Özgür Basın’ın iradesi: Bu ateş sizi de yakar

  • 09:01 2 Mayıs 2024
  • Güncel
 
Nazlıcan Nujin Yıldız 
 
HABER MERKEZİ - 126 yıllık Kürt gazeteciliği, bugün 90’lı yıllardan beri süregelen “Özgür Basın” geleneğiyle devam ediyor. Özgür Basın geleneği yok edilmeye ve susturulmaya çalışılsa da ortaya çıkan büyük iradeyle hakikat yolculuğu sürüyor.
 
Kürt gazeteciliği ve Özgür Basın geleneği, baskı, zulüm, inkâr ve imha politikalarına karşı görülmeyen hakikati gözler önüne sererek yaşamaya ve yaşatmaya devam ediyor. Bu uzun soluklu hakikat mücadelesi, Kürt halkının ve tüm ezilen halkların da mücadelesi aynı zamanda. 
 
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Özgür Basın geleneğinin tarihsel gelişimini ve şimdiki durumunu derledik. 
 
126 yıldır süren mücadele
 
Kürt gazetecilik geleneği 126 yıl önce başladı. 22 Nisan 1898 tarihinde Kürdistan Gazetesi, Kahire’de Arapça alfabe, Kürtçe ve Türkçe içerikle yayın hayatına başladı. 80'li yılların sonlarında da Özgür Basın geleneği gelişti. Kürt halkının özgürlük mücadelesi ile gelişen Özgür Basın geleneği bir yandan hakikati halka ulaştırırken bir yandan da her türlü saldırıya karşı bir direniş geleneğini de ortaya çıkardı. 
 
Özgür Basın geleneği
 
Kürt özgürlük hareketinin doğuşu ve gelişimiyle birlikte Özgür Basın geleneği oluştu. Bu gelenek kendisini mücadele ile var eden bir gazetecilik anlayışını getirdi. Ortada Kürt halkının gerçekliğini görmeyenler ve buna karşı hakikat mücadelesi verenler vardı. Bu dönemde Kurdistan ve Kürt halkı üzerindeki imha ve inkâr politikası görünmez bir konumdaydı. Özgür Basın geleneğiyle birlikte bu görünmezlik ortadan kalktı ve hem yeni bir doğuş hikayesi başlamış oldu hem de yeni bir gazetecilik anlayışı.
 
Özgür Basın geleneğinde yazınsal alan
 
Toplumsal Diriliş dergisiyle başlayan gelenek, 22 Nisan 1990’da sadece 9 sayı çıkabilen Halk Gerçeği ile devam etti. Halk Gerçeği’nin kapatılmasının ardından Yeni Halk Gerçeği ise 3 sayıdan sonra kapatıldı. Bu deneyimlerden sonra haftalık gazete olan Yeni Ülke gazetesi 20 Ekim 1990 tarihinde yayın hayatına başladı. Gazetenin yayımlanan 110 sayısından 40’ı hakkında toplatma kararı verildi. Yeni Ülke Gazetesi’nden sonra yeni bir dönem ve yeni bir mücadele de başlamış oldu. Bu yeni mücadele 1992 yılında Özgür Gündem ile başlayan günlük gazete ile başladı.
 
İlk kadın Genel Yayın Yönetmeni: Gurbetelli
 
30 Mayıs 1992’de Özgür Gündem gazetesi yayın hayatına başladı. Birçok yazar ve gazeteciyi bir araya getiren Özgür Gündem gazetesi 1993 yılında yayınına ara verdi. Gazetenin 580 sayısının 486’sına dava açıldı ve birçok kez günlük kapatma kararı çıkarıldı. Verilen aradan sonra Özgür Gündem, 26 Nisan 1993’te Gurbetelli Ersöz’ün Genel Yayın Yönetmenliği’nde yeniden yayına başladı. Gurbetelli Ersöz, böylelikle Türkiye’de günlük bir gazeteyi yöneten ilk kadın Genel Yayın Yönetmeni oldu.
 
