Tülay Hatimoğulları: En güçlü cevabı biz kadınlar verdik

  • 10:33 19 Nisan 2024
  • Siyaset
 
ANKARA - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları seçimden sonra gerçekleştirdikleri ilk Kadın Meclisi toplantısının açılışında yeni dönemde kadın mücadelesinin yol haritasını belirleyeceklerini belirterek, "Yaşam tarzlarımıza müdahale edenlere karşı en güçlü cevabı biz kadınlar verdik” dedi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, seçim sonuçlarını değerlendirmek ve önümüzdeki dönem politik mücadele hattını belirlemek üzere partilerinin genel merkezinde toplandı. Toplantı öncesi DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuşma yaptı. 
 
‘Kadın mücadelesi açısından yol haritamızı belirleyeceğiz’
 
Yeni dönem kadın mücadelesinde önlerine koyacakları yol haritasını tartışacaklarını söyleyen Tülay, “Seçimlerden sonra ilk Kadın Meclisi toplantımızı gerçekleştiriyoruz. Bugün bizler bir yandan seçim değerlendirmemizi yapacağız bir yandan Türkiye’deki, dünyadaki siyasal gelişmeleri, kadın cephesi açısından değerlendireceğiz. Seçimlerin yeni dönemde kadın mücadelesi açısından yaratmış olduğu olanakları hep birlikte değerlendirecek, yol haritamızı çizeceğiz. Bu anlamıyla bugünkü toplantımız çok anlamlı ve kıymetli. Çünkü bizim bu dönemde mücadelemizi daha da büyüteceğimiz yol haritamızı hep birlikte sevgili kadınlarla değerlendirecek ve bunu Türkiye kamuoyuyla paylaşacağız” sözlerini kullandı.
 
‘Seçim sonuçları bize moral kattı, umudumuzu büyüttü’
 
Seçim sonuçlarının umut yarattığını belirten Tülay, “Uzun bir aradan sonra yine beraberiz. Yoğun ve yorucu bir süreci hep birlikte geçirdik. Ama o kadar moralli bir süreçti ki gittiğimiz her yerde kadınlarla gerçekleştirdiğimiz buluşmalar, kadınlarla birlikte yaptığımız güçlü çalışmalarla büyük bir moral depoladık. Ortaya çıkan sonuçlar bize büyük moral kattı, umudumuzu büyüttü. Biz bu seçimlere eşit olmayan koşullarda girdik. Bu seçimlerde özellikle AKP ve ortakları devletin bütün olanaklarını kullanarak bir seçim faaliyeti yürüttüler. Oysa biz DEM Parti olarak başta basında gördüğümüz sansür olmak üzere büyük bir olanaksızlık içerisinde ama bu olanakları kendimiz yaratarak bu çalışmaları yürüttük. Sadece bunlar değil karşılaştığımız zorluklar. Özellikle Kürdistan’da az farkla kaybettiğimiz belediyeler ya da belli oranlarda oy kaydırılırsa denklemin değişeceği daha az seçmenli olan belediyelere toplam 32 merkeze AKP iktidarı ince bir mühendislik çalışması yürüterek oralara çok ciddi seçmen kaydırmıştır” ifadelerini kullandı. 
 
10 merkezi seçmen kaydırma nedeniyle kaybettik 
 
Tülay, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bizler bu seçmen kaydırmayı kayyım rejimininin başka bir versiyonu olarak gördük ve öyle değerlendirdik. O seçmenler aynı zamanda kayyım seçmen olarak bizim tarafımızdan değerlendirilmiştir. AKP bütün bu çabalarına rağmen istediği sonucu yine bölgede alamadı. Bizler DEM Parti olarak değerli halklarımızla yürüttüğümüz aktif bir çalışmayla bunu ters yüz etmeyi başardık. 10 merkezi bu şekilde tırnak içinde kaybettik. 10 merkez seçmen kaydırma ve kayyım seçmenle AKP tarafından kazanılmış gibi görünse de gerçek anlamda halkın vicdanında ve seçmenin gerçek listesine baktığımızda asla o belediyeleri AKP kazanmadı. AKP’nin bu 10 merkezi bizden gaspla aldığını buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Gelen belediye başkanları gelen yönetim meşru değildir.
 
