimdiye kadar 3 bin 22 imza ve mektup gönderdik. Biz evleri gezdiğimizde halkın yoğun ilgisi vardı herkes başkalarını da çalışmaya katmaya çalışıyor. CPT eğer insan haklarını savunuyorum, gözlüyorum diyorsa Kürt halkının da hakkını savunsun. Avrupa devletlleri ile Türkiye çıkarları doğrultusunda birliktelik yürüttüğünden CPT de kendi rolünü oynamıyor.”
 
‘Kürt halkı nerede olursa olsun Önderliğine sahip çıksın’
 
“Önderlik özgür olana kadar sokaklarda olmaya devam edeceğiz” diyen Besra, “Elimizden ne geliyorsa yapacağız ve CPT’yi rahat bırakmayacağız bunu iyi bilsinler. Dortmund’dan 450 mektup gönderdik. Haftanın 6 günü her gün bir bölge mektup gönderiyor.  Gençlere, kadınlara çağrımızdır; seslerini daha çok yükseltsinler. Kürt halkı nerede olursa olsun Önderliğine sahip çıksın. Önderliğin özgürlüğü insanlığın özgürlüğüdür. Herkes sesini yükseltsin kampanyaya katılsın” diye çağrı yaptı.