Gar Katliamı: ‘İnsanlığa Karşı Suç’a rağmen beraat istendi

  • 13:21 24 Nisan 2024
  • Hukuk
 
ANKARA - “İnsanlığa Karşı Suç” olarak görülen Gar Katliamı duruşmasında esasa ilişkin mütalaa sunan iddia makamı, fail Erman Ekinci’nin “Anayasal Düzeni İhlal” suçundan, diğer faillerin  ise 11 kişiye yönelik "öldürmeye teşebbüs" suçundan beraatini istedi.
 
DAİŞ’in gerçekleştirdiği 10 Ekim Ankara Gar Katliamı firari failler yönünden ayrılan dosyasındaki 24’üncü duruşma Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), EMEP (Emek Partisi), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), CHP, İnsan Hakları Derneği Ankara Şube (İHD), ve birçok kurum duruşmaya katıldı.  Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi”nde görülen duruşmaya ana davadaki tutuklu faillerden 4’ü Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
 
Kimlik beyanlarının ardından duruşmaya başladı. “İnsanlığa Karşı Suç” tanımına ilişkin uzman raporlarının okunmasının ardından iddia makamı esasa ilişkin mütalaasını verdi. İddia makamı, Yakup Şahin, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alcay, Abdulmuttalip Demir, Talha Güneş, Haci Ali Durmaz, Metin Akaltın, Hüseyin Tunç ve Erman Ekici hakkında 11 kişiye yönelik "öldürmeye teşebbüs" eylemleri nedeniyle beraat isterken, ayrıca Erman Ekici’ye  101 kez  "kasten öldürme" suçundan mahkumiyet, 397 kez "öldürmeye teşebbüs" suçunan mahkumiyet ve "anayasal düzeni ihlal" suçunan mahkumiyet istedi.
 
Yaşamını yitirenlerin aileleri mahkeme heyetine tepki gösterdi. Aileler, “8 yıldır ciğerimiz yanıyor. Bu kadar vicdansızlık olamaz. Vicdan. Sonuna kadar bilin ki tüm dünya bu davayı takip ediyor ve tüm katillerin bunlar kamuoyu görevlileri olmak üzere, ellerimiz yakalarında olacak. İnsanlığa karşı suçun tanımı daha ne olabilir yüzlerce insan öldü” dedi.
 
‘Eski iddianame ile yargılama yapılamaz, hüküm kurulamaz’
 
Esasa ilişkin mütalaanın okunmasının ardından Avukat Erkan Ünivar söz alarak, “Esas hakkında mütalaaya ilişkin ilk etapta şunu söyleyelim, sonra söz alacağız. 8 yıldır söylüyoruz hala deliler toplanmadı. Esas hakkında mütalaa verilecek bir aşamada değiliz. Hala dosyaya deliller geliyor ve bu aşamada esasa dair mütalaa verilemez. Savcı ısrarla eski mütalaayı esas alıyor. Patlama emrinin İbrahim Bala’dan alındığı ısrarla söyleniliyor fakat biz bunun böyle olmadığını isimle delille açıkladık tercüman aracılığıyla yabancı birinden alınmış talimat ama hala sunduğumuz deliller okunmuyor, dikkate alınmıyor ve ilk aşamadaki iddianame ile yargılama yapılıyor. Bununla yargılama yapılamaz ve hüküm kurulamaz. Bu, dosyaya gelen bütün delilleri yok saymaktır” dedi.
 
‘Devlet sorumlu’
 
Erkan devamında şunları söyledi: “Kamu görevlilerine ilişkin Gaziantep’e başvurmadan önce sizden de Gaziantep Emniyeti’nin buradaki sorumluluğuna ilişkin delillerin toplanması için talepte bulunduk ama siz de bu talebimizi reddettiniz. Bilgi ve belgeler bizden hala saklanıyor. Emniyet bu katliamı izledi. Yakup Şahin’in emniyet tarafından izlendiğini bilmiyorduk ve bu yeni bir delil olarak yer alıyor, bunu değerlendirmeniz gerekir. İstihbarat zafiyetinin olup olmadığı tartışması yaşanıyordu, ancak o dönem siyasilerin açıklamalarına baktığımızda Ahmet Davutoğlu bazı açıklamalar yapmıştı; ‘Türkiye’de intihar eylemi yapacak isimlerin listesi dahi var, bunları takip ediyorsunuz…’ yani isim biliniyor demek bu. İstihbarat bilgisi vardı, ama buna rağmen müdahale edilmedi. Devletin ve kamu görevlilerinin bu katliamda sorumlu olduğu açık bir biçimde ortaya çıkmıştır. O nedenle bilgi ve belge taleplerimizi artık bu katliamın aydınlatılması için kabul edilmesi gerekiyor.
 