Şırnak’a 8 bin 500 üzerinde asker kaydırıldı 
 
Bakın sadece Şırnak’ta 8 bin 500’ün üzerinde asker kaydırmışlar ve Şırnak'ta sadece bir okulda 6 bin 940 seçmen erkek seçmen özellikle altını çiziyorum. Hepsi asker ve AKP’ye oy kullanmışlar. Bir okuldan silme 6 bin 940 oy AKP’ye çıkmıştır. Bu adeta bir gasptır bir işgal politikasıdır. Bunu asla kabul etmedik etmiyoruz. Şırnak halkının bu mücadeleyi en güçlü şekilde yürüttüğünü biliyoruz. Konuş sen kimsin diyen abimiz şahsında sembolleşen mücadele aslında Şırnak’ta başta kadınlar olmak üzere uygulanan özel politikaya verilen en güçlü yanıtlardan biriydi. Başta Şırnak halkı olmak üzere bu güçlü mücadeleyi yürüttükleri için, bu kayyım seçmeni bütün kamuoyu ve dünya nezdinde teşhir ettiği için AKP’nin bu yöntemi kayyımcı rejimin devamı olan bu yöntemi teşhir ettiği için bu mücadeleyi yürüttükleri için buradan kendilerine teşekkür ediyoruz.
 
Seçim çalışmalarımızın lokomotif gücü kadınlardı
 
Seçim çalışması çok yoğun bir tempo ile geçti. DEM Parti olarak yürüttüğümüz çalışmanın lokomotif gücü kadın meclisimiz başta olmak üzere değerli kadınların hepsiydi. Analarımız gece gündüz çalıştı yüreğini kattı bu çalışmaya, analarımız Kürt halkının demokrasi ve hak mücadelesini bir kez daha bu seçimlerde yürüttüğü çalışma ile bütün duygusunu ve düşüncesini çözüm odaklı bunu büyüten fikriyatla yürüttüler. Sevgili kadınlar aynı anlayışla kayyımcı rejime karşı başta Kürdistan’da olmak üzere Türkiye’nin tamamında kadınlar gece gündüz demeden çalışarak ve her biri birer gizli kahraman gibi çalıştı. Buradan ben başta kadın meclisimiz olmak üzere gece gündüz yüreğini, umudunu, duygusunu çalışmalara katan değerli analarımıza, bütün kadınlara buradan teşekkürlerimizi sunuyorum ve bizlere bu başarıyı hediye ettikleri için Türkiye toplumuna ve Kürt halkına başarıya hediye ettikleri için kendilerine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum.
 
Yaşam tarzlarımıza müdahele edenlere karşı en güçlü cevabı biz kadınlar verdik
 
Bizler nasıl bir seçim atmosferinde bu çalışmaları yürüttük? Evet Türkiye’de yaşanan özellikle son dönemdeki rejim değişikliği Türkiye’nin otoriter ve baskıcı rejimine karşı biz kadınlar en güçlü şekilde mücadelemizi seçim öncesinde de yürüttük, seçimlerde de yürüttük, bundan sonra da yürütmeye devam edeceğiz. Ülkede artan baskılar, otoriterleşme erkek egemen anlayışın hayatımızın her alanında yoğun bir biçimde olumsuz etkiler yarattığını görüyoruz. İktidarın İstanbul Sözleşmesinden çekildikten sonra kadın cinayetlerindeki artışı hepimiz biliyoruz. İktidarın kadınların yaşam tarzlarına müdahale etmeye başlamış olması kadınlarda büyük bir rahatsızlık yaratmıştır. Bizler her daim söyledik. Bizim etek boyumuz, bizim baş örtümüz üzerinden hiçkimse siyaset yapmaya kalkmasın. Kadınların kılık kıyafeti üzerinden toplumu şekillendirmeye hiç kimse kalkmasın. Biz buradan bir kez daha uyarımızı yapıyoruz. Kadınlar dün tek adam rejimine biat etmedi ve mücadele etti. Bu seçimlerde de açığa çıkan tablo tek adam rejimine, otoriter rejime, yaşamlarımıza ve yaşam tarzlarımıza müdahale edenlere karşı en güçlü yanıtı biz kadınlar bu seçimlerde verdik.
 
