'Çocuk yaşta çalıştırılma kronik bir sorun haline geldi'

  • 09:02 12 Haziran 2020
  • Çocuk
Filiz Zeyrek
 
ADANA - Adana’da mevsimlik tarım işçisi olarak aileleriyle birlikte çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, evlerine dönmek için bir an önce kış mevsiminin gelmesini istiyor. İHD Adana Şubesi Çocuk Komisyonu’ndan Ender Aydemir ise, çocuk yaşta çalıştırılmanın kronik bir sorun haline geldiğini söylüyor. 
 
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), dünya genelinde her geçen gün artan çocuk istismarının bir boyutu olarak çocuk yaşta çalıştırılmaya dikkat çekmek için 2002'de, bugünü "Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü" ilan etti. 2019 yılı verilerinde, dünyada 152 milyon çocuk çalıştırıldığına dikkat çeken ILO, bu çocukların yüzde 70’inin ise tarım alanında çalıştırıldığını belirtiyor.
 
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ise geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada, dünya üzerinde her 10 çocuktan birinin çalıştırıldığına, Afrika ve Asya'da bu oranın daha da yüksek olduğuna dikkat çekiyor. 
 
Tehlikeli çalışma koşullarıyla karşı karşıya
 
Dünya liderleri tarafından 2015'te kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, çocuk yaşta çalıştırılmanın 2025'te ortadan kaldırılmasını kapsayacak şekilde genişletilmişti. Bu hedeflere göre, dünyada 73 milyon çocuğun tehlikeli çalışma koşullarıyla karşı karşıya olduğuna işaret ediliyor. Bu çocukların sayılarının geçen yıllara göre azalma kaydettiği, ancak istenilen düzeyde olmadığı belirtiliyor. 2000 yılında 246 milyon olan çalıştırılan çocukların sayısının 2016'da 152 milyona gerilediği, ancak son yıllarda rakamların yavaş bir düşüş eğilimi sergilediği, kaydediliyor. Ancak bu hızla devam ederse çalıştırılan çocukların sayısının 2025'te 121 milyona ineceği tahmin ediliyor. 
 
Çalıştırılan çocuk oranı bir yılda 7 bin arttı
 
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TUİK) 2018 yılı Nisan ayında yayınladığı verilere göre, 2017'de yüzde 20,3 olan çalıştırılan çocuk oranının 2018 yılında yüzde 21,1'e çıktığı, yani bir yılda 7 bin arttığını ortaya koyuyor. 
 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği  (İSİG) Meclisi’nin 2019 yılı iş cinayetleri raporuna göre, en az 67 çocuk yaşamını yitirdi. Bu yılın ilk 5 ayına göre ise 17 çocuk hayatını kaybetti. 
 
Öte yandan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı" hazırlamış ve 2018 yılını "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı" ilan etmişti.
 
İHD Adana Şubesi Çocuk Komisyonu üyesi Ender Aydemir, istismarın en fazla yaşandığı tarım alanında mevsimlik olarak çalıştırılan ya da çalışmak zorunda bırakılan çocuklara dikkat çekti.  
 
‘En temel insani haklardan dahi faydalanamıyorlar’
 
Çocukların barınma, sağlık, sosyal ve kültürel haklar ve benzeri birçok haktan mahrum bırakıldığını söyleyen Ender, dernek olarak mevsimlik tarım işçilerinin en fazla bulunduğu Adana ve çevresinde yer alan çadırlara odaklandıklarını kaydediyor. Ender şöyle devam ediyor: “Çocukların en temel insani haklardan bile faydalandırılmadığını gördük. Çocuklar eğitim haklarından mahrum kalmaktadır. 8 yıllık zorunlu eğitim olmasına rağmen bu çocuklar okula gidememektedirler. Ancak memleketlerine gittiklerinde okullarına devam edebiliyorlar. Her yıl 3-4 ay okula gidememektedirler. Çocuklar için sosyal ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirebileceği hiçbir alan bulunmamaktadır. Yaşadıkları fiziki yaşam alanları, sağlıklı ortamlar değil. Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra; çocuklar tarlalarda işçi olarak çalışmaktadır. Yasalarımızda 16 yaş altı çocukların çalıştırılması yasaktır. 16 yaş üstü çocuklar ise belli süre ve şartlarda sosyal güvenceye tabi olarak çalışabilmektedir. Tarlalarda çalışan bu çocukların büyük bir çoğunluğu 16 yaş altı olup yasa gereği çalıştırılmaları yasaktır.”
 