Özgür Gündem’den Özgür Ülke’ye
 
Özgür Gündem, 10 Aralık 1993’te, yüzlerce polis tarafından basıldı ve çalışanları gözaltına alındı. Bazı çalışanlar serbest bırakılırken, Gurbetelli Ersöz ve kurumun İdari Müdürü Ali Rıza Halis tutuklandı. Bu durum Özgür Gündem yönetiminin dağılmasına sebep oldu fakat mücadele burada bitmedi. Daha zorlu bir süreç ve daha büyük bir mücadele başlıyordu. Özgür Basın geleneğinin önüne çıkan her engel, bu geleneğin daha da büyümesine ve gelişmesine neden oldu.
 
Bu ateş sizi de yakar
 
Özgür Gündem’in ardından Özgür Ülke, 28 Nisan 1994’te yayına başladı. Bu yeni yayın hayatıyla birlikte Özgür Basın geleneği yine hedef alındı ve susturulmak istendi. Daha sonra ortaya çıkan belgelerle de kanıtlanan durum şöyleydi: Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in emri ile 3 Aralık 1994’te gazetenin merkezi ve iki bürosu eş zamanlı olarak bombalandı. Gazete çalışanı Ersin Yıldız katledildi, 21 çalışan yaralandı. 4 Aralık 1994’te ise gazete “Bu ateş sizi de yakar” manşetiyle çıktı. Bu cümle büyük bir mücadeleyi ve iradeyi işaret ediyordu. Saldırılar yalnızca bombayla sınırlı kalmadı. Özgür Ülke’nin toplam 247 sayısından 220 sayısı hakkında toplatma kararı verildi. Açılan davalarda gazetenin 7 yazı işleri müdürü tutuklandı. Sonuç olarak gazete, 2 Şubat 1995’te Özgür Gündem’in devamı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararıyla kapatıldı.
 
İnatla sürdürülen yazılı basının iradesi
 
13 Nisan 1995’te Yeni Politika yayına başladı. Bu süreçte birçok gazeteci gözaltına alındı ve tutuklandı. Yeni Politika da Özgür Ülke’nin devamı olduğu gerekçesiyle 16 Ağustos 1995’te kapatıldı. Sonraki yıllarda çıkarılan gazeteler ise şu şekilde: 7 Ekim 1995’te haftalık Özgür Yaşam, 12 Aralık 1996’da günlük Demokrasi, 7 Temmuz 1997’de Ülkede Gündem, 18 Nisan 1999’da Özgür Bakış, 27 Mayıs 2000 tarihinde Yeni Gündem, 23 Nisan 2001’de haftalık Yedinci Gündem gazeteleri çıkarıldı. 2003 yılında ise Yeniden Özgür Gündem gazetesi yayım hayatına başladı. Ardından 1 Mart 2004’te Ülkede Özgür Gündem yayına başladı. 16 Kasım 2006’da Toplumsal Demokrasi, 17 Ocak 2007’de Gündem, 9 Mart 2007’de Yaşamda Gündem, 19 Mart 2007’de Güncel, 17 Ekim 2007’de Gerçek Demokrasi, Yaşamda Demokrasi, haftalık Toplumsal Demokrasi, 5 Kasım 2007’de haftalık Yedinci Gün, 1 Aralık 2007’de haftalık Haftaya Bakış, 31 Mart 2008’de haftalık Öteki Bakış, 14 Nisan 2008’de haftalık Yeni Bakış, 19 Mayıs 2008’de günlük yayımlanan Alternatif, 28 Mayıs 2008’de Gelecek, 30 Eylül 2008’de Özgür Ülke, 3 Ekim 2008’de Gerçek, 18 Ekim 2008’de haftalık Ülkeye Bakış, 22 Ekim 2008’de haftalık Yeni Mezopotamya, 27 Ekim 2008’de haftalık Politika, 8 Kasım 2008’de haftalık Analiz, 29 Kasım 2008’de haftalık Ayrıntı ve 20 Aralık 2008’de Özgür Yorum. Bu gazetelerin çıkarılmaya başlandığı tarihlere bakılırsa her defasında susturulmaya çalışıldığı ve bunun karşısında var olma mücadelesi verildiği ise çok açık bir şekilde görülüyor.
 
