Aysel Tuğluk’un Kobanê Davası’nda hazır edilmesi kararı

  • 18:28 27 Haziran 2022
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası’nda mahkeme heyeti ağır hasta tutsak Aysel Tuğluk’un yarınki oturumda hazır edilmesine karar verdi. Davada söz alan DBP Eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Ben 1998’den beri legal siyasette yer alıyorum. ‘Kürdistan’ dediğimde yargılanmak istemiyorum. Kendi kültürümüzü var etmek için kurduğumuz tüm kurumlarımız KHK ile kapatıldı. Kürtlerin kurumları olmazsa Kürt sorununu kiminle konuşacaksınız?” diye sordu.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 14’üncü duruşması 1’inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görüldü.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına HDP milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat ve izleyici katıldı.
 
Vareste talebi reddedildi
 
Verilen aranın ardından SEBGİS ile duruşmaya bağlanan Kürt aktivist Sibel Akdeniz, mahkemeye zorla getirilme kararına dair konuştu. Köyde yaşayan Sibel, “Duruşmalara her zaman katılma şansım olmuyor. Periyotlar çok sık. Köyden bu periyotlara yetişmem de imkânsız. Periyotlardan dolayı çalışamıyorum” dedi. Sibel, bir sonraki periyoda kadar duruşmadan vareste olma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, Sibel’in vareste tutulma talebinin reddine karar verdi.
 
Gazeteci tanık olarak dinlendi
 
Ardından tanık Cem Tekel’in dinlenmesine geçildi. Şemdinli'ye gözlem yapmaya giden ve aralarında BDP vekillerinin de olduğu araçların 17 Ağustos 2012 tarihinde PKK tarafından durdurulmasını hatırlatan mahkeme başkanı, orada ne yaşandığını sordu. O tarihte Şemdinli’ye gazeteci olarak bölgeye gittiğini ifade eden Cem, “Öncesinde veya sonrasında ne oldu, bilmiyorum” dedi.
 
Figen’in mikrofonu kapatıldı
 
Cem, mahkeme başkanının Kobanê olayları ile ilgili sorularına da “bilgim yok” yanıtını verdi.  Sonrasında söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tanık dinlenmesinin usulsüz olduğuna dikkat çekti. Mahkeme başkanı bu sözlerin ardından Figen’in sözünü keserek mikrofonunu kapattı.
 
Tanıktan çelişkili beyan
 
Sonrasında bir diğer tanık Muhammed Zengin beyanlarda bulundu. Muhammed, 3 yıl önce yazılı ifade verdiğini belirtti. Verdiği ifadeyi hatırlamadığını söyleyen tanık, hatırlamamasına rağmen ifadesini yinelediğini aktardı. Siyasetçiler hakkında önce “kendileri hakkında çok bir bilgim yok” diyen tanık Muhammed, sonrasında ise siyasetçilerin örgüt üyesi olduğunu iddia etti. Beyanlarını hiçbir somut delile dayandırmayan tanık Muhammed, “kadro oldukları söylendi” ifadesini kullandı. 
 
Tanık çelişti
 
Sonrasında mahkeme başkanı SEGBİS kamerasını Mesut Bağcık’a doğru yönelterek, tanığa “Tanıyor musun” diye sordu. Tanık Muhammed, Mesur’u hiç tanımadığını belirtti. Sonrasında mahkeme başkanının tanık Muhammed’in Mesut hakkındaki önceki beyanlarını okumasının ardından tanık, “Sanırım saçları dökülmüş. Şimdi tanıdık geldi” dedi.
 
Kadın çalışmaları ‘örgütsel çalışma’
 
Söz alan avukat Kenan Maçoğlu tanığa yönelik, “4 Mart 2020’de ifade vermişsiniz. İfadeyi nerede verdiniz” diye sordu. Tanık, Ankara’ya tanık olarak getirildiğini ve ifadeyi emniyette verdiğini söyledi. Ardından avukat Özgür Erol, “Meryem Adıbelli hakkında örgütsel çalışmalar yaptığını söylediniz. Somut örnek verir misiniz” diye sordu. Tanık, “Adıbelli PM üyesiydi. Ne yaptığını bilmiyorum” diye cevap verdi. Sonrasında Özgür, “Bu bir örgütsel bir çalışma mıydı” diye sorarken, tanık Zengin, “örgütsel çalışma” olarak kadın çalışmalarını örnek gösterdi.
 
‘Çatışmalar dursun diye gittik’
 
“Biz muhalefet yaptık” vurgusu yapan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Gün geliyor tüm haklarımı kullanabiliyorum. Gün geliyor aynı şeyler hakkında yargılanıyorum. 2012’de Şemdinli’ye gittik. O köyde ne oluyor diye öğrenmeye gittik. Çatışmalar dursun diye gittik. Vali ve kaymakamlığın haberi vardı. Hatta eşlik edeceklerdi. Kürtler ısrarla barış köprüleri kurmaya çalışıyor ancak devlet bu köprüleri hep yıkmaya çalışıyor. Bunu istediğimiz için terörist oluyoruz. O dönem diyalog süreci vardı. Yasa çıkarıldı, yasa kapsamında olanlar yargılanamaz dendi. Şimdi noldu? Tanık olarak getirdiğiniz kişi, dönemin parti çalışmalarını ‘örgüt çalışması’ olarak nitelendirildi” dedi.
 
