ÊLIH - Binlerin katıldığı 1 Mayıs mitinginde konuşan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Türkiye’de işçilerin sadece alın teri dökülmüyor, kanı dökülüyor. Güvencesiz koşullarda çalıştıkları için işçiler yaşamını yitiriyor” diyerek sahip çıkılan her emeğin, gelecek olduğunu kaydetti.

 

Êlih (Batman) Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde düzenlenen 1 Mayıs İşçi Bayramı mitingi binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. “Yoksulluğa, güvencesizliğe, sömürü ve baskılara karşı; birliğimizi, mücadeleyi, dayanışmayı, umudu büyütmek için haydi 1Mayıs’a” şiarıyla düzenlenen bölge mitingi için bir araya gelen platform bileşenleri, siyasi parti temsilcileri ve çevre kentlerden gelen yüzlerce işçi, emekçi, Turgut Özal Bulvarı’nda bulunan Worldmar Kavşağı’nda kortejler halinde yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe emek ve meslek örgütleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), Rosa Kadın Derneği, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) vekilleri, il ve ilçe örgütleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Adalet Nöbeti Anneleri ve Barış Anneleri ile binlerce kişi katıldı. DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreteri Döne Gevher ve Petrol İş Batman Şube Başkanı Veysel Kartal’ın konuşmacı olduğu miting için bir araya gelen binlerce kişi, şarkılar eşliğinde halaya durdu.

 

Sloganlar atıldı

 

“Baharı da barışı da kadınlar getirecek”, “Hakkımız olanı alacağız”, “Zimanê me rûmet û hebuna me ye” ve “Yaşasın 1 Mayıs” pankartlarının açıldığı yürüyüşte sık sık “Bijî 1 Gûlan” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Kitle kortej halinde davul ve zurna eşliğinde mitingin gerçekleştirileceği 8 Mart Kadın Parkı’na doğru yürüdü. Yürüyüş, miting alanında sona erdi.

 

Miting başlamadan önce yaşamını yitiren işçi ve emekçiler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulurken “Şehîd namirin” sloganları atıldı.

 

Sonrasında tertip komitesi adına konuşan Petrol-İş Êlih Sendikası Başkanı Veysel Kartal, yoksulluğa ve güvencesiz çalışmaya karşı alanlarda birlikte ses yükselttiklerini söyledi.

 

‘Ne olursa olsun fatura kadınlara kesiliyor’

 

Ardından konuşan Döne Gevher, doğa talanına işaret etti. Savaş ve çatışmalarla, nükleerlerle, siyanürlü maden aramalarıyla, zehirli gazlar ve atıklarla doğanın mahvedildiğini söyleyen Döne, “İster mavi yakalı ister beyaz yakalı ister asgari ücretli ister emekli olalım. İster ücretli ister ücretsiz emeği görülmeyen kadın, ne olursak olalım fark etmiyor, her türlü fatura bizlere kesiliyor. Her sabah yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. İşsizlerin sayısı 10 milyona dayandı. Çocuklarımızın geleceği karartılıyor. 5 çocuktan biri işçileştiriliyor. Can güvenliği sağlanmadan çalışma hayatına atılıyorlar. Kürdistan’da devletin güvenlikçi politikalarından dolayı tarım bitirildi. Bundan dolayı mevsimlik tarım işçileri yine yollarda. Mevsimlik tarım işçileri insanlık dışı ve kölelik koşullarda çalıştırılıyor. Güvencesiz çalışıyorlar” dedi.

 

‘Seninle değiliz dedik’

 

İşlerinden ihraç edilen emekçilere dikkat çeken Döne, şöyle konuştu: “8 yıldır alanlarda olan KHK’li emekçilere buradan bin selam olsun. Her gün ortalama 5 canımız iş güvenliği nedeniyle iş cinayetleri ile aramızdan ayrılıyor. Sendikal hak ve özgürlüklerimiz bir yana en temel insan haklarımız bile ayaklar altına alınıyor. Haklarımız için mücadele ettiğimizde de gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Yine cezaevlerinde haksız, hukuksuz yere tutulan hasta tutsaklar ve siyasi tutsaklar koşullardan dolayı cezaevlerini yeniden direniş alanlarına dönüştürüyor. Emeklilikte sefalet dayatılıyor. Her türlü ayrımcılık kışkırtılıyor, karşı karşıya getirilmeye, bölmeye, düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Bugün karşımızda karın tokluğuna çalışan milyonlar var; diğer taraftan ıstakozlarla pozlar verenler, şatafat içinde yaşayanlar, bulundukları en küçük yeri saray şatafatı ile donatan düzen bizim düzenimiz değil. Bizler bozuk düzeni 31 Mart’ta buradayız deyip seninle değiliz diyerek sesimizi yükselttik.”