‘Türkiye taahhüdünü yerine getirmedi’
 
Türkiye’nin, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 182 No’lu “En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi” ve 138 No’lu “Asgari Yaş Sözleşmesi”nin imzacısı olduğuna dikkat çeken Ender, “Tarımda çocuk işçiliğini, çocuk işçiliğinin en kötü üç biçiminden biri olarak kabul ederek, 2015 yılına kadar tamamen ortadan kaldırmayı Uluslararası Çalışma Örgütü’ne taahhüt etmiştir” diye hatırlatıyor. 
 
‘1 milyon çocuk işçisinden bahsediliyor’
 
Ancak Türkiye’nin  bu taahhüdü yerine getirmediğine, binlerce mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılan çocuğun olduğuna işaret eden Ender şu ifadeleri kullanıyor: “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Türkiye’nin iç mevzuatı olan Çocuk Koruma Kanunu’nda tüm işlem ve eylemlerde ‘Çocuğun üstün yararının’ her şart ve koşulda göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Ancak; mevcut durumda, bırakınız ‘çocuğun üstün yararını’ en asgari çocuk ve insanca yaşam haklarının bile sağlanmadığı gözlem ve tespitlerimizle ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmalarda Türkiye'de 1 milyon çocuk işçiliğinin varlığından bahsedilmektedir ki bu rakam sadece sahada tespit edilen rakamlar olup, gerçekte bunun çok üzerinde olduğu bilinmektedir.”
 
‘Kronik bir sorun’
 
Çocuk yaşta çalıştırılmanın uzun zamandır Türkiye’de kronik bir sorun halini aldığını kaydeden Ender, çözüm olarak, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler ve kendi yasalarına uygun ve “çocuğun üstün yararı ilkesi” anlayışı ile hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. 
 
Emeğin karşılığı yok
 
Farklı kentlerden Adana’ya mevsimlik tarım işçiliği için göç eden aileler çocuklarının geleceği için gelseler de çocuklar da aileleriyle birlikte çalışmak zorunda kalıyor. Urfa’dan gelerek soğan tarlasında çalışmaya başlayan işçiler, çuval başına 7 lira kazanıyor. Çocukların emeğinin ise bir karşılığı yok. 
 
‘İş olsa gelmeyiz buraya’
 
Ailesiyle birlikte tarlalarda çalışan 9 yaşındaki F.,  “Bizim memlekette iş yok. İş olsa gelmeyiz ve ben de arkadaşlarımla oynardım. Burada olmak çok zor, çünkü iş çok zor, belim çok ağrıyor, çok yoruluyorum. Bakın ayağım da yaralandı, canım acıyor ama aileme yardımcı olmam gerekiyor. Günde 2 torba ya da 3 torba soğan topluyorum” diyor.
 
‘Günde 2 çuval soğan topluyorum’
 
9 yaşındaki H. de önceleri soğan toplamayı eğlenceli bulsa da artık çok sıkıcı ve zor olduğunu dile getiriyor. H., “Ailemin parası yok, kardeşlerimin okuması gerek bunun için geldik. Çok sıcak, çadırlarda kalınca da çok sıcak. Aileme yardım ediyorum. Günde 2 çuval soğan topluyorum” sözlerini kullanıyor.
 
‘Keşke hiç memleketten çıkmasak’
 
“Beni de çekin” diye ısrar eden 10 yaşındaki A. ise şöyle konuşuyor: “Ben de diğer arkadaşlarım gibi ailemle geldim ve onlara yardım ediyorum. Günde birkaç torba topluyorum ama bize yevmiye yok. Memleketi özlüyorum. Umarım çabuk kış gelir ve arkadaşlarımın yanına, okuluma dönerim.”