Şırnak’ta kadınlara özel savaş politikaları kapsamında saldırılar var
 
Önceki gün 24 saat içinde 4 kadın katledildi. İstanbul Sancaktepe’de Çiğdem Ağrıda Esma, Balıkesir Manyas’ta Kübra Antalya Manavgat’ta Türkan eşleri tarafından katledildi. 2024 yılının ilk 3 ayında 91 kadın erkekler tarafından katledildi. Ülkede kadın cinayetleri kadına yönelik şiddet ve katliam tablosu bu şekilde devam ederken aynı zamanda Kürt kadınları üzerinde yürütülen özel savaş politikalarını çok yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Nitekim özellikle savaşın merkezi haline getirilmek istenen Şırnak’ta Uzman Çavuşun kadınları taciz etmesi de bu politikalardan bağımsız değildir. Seçim kampanyası çerçevesinde Şırnak’a gittiğimizde her iki insandan biri askerdi. Bir kısmı zaten Şırnak'ta oturmadığı halde dışarıdan getirilmişti. Ama zaten Şırnak’ta özel olarak yürütülen özel savaş politikaları kapsamında Şırnak'ta kadınlara dönük çok yoğun bir şekilde taciz, kadınların özel yaşamlarına müdahale ile karşı karşıya kalınıyor. Mardin Derik ilçesinde 2021 yılından başlayarak 1.5 yıl boyunca 22 yaşında bir kadına şantajla sistematik tecavüz eden bir korucu ve toplam 3 erkek bu taciz ve tecavüzden hiçbir şekilde ceza almadan çıktılar.
 
Türkiye kadın hareketi ve Kürt kadın hareketi kolluk eliyle yapılanlara asla prim vermeyecek
 
Kolluk eliyle yürütülen bu politikalarla kadın özgürlük mücadelemizin hedef alanlar şunu çok iyi bilsin ki Türkiye kadın hareketi, Kürt kadın özgürlük hareketi bunlara asla prim vermeyecek, bunların karşısında en güçlü şekilde politika üretmeye devam edecek. Kadın kadınlarının, tacizcilerinin, istismarcılarının elini kolunu sallayarak Türkiyede dolaşmalarına artık yeter diyoruz. Bu cezasızlık kadın katliamlarını çocuk istismarının önünü çok ciddi bir biçimde açtığının altını bir kez daha çiziyoruz ve buradan erkek yargıya uyarımızı bir kez daha yapıyoruz.Bu cezasızlık sisteminiz sonucunda kadınlar tacize tecavüze uğruyor.Bu cezasızlık sisteminiz sonucunda erkek egemen sistemin ekmeğine yağ sürmenin sonucunda kadın katliamları devam ediyor. Bu seçim atmosferime girdiğimiz dönemde tüm bu konuştuklarımızın yanı sıra Türkiye tarihine baktığımız zaman kadınların 100 yıldır verdikleri mücadele sonucu elde ettikleri hakları tek tek ellerinden almaya çalışan bir iktidar gerçeğiyle, bir erkek egemen otoriter gerçeğiyle karşı karşıyayız.
 