Eş Genel Yayın Yönetmenliği
 
19 Ocak 2009’da Günlük gazetesi yayına başladı. Gazete 3 Nisan 2011’de yayınına son verdi ve ardından 4 Nisan 2011’de Özgür Gündem ismiyle çıkarıldı. Bu dönemde önemli bir gelişme yaşandı ve gazete Eş Genel Yayın Yönetmenliği’ni başlattı. Hüseyin Aykol ve Eren Keskin gazetenin Eş Genel Yayın Yönetmenleri oldu. 20 Aralık 2011’de birçok merkezde başlatılan operasyonda birçok gazeteci gözaltına alındı. “KCK Basın Davası” olarak tarihe geçen bu operasyonda birçok kurum basıldı.
 
Özgür Gündem’in kapatılmasından sonra 23 Ağustos 2016’da Özgürlükçü Demokrasi çıkarıldı. Gazete iki yıl yayın yaptı. Gazetenin basılmasının ardından 28 Mart 2018’de gazeteye kayyum atandı, 3 Nisan’da gazetenin çalışanlarının evleri basıldı, gözaltına alındı, tutuklandı. Gazetenin yayınına ise 8 Temmuz’da çıkarılan KHK ile son verildi.
 
Kürt gazeteciliğinde televizyonculuk
 
Bu uzun soluklu mücadele sadece gazete alanında değil, haber ajansları ve televizyon ile de sürdü. Özgür Basın geleneğinden gelen televizyonculuk, 30 Mart 1995 tarihinde Londra’da kurulan Med TV ile başladı. 1999 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun ardından Med TV, 23 Nisan 1999 tarihinde lisansı iptal edilerek kapatıldı. Hemen sonra kurulan Medya TV de Fransa devleti tarafından 2004 yılında kapatıldı. Danimarka’da ise Roj TV kuruldu fakat baskılar nedeniyle 2013 yılında Roj TV de kapatıldı. Sonrasında Med Nuçe TV, News Channel TV, Newroz TV, MMC kanalları da çeşitli bahanelerle kapatıldı. Bu kanalların Türkiye’de değil de Avrupa’da olmasına rağmen engellenmesi ve baskı altına alınması ise ayrı bir tartışma konusu oluyor.
 
Kürt medyası sadece Avrupa’da kurulmadı. 2010’da ve sonrasında İMC TV, TV10, Gün TV, Van TV, Jiyan TV, Azadi TV gibi ulusal çapta yayın yapan televizyon kanalları kuruldu. Fakat bu kanallar yine 2016’da çıkarılan KHK ile kapatıldı. Günümüzde Kürt medyası Stêrk TV, Medya Haber TV, Med Muzîk TV, Can TV, Ronahî TV gibi birçok kanal ile devam ediyor. Yayınlar devam ediyor ancak tam da AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ve Güney Kurdistan’a gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından, Stêrk TV ve Medya Haber TV’nin Belçika’da bulunan stüdyolarına gece saatlerinde polis baskını gerçekleşti. Bu durum ise tekrardan Avrupa’nın ikiyüzlülüğünü gözler önüne serdi.
 
Haber ajansı alanında Özgür Basın geleneği
 
Bu süreçte haber ajansı alanında Mezopotamya Haber Ajansı (MHA) ve DEM Ajans’tan sonra Özgür Basın geleneğinden gelen Dicle Haber Ajansı (DİHA) 2002 yılında kuruldu. Ajans, kuruluşundan sonra önemli noktalara işaret ederek yeni bir gündem yarattı. 2016 yılına kadar devam eden bu süreçte ajans KHK ile kapatıldı.
 
