Çocuk haklarına rengarenk bir perspektif

  • 09:07 3 Mayıs 2024
  • Çocuk
 
AMED - Rengarenk Umutlar Derneği ve Helin Hasret Şen Çocuk Hakları Akademisi çalışmalarına dair konuşan RUMUD Yürütme Kurulu üyesi Zeynep Demir Akçer, Rengarenk Umutlar Derneği’nde çocuklarla birlikte çalışmaların devam ettiğini söylerken, “Yaptığımız her çalışma sadece çocukların düşüncelerini yansıtmıyor. Çocukların kendilerini bir birey olarak hissetmelerini sağlamayı amaçlıyoruz” dedi. 
 
Savaş, ekonomik kriz, açlık, yoksulluk ve eşitsizlik en çok çocukları etkiliyor. İktidarın özelde Kurdistan'da yürüttüğü savaş politikaları nedeniyle çocukların yaşam hakları ellerinden alınırken, birçok çocuk da haklarından mahrum bırakılıyor. Uygulanan bu hak ihlallerine karşı Rengarenk Umutlar Derneği (RUMUD) ve Mezopotamya Psikiyatristler Derneği (DER-MEZ) 19 Kasım günü Sûr ilçesinde Kurdistan’daki hak ihlallerinin izlenmesi, görünür kılınması ve bu kapsamda çalışmaların yapılması amacıyla “Helin Hasret Şen Çocuk Hakları Akademisi’ni açtı.
 
RUMUD Yürütme Kurulu üyesi Zeynep Demir Akçer, RUMUD ve akademiye dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
Çocuklara psikososyal destek
 
RUMUD’un Sûr’da 2016 yılında yaşanan yoğun çatışmalardan sonra, bölgede yaşayan çocukların psikososyal destek ihtiyacını karşılamak üzere 2017’de açıldığını hatırlatan Zeynep, “Dernek, bugüne kadar psikososyal çalışmalarıyla başlayıp birçok ulusal ve uluslararası çalışma ile hem sahada çalıştı hem de izleme ve savunuculuk çalışmaları yaptı. Hala da yapmaya devam ediyoruz. Çocukların çatışmalardan kaynaklı ağır travma, korku, endişe ve gelecek kaygısı gibi sıkıntılardan dolayı kendilerini güvende hissedebileceği bir yer oldu burası. Şu an da aktif 3 kurumumuz var ve 3 kurumumuzda da aktif şekilde Kürt çocuk hakları çalışmalarını yürütüyoruz” dedi. 
 
Kurumdaki çok yönlü atölye ve çalışmalar
 
Kurumda çocuklarla birçok konuda etkinlikler yaptıklarını paylaşan Zeynep, “Çalışmalarımızın bel kemiği olan atölye çalışmaları, gönüllülerin desteğiyle devam ediyor. Kurulduğu günden bugüne yüzlerce arkadaşımız çocuklarla birlikte birçok etkinlik ve çalışma yürüttü. Şu an aktif olarak her hafta sonu çocukların dahil olduğu atölye çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmalara yaklaşık 80 çocuk katılıyor. Eylül ayında başlayıp Haziran’a kadar her hafta düzenli olarak eğitimler alıyor çocuklar. Bunların yanında çok farklı destekler de veriyoruz. Örneğin, anadille ilgili, dünya kız çocuklarıyla ilgili atölye çalışmaları yapıyoruz. Politik olarak özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği, kent hakkı, çocuğun oyun hakkı gibi birçok çalışma yürütüyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Çocuklar hala travmalarını yaşıyor
 
Sûr’da yaşanan sokağa çıkma yasakları döneminin çocuklarda büyük bir travmaya neden olduğunu kaydeden Zeynep, “Atölye çalışmalarımızda çocuklarla ilk bir araya geldiğimizde özellikle çatışmalı süreçten sonra o yoğun silah ve çatışma seslerine maruz kaldıkları için yıkımlardan sonra çocuklarda bir alkış sesinin bile tedirginliğe sebep olduğunu gözlemliyorduk. Bununla beraber özellikle kolluk kuvvetlerinin alanlarda dolaşıyor olması çocukların travmalarını tetikleyen bir unsur. Çok küçük bir örnek vermek gerekirse, Serê Salê etkinliğimizde çocuklarla tekerlemelerle, erbanelerle, şarkılarla sokakları dolaştığımız esnada kolluk kuvvetlerinin sağda, solda ya da etrafımızda olması bazı çocuklarda hala travmayı tetikliyor” şeklinde konuştu.
 