İstanbul Sözleşmesi 
 
Kadınların nafaka hakkının ellerinden alınması medeni kanunda elde edilmiş kazanımların tek tek elimizden alınmaya başlanması bununla ilgili çalışma yürütmeleri, İstanbul sözleşmesinden çekildikten sonra bunu da gündeme getirmeleri kabul edilebilir değildir. Aynı zamanda kadınların ve çocukları şiddetten korumak amacıyla yapılan 6284 sayılı kanunu bile gündeme getirip onu geri çekme tartışmaları yürütmelerini asla kabul etmiyoruz. Bütün bu tablo içerisinde kadınlar bu seçimlerde bu erkek otoriter rejime şunu söyledi. İstanbul Sözleşmesinden çekilen iktidara kararını geri çek sözleşmeyi uygula dedi. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetle mücadele kanunu olan 6284 sayılı kanunun bütün modellerini tek tek uygula dedi. Katledilen her kadın isyanımızdır onurumuzdur dedi. Kürt kadınları üzerinde uygulanan özel harp politikalarına karşı daha güçlü bir mücadeleyi hep birlikte yürüteceğiz dedi. Bu mesajı hep birlikte verdi kadınlar. Buradan selam olsun halkı için şiddetsiz özgür eşit adil bir yaşam için mücadele veren kadınlara selam olsun bu tavrı ortaya koyan Kürt ve Türkiyeli bütün kadınlara.
 
Gülistan Doku Futbol Turnuvası
 
Gençlik Meclisimiz Gülistan Doku’ya atfederek bir futbol turnuvası başlattı ve bu turnuvayı şu şekilde tanımladılar. Bin 566 gündür kayıp olan Gülistan Doku’ya atfen Futbol Turnuvası düzenliyoruz dedi gençler. Bu turnuva hem gençlik üzerinde hem de genç kadınlar üzerinde uygulanan politikalara karşı bir tavır olarak ortaya koydular. Şovenist cinsiyetçi endüstriyel futbola karşı alternatif spor diye tanımladıkları kampanyayı destekliyoruz. Özellikle kaybedilen Gülistan Doku için Gülistan Doku nerede kampanyasına destek veren DEM Parti gençliğine buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz. Turnuvada beraber olacağız.
 
İşçi aç, emekçi aç, yoksulluk diz boyu
 
Seçime giderken ülke çok derin bir açlık ve yoksullukla karşı karşıyaydı. Bu süreç gittikçe derinleşerek devam ediyor. Birleşik metal iş sınıf araştırmaları merkezi BİSAM’ın yaptığı araştırmalara göre Türkiye’deki açlık sınırı 16 bin 646, yoksulluk sınırı 57 bin 578 TL olarak açıklanmış durumdadır. Açlık ve yoksulluk sınırlarının rakamları böyleyken Türkiye’deki asgari ücret 17 bin TL. Seçim kampanyamız boyunca inanın nereye gittiysek bir dokunduk bin ah işittik ve  Türkiye ve Kürdistan’daki en temel gündemlerden biri ülkenin içinde bulunduğu yoksulluktur, derin ekonomik krizdir. Açlık ve yoksulluk artık gerçekten çekilmez bir seviyeye, dayanılmaz bir seviyeye gelmiştir. Zaten bu seçim sonuçlarını belirleyen en önemli etmenlerden biri de buydu. Halkın, işçinin, emekçinin, esnafın, gencin, kadının en çok dile getirdiği noktalar bunlardı. Ve AKP iktidarı şunu söyledi. Biz Türkiye yüzyılında Türkiye’yi uçuruyoruz dedi. Onlar Türkiye’yi uçurumdan aşağı atmış durumdalar. İşçi aç, emekçi aç, yoksulluk diz boyu. Esnafın durumu ortada. Ve 16 milyon emeklinin bu ülkedeki durumu ortadadır.
 
Yoksulun yoksulu olan kadınlar seçimlerde tavrını ortaya koydu
 
Yoksulun yoksulu olan kadınlar, mevsimlik işçisi kadınlar, merdiven altı atölyelerde çalışmak zorunda kalan sağlıksız iş koşullarında ve güvencesiz bir şekilde çalışmak durumunda olan kadınlar ve bütün bunlara rağmen, bu kıt kanaat koşullara rağmen yine hane içinde tencere kaynatmaları, çocuklarının karnını doyurmaları beklenen kadınlar. Bu kadınlar gerçekten en güçlü şekilde bu seçimlerde tavrını ortaya koymuştur ve artık yeter demiştir. Biz açız, çocuğumuz aç ve geleceksiz. Yarınımız belli değil. Bizi nasıl bir yaşama mahkum ettiniz dedi kadınlar ve artık yeter diyerek bu seçimlerde tavrını en güçlü şekilde ortaya koymuştur.
 