Özgür Basın geleneği ve kadın gazeteciliği
 
Elbette Özgür Basın geleneğinin en önemli taraflarından birisi de kadın gazeteciliği. Öncesinde yer verdiğimiz gibi 90’lı yıllarda yazılı basında bir ilki Gurbetelli Ersöz ile yaşamıştık. Kürt kadın gazeteciler, 8 Mart 2012 tarihinde kurdukları JINHA ile kadın gazeteciliğinde bir çığır açtı. JINHA, 29 Ekim 2016 tarihinde KHK ile kapatılsa da kadınlar bu geleneği ŞÛJIN ile devam ettirdi. ŞÛJIN’ın kapatılmasının ardından ise JINNEWS ile kadınlar yine ve yeniden medya alanındaki eril dili yok etmek adına yayın hayatına başladı. Öte yandan Orta Doğu’da da NûJINHA, kadın gazeteciliği açısından büyük bir değer oldu. Televizyonculuk alanında da Kürt kadın gazeteciler yine bir ilki gerçekleştirerek 8 Mart 2018 tarihinde Jin TV kanalını kurdu. Jin TV, halen Kurdistan ve dünyada kadın mücadelesindeki iradeyi ekranlara taşımaya devam ediyor.
 
Hakikat katliamlarla susturulamadı
 
Bu hakikat mücadelesinde yapılan her baskı, her engelleme Özgür Basın geleneğinin iradesini güçlendirdi ve güçlendirmeye devam ediyor. Bu uzun süreçte katledilen, tutuklanan, yargılanan, susturulmaya çalışılan birçok gazeteci oldu. Özellikle 90’lı yıllarda başta Musa Anter olmak üzere birçok özgür basın emekçisi çeteler ve devlet tarafından katledildi. Bu katliamlar 90’lı yıllardan sonra da devam etti. Deniz Fırat Mexmur’da DAİŞ saldırısında katledildi. Nûjiyan Erhan Şengal’de KDP saldırısında katledildi. Azadiya Welat gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş Cizre’deki bodrumlarda katledildi. Öte yandan Rojava’da yaşanan katliamı tüm dünyaya göstermeye çalışan çok sayıda gazeteci katledildi.
 
Önemli süreçlerde yapılan operasyonlar ne anlama geliyor?
 
Özgür Basın’a yönelik saldırılar günümüzde de gün geçtikçe artarak devam ediyor. Özgür Basın çalışanlarına dönük son yıllarda yapılan tüm operasyonlara “örgütün basın yapılanması” iddiaları gerekçe yapıldı. Bu iddiaların gerekçe olarak gösterildiği süreçlerin elbette farklı bir tarafı vardı. Bu da operasyonların, sınır ötesi operasyonlar ve seçim günlerine denk gelen tarihlerde yapılması. Örneğin, 2022 yılında Amed ve Ankara merkezli Özgür Basın çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında 5 ay içerisinde 33 gazeteci gözaltına alındı. Sınır ötesi operasyon ve seçim gündemleri öncesi yapılan operasyonlarda gözaltına alınan gazetecilerin tümüne aynı iddialar yöneltildi. Fakat tutuklanan gazeteciler, ilk duruşmalarda tahliye edildi.
 
Bir diğer örnek ise 31 Mart Yerel Seçimler sürecinde İzmir’de 6 gazetecinin gözaltına alınması. Bu operasyonla gözaltına alınan gazetecilerden 4’üne seçim sürecinde “ev hapsi” verildi. Son olarak İstanbul, Ankara ve Riha’da 23 Nisan’da 9 gazeteci gözaltına alındı. 26 Nisan’da adliyeye sevk edilen gazetecilerden 3’ü tutuklandı. Gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanması, akıllara yine sınır ötesi operasyon süreci ihtimalini getirdi.
 
Bize miras kalan gelenek devam ediyor
 
Bunca baskının ardından inatla sürdürülen Özgür Basın geleneği yazınsal alanda 25 Mayıs 2018’de çıkarılan Yeni Yaşam gazetesiyle, haber ajansı alanında Mezopotamya Ajansı, PİRHA, Hawar Haber Ajansı ve Fırat Haber Ajansı ile ve kadın gazeteciliği alanında da JINNEWS ve NÛJINHA ile devam ediyor. Bunun yanında Özgür Basın’a yönelik saldırılar da devam ediyor ancak “Bu ateş sizi de yakar” cümlesini unutmamak gerekiyor. Gazetecilik suç değildir. Özgür Basın, hakikati yazmaya devam edecek.