‘Sadece çocuklarla değil ebeveynlerle de çalışıyoruz’
 
“Bütün çalışmalarımızı çocukları sadece dinleyerek değil duyarak yapıyoruz” diyen Zeynep, çalıştıkları mahallelerde sadece çocuklarla değil ebeveynler ve bakım verenlerle de temas kurduklarını ekledi. Zeynep, “Ailelerle düzenli görüşmeler alıyoruz. Çocukları takip ediyoruz. Gönüllü psikolog arkadaşlarımız var. Hem çocuklara hem de ailelere gerekirse psikolojik destek sunuyor. Bu şekilde bir bütünen çalışmalarımızı yürütmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Akademiyle Helin şahsında tüm çocukları yaşatıyoruz’
 
Zeynep, 2023 yılında açılan Helin Hasret Şen Çocuk Hakları Akademisi’ne de atıfta bulunarak, söz konusu çalışmanın RUMUD olarak uzun süredir hayalini kurdukları bir alan olduğunu belirtirken, Helin Hasret Şen isminin kendileri için önemli olduğunu dile getirdi. Zeynep, Helin’in kolluk tarafından katledildiğini ve failinin cezasızlıkla ödüllendirildiğini hatırlatırken, “Helin Hasret Şen şahsında bunu yaşayan tüm çocukların isminin yaşaması için biz akademiye Helin Hasret Şen ismini verdik. Helin şahsında tüm çocukları yaşatıyor olabilmek ve şu an bölgede yaşayan tüm çocuklara neden Hasret Şen ismini sorgulatmak bile bizim için çok özel diyebilirim” dedi.
 
‘Amacımız çocukların kendilerini birey olarak hissetmelerini sağlamak’
 
Akademiyle çocuk çalışmalarını güçlendirmeyi amaçladıklarının altını çizen Zeynep, şunları kaydetti: “Rengarenk, yıllardır izleme ve savunuculuk çalışmalarını yapıyor. Helin Hasret Şen Çocuk Hakları Akademisi’yle bu daha sistematik ve daha profesyonel bir aşamaya evirilecek. Hem izleme ve savunuculuk hem de örgütlenme açısından bizim için çok kıymetli. Yerelde tüm çocuk hakları çalışan örgütlere ve aktivistlere açık bir alan. Bu anlamda aslında çalışmalarımız da başladı. En son yerel yönetim öncesi Diyarbakır’da bulunan 4 çocuk kurumuyla ortaklaşarak çocukların kent hakkı ve algısı üzerine bir çalışma yürüttük. Yerel seçimler öncesi bu çalışma bizim için çok kıymetliydi. Çocuklar sadece geleceğimiz olarak görülüyor ama çocukların her zaman söyleyecekleri bir sözleri var. Çünkü çocuklar, kentin en önemli dinamiklerinden biridir. Kentte var olan çatışmaları en ağır şekilde yaşayan, buna maruz kalan çocuklardır. Çocuklar da düşünüyor. Bunu duyurmak istedik aslında. Yaptığımız atölye çalışmalarından sonra her kurum çocuklarla birlikte bir çalıştay yaptı. Çeşitli sorular etrafında gruplara bölünerek kentin sorunlarını ve güzelliklerini tartıştılar ve bunun üzerine çocuklar çok güzel çalışma ortaya koydular. Bu anlamda yaptığımız her çalışma sadece çocukların düşüncelerini yansıtmak değil aslında. Çocukların kendilerini de bir birey olarak, söz sahibi biri olduklarını hissetmelerini ve sosyalleşmelerini sağlamaktı.”
 
‘Kürt çocukların hakları yok!’
 
Zeynep, bu gibi çalışmaların devam edeceğini paylaşırken, “Biz çocuk hakları örgütleri olarak çocuklar adına konuşmuyoruz. Biz çocuklarla beraber konuşuyoruz, tartışıyoruz. Çocuk deyip geçtiğimiz insanların aslında bir düşüncesi olduğu toplum tarafından unutulmamalı diye düşünüyoruz. Devlet politikalarıyla ne yazık ki bunun Türkiye açısından son noktada olduğunun farkındayız. Özellikle Kürt çocukların ne kültürleriyle ilgili ne anadilleriyle ilgili yaşamsal anlamda hiçbir hakları yok. Sürekli engellenen, kısıtlanan bir noktada. Bu anlamda son 8 yıldır yaşadığımız kayyum süreci devlet sistematiğini daha da oturtmaya çalıştı. Fakat bu anlamda özellikle bölgemizde sivil toplum örgütü, alternatif yönetim anlayışı ve muhalefet gerçekten de bizler açısından kıymetli ve ön açıcıydı. Sadece bu sistemin bize dayattığını kabul etmeden, reddederek ve sesimizi yükselterek olması gerekeni yaşamsallaştırma çabası bizim açımızdan temel mücadele gerekçesiydi” ifadelerini kullandı.