Kürdistan’da elde ettiğimiz başarı tarihidir
 
Bizler yine bu seçim çalışmasında; özellikle Kürdistan’da yürüttüğümüz çalışmalarda Kürt halkına dönük uzun zamandır başlatılan çöktürme planının kayyımcı rejimle birlikte yoğrulmuş olan çöktürme planının, çöktüğüne tanıklık ettik. Kürdistan’da ortaya çıkan tablo, kayyımcı rejime rağmen, devletin bütün olanaklarını seferber etmesine rağmen Kürdistan’da elde ettiğimiz başarı, çok önemli ve tarihi bir başarıdır. Bizler bu başarıyı elde ederken yürüttüğümüz mücadeleyi daha da büyütme konusunda kararlı çıktık bu seçimlerden. Başta Kadın Meclisimiz olmak üzere  burada çok güçlü bir çalışma yürüttü. Biz bu seçim kampanyasında bir kez daha şuna tanıklık ettik. Eş başkanlık ve eşit temsiliyet sistemine, erkek egemen otoriter zihniyetin onların yereldeki yansımalarını güçlü bir şekilde hissettik. Kadın politikalarımıza karşı özellikle eş başkanlık ve eşit temsiliyet sistemine karşı sistematik olarak saldırıların  bu seçimlerde  çok ciddi bir biçimde açığa çıktığını gördük. Ama çok güçlü bir kadın dayanışmasıyla Kadın Meclisimizin öncülüğünde Türkiye ve Kürt kadın hareketinin ortak yürüttüğü mücadele ile bizler bu saldırıları bir kez daha boşa düşürdük. Kadın politikalarımızı eş başkanlık eşit temsiliyet konusunda bu dönemde güncelleyerek ve güçlendirerek yolumuza devam ettik. Bu mücadeleyi yürüten ve emek veren değerli kadın meclisi üyelerimize bütün emekçi kadın arkadaşlarımıza yoldaşlarımıza buradan teşekkürlerimizi sunuyorum. Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet ilkesi bu tavırdan sonra öyle kolayca saldırıya uğramayacak. Buna yönelik kadınlar çok güçlü bir bariyer oluşturdu bu seçimlerde. Bu iradelerinden dolayı Kadın Meclisimizi ve bütün kadınları buradan kutluyorum.
 
 Kobanî Kumpas Davası IŞİD’in Sincan’daki yansımasının ürünüdür
 
 Kobani Kumpas Davasında karar verilecekti fakat ertelendi 16 Mayıs’a. 16 Mayısta karar duruşması olmasını bekliyoruz. Bütün dünya ve Türkiye kamuoyu biliyor ki Kobanî Kumpas Davası IŞİD’in Sincan’daki yansımasının ürünüdür. Kobanî direnişi Ortadoğu’da ve bütün dünyada IŞİD’in yenilebileceğine geriletilebileceğine, tacizci, tecavüzcü, katliamcı bir örgütün geriletilebileceğine dair umutları yeşerten bir direnişti. IŞİD Kobanî de yenildi ve bu sadece Suriye açısından Kuzey ve Doğu Suriye açısından değil bütün dünya açısından çok önemliydi. Yakın zamanda Rusya’da gerçekleştirilen katliamda 100’ün üzerinde Rus yurttaşı yaşamı kaybetti. Türkiye’de gerçekleştirilen katliamı biliyoruz. Kobanî direnişi bugün bütün dünyada takdirle karşılanırken Türkiye’de AKP iktidarının bir tweeti gerekçe göstererek yüzlerce klasörlük mesnetsiz suç iddialarını bizler kabul etmedik etmeyeceğiz. Arkadaşlarımızın yıllardır devam ettirdikleri bu duruşmada ve ortaya koydukları yargıyı yargılayan anlayışla erkek egemen zihniyetine karşı IŞİD zihniyetine karşı kadın özgürlükçü anlayışın demokratik anlayışın nasıl zuhur etmesi gerektiğini, demokrasinin nasıl tesis edileceğini ders niteliğinde anlattılar. Buradan arkadaşlarımızı bu beyanlarından dolayı bütün Türkiye ve dünyaya bu demokrasi dersini verdikleri için kendilerine teşekkür ediyoruz.
 