 

‘Kendi emeklerimizle buraya geldik’

 

Son olarak DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu. Çiğdem, 1 Mayıs’ın özgür ve onurlu bir yaşamın adı olduğunu ifade ederken, “Bu ülkede yaşayan bütün işçiler, kadınlar, gençler karşılaştıkları baskıya karşı geri adım atmadılar. Bütün kolluk güçleri savaş varmış gibi İstanbul’a konumlandı. Karşısındakiler işçiler, bu ülkeyi var edenlerdir. İşçilerin ve emekçilerin mücadelesi eşitlik talebidir. Bütün engellemelere rağmen Kürdistan’ın bütün illerinden işçiler, emekçiler, gençler ve onurlu yaşam isteyenler Batman’a geldi. Her birimiz kendi emeğimizle buralara geldik” şeklinde konuştu.

 

‘Sahip çıkılan her emek gelecektir’

 

Türkiye’de çok ciddi krizlerin olduğuna dikkat çeken Çiğdem, “Bunlardan biri yoksulluk krizidir. Bu ülkede 3 buçuk milyon çocuk yatağa aç giriyor. Bunun sebebi kimdir? AKP-MHP iktidarıdır. Bu ülkedeki çözümsüzlük, AKP’nin tercihidir. 22 yıllık AKP iktidarında 33 bin işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kiralık işçilik, mevsimlik işçilik diye işçinin emeğini sömüren iş alanları yarattılar. Türkiye çalışma süresinin en uzun olduğu bir ülke ve dünya sıralamasında 2’nci. Peki bu işçiler ne kadar maaş alıyor? 17 bin 2 TL. Bu ülkenin emekçilerine, işçisine hiçbir faydası olmayan sarayın, bir dakikalık gideri 17 bin 83 TL. Kendilerinin bir dakikalık giderlerini bu halka bir aylık gideri olarak veriyorlar. Türkiye’de işçilerin sadece alın teri dökülmüyor, kanı dökülüyor. Güvencesiz koşullarda çalıştıkları için işçiler yaşamını yitiriyor” diyerek sahip çıkılan her emeğin, gelecek olduğunu kaydetti.

 

‘Sayın Öcalan’ın ne kadar önemli rol üstlendiğini biliyorlar’

 

Ülke kaynaklarının savaşa aktarıldığına vurgu yapan Çiğdem şu ifadelere yer verdi: “Bu savaş işçilerin, emekçilerin savaşı değil. Ancak iktidar işçilerin, emekçilerin emeğini savaşla heba ediyor. Bugün yaşanan ekonomik krizi, insanların baş başa bırakıldığı açlığı savaş politikalarından ve bu iktidarın Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünden ayrı ele alamayız. Kürt gerçekliği bu coğrafyanın en değerli gerçekliği. Savaşarak değiştiremediniz, inkar ederek değiştiremediniz, değiştiremezsiniz. Milyonlarca insan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununda irade olduğunu haykırdı. Demokratik çözüm noktasında Sayın Öcalan’ın ne kadar önemli bir rol üstlendiğini biliyorlar ama çözümü değil, savaşı tercih ediyor. Mücadelemiz bir olursa, bu ülkeyi emeğin ve özgürlüğün ülkesi yapabiliriz. Savaş politikalarıyla ayakta durmaya çalışan, Kürt sorununu çözmeyen bu iktidara, Kürdistan halkı seçimde çok güçlü bir cevap verdi. Bu mesaj hem muhalefete hem de iktidara. Önümüzdeki yol var. Bundan sonra tek ses olmalıyız ve mücadeleyi ortak yürütmeliyiz.”

 

Miting, yapılan konuşmalar ve sanatçıların seslendirdiği şarkılarla, halaylarla sona erdi.