Gaziantep Emniyeti’nin delil karartmaları
 
Yakup Şahin’in telefon konuşmalarının emniyet tarafından dinlendiği de ortaya çıktı, ama Yakup Şahin hakkında iletişime müdahale tedbir kararlarını talep ettik. Mahkemeniz defalarca reddetti. Kayıtları alamadık. Ve 2022 yılında Gaziantep Emniyeti bu kararın olmadığını söylüyor ve iletişime müdahale tedbir kararları olmadığını söylüyor. Ama aynı şekilde müfettiş bu belgeleri talep edince evet tedbir var diyor. Yani Gaziantep Emniyeti açıkça mahkemenize yalan beyanda bulunuyor. Size yok diyor müfettişe var diyor. Mahkemenizi yanıltıyor ve bu konuda suç duyurusunda bulunmanızı istiyoruz. Dava sonucu ulaşabildiğimiz müfettiş raporunu dahi, emniyet rapora sansür uygulayarak bize teslim etti. Kendi hazırladıkları raporu bile sansürlediler. Neden? Çünkü sorumlulukları var, ortaya çıkacak şeyler var. Aradan 8 yıl geçti hala polisin teknik takibe aldığı 3 kişinin isimlerini dahi bilmiyoruz ulaşamıyoruz.  Açık açık bu katliamın delilleri emniyet ve savcılık tarafından gizlenmiştir. Savcılar da bunu gizliyor, delilleri saklıyorlar. Bu nedenle yargılama başından beri gerçek sanıklarla, gerçek delillerle yapılmıyor artık bu tutumdan çıkmanızı bekliyoruz. Buradaki ailelere borçlu olduğunuz bir adalet var. Bu gerçeklere rağmen ‘önümüze gelen 14-15 IŞİD’liyi yargılarız ve bu dosyayı kapatırız’ diyemezsiniz.”
 
‘Davayı bitirmeye ilişkin yaklaşımınızı görüyoruz’
 
Esas hakkında beyanda bugün bulunmayacaklarını ve heyetin davayı bitirmeye yönelik yaklaşımına değinen dava avukatları, “Tavırlarınızdan hemen davayı bitirmeye ilişkin yaklaşımınızı görüyorduk. 6 Ağustos’ta ‘İnsanlığa Karşı Suç’tan iddianame hazırlandı ve Erman Ekinci bu suçtan tutuklandı, fakat bugün mütalaada ‘Anayasal Düzeni İhlal’den ceza isteniyor. Fakat ATK’nin raporunun beraata ilişkin kullanılması kabul edilebilir değil. Talip Yıldırım ve Merve Can için bugün beraat istenmesi anlaşılabilir değil. Merve Can 10 Ekim’den yaralandı ve Tayip Yıldırım’da burada yaralandığını beyan ediyor ama Gar Katliamı’nda yaralanıp yaralanmadığı anlaşılmıyor denilerek bugün ikisi için de beraat isteniyor. ‘İnsanlığa Karşı Suç’ ile ilgili tek bir beyan yer almıyor okuduğunuz mütalaada. Siz bugün beraat verirseniz ‘Anayasal Düzeni İhlal’ suçundan da veremezsiniz. Bu aşamada, ‘İnsanlığa Karşı Suç’tan ilk iddianame hazırlanan bu davada beraat veren heyet olarak mı geçeceksiniz tarihe yoksa 10 Ekim Gar Katliamı’nda  ‘İnsanlığa Karşı İşlenen Suç’tan ceza veren ilk heyet olarak mı tarihe geçeceksiniz sorumuz budur” sözlerini kullandı.
 
Duruşmaya 13.45'e kadar duruşmaya ara verildi.
 
Fail de devleti suçladı
 
Verilen aranın ardından faillere mütalaaya ilişkin son sözleri soruldu. Tutuklu fail Resul Demir, iddianamenin Yakup Şahin’in beyanları üzerine oluşturulduğunu ve eksik olduğunu söyleyerek, “Karşı tarafta olmama rağmen dava avukatlarının deliller eksik, deliller dikkate alınmadı beyanlarına katılıyorum. İki tarafa birden ihanet ediyorsunuz. Bize katil diyerek karşılarına çıkarıp gerçekler gizleniliyor. İddianameyi hazırlayan savcı ve önceki mahkeme başkanı Yargıtay’a gitti konumlandı, koltuk kaptı. Şimdiki Savcı da bunu yapmaya çalışıyor. İşinize gelen ifadeleri cımbızla çekip alıyorsunuz, diğerlerini sakladınız. Savcı, 9 klasör dosyayı gizledi, delil karartı. Suçlu sizsiniz”dedi. Resul Demir, savunmasını yaparken ailelerden “Biz bu yalanları defalarca dinledik. Katil” diye tepki geldi. Bunun üzerine fail Resul Demir ailelere hakaret etti.
 
Erman Ekici ve İbrahim Halil Alçay, esasa ilişkin ek süre isteyerek savunmasını yapmadı. Ardından mahkeme heyeti ara kararında, tutuklu faillere savunma için ek süre vererek, avukatların taleplerinin reddine ve tutukluluk hallerine devamına kararı verdi. Duruşma, 26 Haziran saat 10.00’a ertelendi.