Gültan Kışanak 7 yıllık azami tutukluluk süresi bitmesine rağmen cezaevinde tutuluyor
 
Değerli arkadaşlar biliyorsunuz sevgili Gültan Kışanak’ın tutukluluğu devam ediyor. Yasalara göre 7 yıllık tutukluluk süresi bittiği halde hala 6 aydır fuzuli bir şekilde orada cezaevinde esir tutuluyor. Bizler Ankara Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayımız olarak kadınlarla birlikte güçlü bir kampanya yürüttük. Alınan sonuçlardan bağımsız olarak Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu mesajlar bu kampanyada kadınlar tarafından verildi. Bu mesajlar sevgili Gültan Kışanak’ın da özetlediği gibi Diyarbakır'dan Ankara’ya ortak yaşamı talep ediyoruz mesajıdır. Kadın siyasetinin merkeze taşınmasının mesajıydı. Bu çalışmayı yürüten kadınlara gece gündüz demeden emek veren kadınlara teşekkür ediyoruz. Sevgili Gültan Kışanak şahsında Kobani kumpas davasında esir tutulan bütün kadınlara ve arkadaşlarımıza siyasi rehine olarak tutulan bütün kadınlara sevgilerimizi iletiyorum.
 
 Ortadoğu’da büyütülmek istenen savaşa karşı biz kadınlar barış istiyoruz
 
Bugün sabaha karşı İsrail İran’ı bombaladı, füze attı. Bir süredir devam eden bu gerilimlerde Ortadoğu ve Kuzey Amerika'nın savaşa sürüklendiği bu dönemde savaşın etrafında oluşturulmak istenen bu kaosa karşı Türkiye, Kürdistan ve bölgedeki tüm kadınlar karşı durduk. Ve bugün bölge çok ciddi, büyük bir savaşa sürüklenmek üzeredir. Bugün Kızıl Deniz’de konumlanmış olan savaş gemileri bugün İsrail’in İran’a, İran’ın İsrail’e karşı yaptığı saldırılar ve bugün İsrail’in Filistin üzerinde gerçekleştirdiği işgal ve burada büyütülmek istenen savaşa karşı biz kadınlar barış istediğimizin buradan altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Her daim ifade ettik buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum ki bölgenin iki temel kanayan yarası var. Biri Kürt sorunu biri Filistin sorunu. Kürt ve Filistin sorunu halkların kaderini tayin hakkı çerçevesinde çözülmesi gereken sorunlardır. Bu sorunlar çözülmediği sürece savaş silsileleri bunların etrafında kümelenerek devam edecek.
 
Kuzey Afrika’yı savaş ülkesi haline getirmek istiyorlar 
 
Biz biliyoruz ki küresel sermayenin bir savaşı var ve küresel sermaye emperyalist güçler bölgede yeniden konumlanmak için dünyada yeniden konumlanmak için Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı adeta bir savaş üssü haline getirmek istiyorlar. Biz Ortadoğulu kadınlar olarak bu topraklarda yaşayan bütün farklı halklardan ve inançlardan kadınlar olarak hep birlikte büyük Ortadoğu barışı için çalışacağımızın altını bir kez daha çiziyoruz.
 
Siyasete hep birlikte kadının mor rengini vermek üzere çalışacağız
 
Bizler bu seçim sonuçlarına da baktığımız zaman çok önemli başarılara hep beraber imza attık. Bu başarılar bizim görev ve sorumluluklarımızı daha da arttırdı. Yerel yönetimler modelimizi hayata geçireceğiz. Halkla birlikte şeffaf, ilkeli, kadın özgürlükçü yönetim anlayışımızla kendimizi ve kentimizi hep birlikte yöneteceğiz. Her bir arkadaşımız büyük bir sorumlulukla ve yoğun emek harcayarak bu sorumluluğu yerine getirecektir.
 