Sebahat devamında da şöyle konuştu:
 
“Bütün bu meselelerin saçma olduğunu sizler de bizim kadar biliyorsunuz. Ben 1998’den beri legal siyasette yer alıyorum. Değişecek diyorum. Böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum. ‘Kürdistan’ dediğimde yargılanmak istemiyorum. Kendi kültürümüzü var etmek için kurduğumuz tüm kurumlarımız KHK ile kapatıldı. Kürtlerin kurumları olmazsa Kürt sorununu kiminle konuşacaksınız? Devlet bizim davamızda müşteki olmuş. Adalet Bakanlığı da dahil. Bu durumda bakanlığın AİHM’e bir bilgi verirken objektif olması beklenir mi?
 
Yüzünüze gözünüze bulaştırıyorsunuz
 
Tanıkların hepsine birer belge tutuşturulmuş. Emniyet’te çay içerek ifade vermiş. İfadelerin hiçbirini kabul etmiyorum. Gizli tanıklarının bazılarının aslında hiç olmadığını düşünmüyorum. FETÖ’nün topladığı bütün belge bilgileri önümüze koyuyorsunuz. Onlar biraz iş biliyordu ama sizler yüzünüze gözünüze bulaştırıyorsunuz.”
 
Savunma hakkımızı ihlal ederek suç işliyorsunuz
 
Söz alan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, duruşma periyotlarının yoğunluğuna tepki göstererek, “Zamanında belgeler tebliğ edilen belgeleri araştırarak duruşmaya katılma şansımız yok. Oysa bu bizim hakkımız. Kendimizi savunmak için olan imkanlarımızı elimizden almak için çalışıyorsunuz. Savunma hakkımızı ihlal ederek suç işliyorsunuz. Siz bizi davadan koparmak istiyorsunuz” diye belirtti.
 
Tanık gazeteci neden yaşananların hiçbirini yayınlamadı?
 
Şemdinli ile ilgili tanık beyanına dair konuşan Gültan, tanık beyanları sırasında aile görüşünde olduğu için sormak istediği soruları soramadığını ifade etti ve mahkeme heyetinin usulsüz tanık dinlemesini eleştirdi. Gültan, “Bizi hiçbir güvenlik görevlisi durdurdu mu orada? Havan toplarından, çocuk düşüren kadınlara kadar her şeyi gördük, tanık olduk. Orada insanlar bize derdini anlattı. O tanık gazeteci de oradaydı. Neden bunların bir haberi yayınlanmadı? Bombardıman basıncından dolayı sağır olan insanlar yanımıza gelip dertlerini anlattı. Orada siviller çatışma ortamında kalmış ve yaşam mücadelesi veriyordu. Siz de gazeteciler olarak bunları kamuoyuna taşımanız gerekirdi ama böyle bir dert yok” diye konuştu.
 
Ardından duruşmaya 10 dakika ara verildi.
 
Aranın ardından konuşan avukat Çiğdem Kozan, dosyadan suret alma hakkını hatırlatırken, buna rağmen mahkeme kaleminden tanık beyanlarını alamadığını ifade etti. Avukatların tanığa yönelik sorduğu soruların mahkeme başkanı tarafından izin verilmemesine tepki gösteren Çiğdem, “Sorduğumuz sorular, tanığın güvenilirliğini test etmek için sorduğumuz sorulardı. Çapraz sorgu işleminin daha doğru şekilde işletilmesi için sorularımızın yönetilmesini talep ediyorum” dedi.
 
Gizli tanık olma koşulları
 
Gizli tanık koşullarına dikkat çeken Çiğdem, “Kişinin gizli tanık olarak dinlenmesi noktasında mahkemeniz ihtimam ile davranmak zorundadır. Bir tanık ‘ben korkuyorum’ diye bir soyut beyanla koruma programı alamaz. Tanığın kuruntu sayılabilecek algılamalarından uzak somut veriler gereklidir. Korku doğrudan doğruya yargılanan sanıktan dolayı olmalıdır. Böyle bir durum söz konusu değil. Burada birçok açık tanık dinledik. Bu tanıklara bir şey oldu mu? Diğer tanıklarla ilgili neden ağır bir tehlike olduğuna dair şüphelisiniz? Bu tanıklar yönünden var olmayan ağır tehlike diğer tanıklar yönünden neden var? Aslında yok” şeklinde konuştu.
 
 
Birleşen dosyalar yönünden tanık dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Çiğdem, “CMK gereği birleşen dosya sanıklarının isimlerini sayabilirsiniz ama ana dosyayı tanığa aktarıp beyan alamazsınız” sözlerini kullandı.
 
Aysel Tuğluk hakkında dinleme kararı!
 
Beyanların ardından mahkeme başkanı, hasta tutsak Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk'un 28 Haziran tarihli oturumda hazır edilmesi için bulunduğu infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme başkanı, Aysel’in savunmasının alınmadığı takdirde müştekilerin dinlenmesine karar verdi.
 
Duruşmaya yarına kadar ara verildi. 
 

Etiketler:

kobanê dava