Batıda kent uzlaşısı kapsamında önemli başarılara imza attık. Türkiye’de kadınlarla beraber rejimin statik baskılarına karşı hep birlikte dur dedik. Biz kadınlar özgürlükçü, ekolojik, demokratik anlayışımızı her yerde Kürdistan'da da Batıda da yaşamın her alanında yerel yönetimlerde etkin bir biçimde ortaya koyacağız. Yeri geldiği zaman yönetimlerle batı için özellikle söylüyorum birlikte çalışacak ama yeri geldiği zaman toplumun ve kadınların yararına olan etkin bir muhalefeti hep birlikte yöneteceğiz. Siyasete hep birlikte kadının mor rengini vermek üzere çalışacağız. Yeni siyasal iklimin açabileceği mücadele olanaklarını hep birlikte bugün de değerlendireceğiz. Ama biz şunu çok iyi biliyoruz ki bu yeni dönemde demokratik cumhuriyetin inşası konusunda iklimin daha elverişli bir konuma sahip olduğunu, kapıların aralandığını, bu kapıların zorlamak, örgütlü bir mücadeleyle zorlamak ve bu kapılardan girmek, demokratik cumhuriyetin inşası konusunda adım atmak gibi görev ve sorumluluklarımız var. Tecrit savaş ve şiddet politikalarına karşı onurlu barışı bir arada ortak yaşamı hep beraber öreceğiz. 
 
Kadın katliamları 
 
Kadın cinayetlerini tırmandıran erkek devlet şiddetine karşı kadın mücadelemizi hep beraber büyüteceğiz. Emin Şenyaşar’ın adalet arayışının sesi olmaya devam edeceğiz. Sedye ile cezaevine götürülen 75 yaşındaki tutsak Hatice Yıldız’ın ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılması için mücadele edeceğiz. Baskı ve zulüm politikalarına karşı direndiği için eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir diyerek mücadele yürüttükleri için rehin alınan arkadaşlarımızın özgür yarınlara ulaştırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadın cinayetlerine kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı kadın örgütlülüğünü daha fazla yürüteceğiz.
 
İçinde kadının adının dahi olmadığı bir anayasal düzenlemeye hayır diyeceğiz
 
Kadın yoksulluğuna ve işsizliğine karşı çıkan, kadın isyanının başarıya ulaşması için çaba harcayacağız. Nafaka hakkı başta olmak üzere Medeni Kanun’da gerçekleştirmek istenen hiçbir değişikliğe izin vermeyeceğiz. Engelsiz bir yaşam mümkün diyerek yola çıkan kadınlarla orak mücadelemizi büyüteceğiz. İçinde kadının adının dahi olmadığı bir anayasal düzenlemeye hayır diyeceğiz ama seçimlerden sonra bizler ilk toplantımızı gerçekleştiriyoruz. 31 Mart yerel seçimlerinde kadınların ortaya koyduğu iradeye güvenerek gündemlerimizi tartışacak ve yol haritamızı belirleyeceğiz.
 
Kadınların 1 Mayıs mücadelesi 
 
Buradan değerli arkadaşlar 8 Mart’tan, Newrozlardan, 31 Mart’tan ortaya çıkan o özgürlükçü ruhla, mücadeleci ruhla bizler 1 Mayıs hazırlıklarımıza başladık, başlıyoruz. 8 Mart’tan 1 Mayıs’a kadınların isyanıyla geliyoruz. Bu şiarla bizler 1 Mayıs’ta kadınlar olarak alanlarda, meydanlarda olacağız. Kadın yoksulluğuna ve kadın işsizliğine, emek sömürüsüne karşı 1 Mayıs’ta mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Şairin dediği gibi, “1 Mayıs’ta yan yana yürüyeceğiz güzel günler için. Herkes çalışsın, bölüşsün kardeşçe yaşamın sunduklarını. İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizde ekmek ve gül türküleri.” Ekmek ve gül demek için bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz için özgürlük, eşitlik, adalet için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız. Bizler 1 Mayıs’ta alanlarda dayanışmayı daha da büyütmek üzere hep beraber buradan mesajımızı güçlü bir şekilde veriyoruz. Yaşasın kadın dayanışması, kadın örgütlülüğümüz.”