Süleyman Soylu’nun uçan taksileri

  • 09:06 9 Ekim 2022
  • Medya Kritik
Derya Ren 
 
HABER MERKEZİ - Türkiye’de iktidar tarafından devreye konulan 3 maymun basını ve halkın algısını yönlendiren kara propaganda basını, gerçekleri ters yüz etmeye çalışsa da özgür basın hakikatleri halka ulaştırmayı başarıyor.  
 
Yazıya başlamadan önce bu hafta medyada öne çıkan başlıklar için kısa bir hafıza tazelemesine ihtiyaç duydum.  Ancak ‘neye dokunsam elimde kalır’ biçiminde bir durumla karşı karşıya kaldım. Yine eril, yandaş, cinsiyetçi, kadını görmeyen, erkekliği şaha kaldıran ve bir türlü gazetecilik onuru sergilemeyen bir medya…  Elbette bu basın kuruluşlarının da kendine göre bir yayın çizgisi vardır diye düşünüyorum. 
 
Hissetmenin bile hissedilmediği bir yaşam gerçekliği 
 
Ülkede her Cumartesi günü alanlara çıkarak çocuklarının kemiklerini isteyen annelerin haykırışlarını, yakınları cezaevinde ölmesin diye yaz kış demeden Adalet Nöbeti’ne devam eden tutsak yakınlarını, her gün kadınları katleden erkeklerin sistemden beslendiklerini, çocuklarının kemikleri torbalarda, kutularda ve kargolarla verilen ailelerin isyanını, sokak ortasında bedenleri teşhir edilerek Kürt halkına ders verilmeye çalışıldığını, Kürdistan’da doğanın talan edilerek, hayvanların katledilmesini ve Türkiye’nin, Kürdistan’ın ve neredeyse tüm dünyanın can yarası haline gelen Emine Şenyaşar’ın Adalet haykırışlarını… Bu örnekler çoğaltılabilir. Ancak ana akım medyanın bunları gördüğü, bunun üzerine düşündüğü söylenemez. Hatta ve hata duymamak ve görmemek adına üç maymunu oynuyor. Ne çok maymunlar ülkesi haline gelmişiz, hissetmenin bile artık hissedilmediği bir yaşam gerçekliği var ortada. 
 
Efendilerinin müsaadesiyle yayın yapan basın 
 
Şöyle ki tüm yukarıda saydığım örnekleri görmeyen yandaş ve iktidar basını, efendilerinin neyi görüp, duyup, söylemesine de müsaade eden bir pozisyonda yer alıyor. Tarihin derinliklerine inmeden bazı muhalif medyanın da az ucundan gördüğü ve özgür basının neredeyse bir eylemci gibi yaklaştığı bir örneği vermek istiyorum. 24 Haziran 2018 genel seçimleri öncesinde Urfa’nın Suruç ilçesinde esnaf ziyareti yapan AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları ve korumaların saldırısı sonrasında yaşanan katliamda Emine Şenyaşar eşini ve iki oğlunu kaybetti. Ancak iktidar vekili olduğundan kaynaklı en güçlü şekilde intikam almalıydı. Bunun yanı sıra Suruç halkına aba altıdan sopa göstermesi gerektiği düşüncesiyle Emine Şenyaşar’ın kalan her 3 oğlunu da öldüresiye dövdürttü. 
 
Hakikat arayışı 
 
Yaşanan katliamın ve Suruç halkında daha büyük bir korkunun oluşması adına Emine Şenyaşar’ın sağ kalan 3 oğlundan Fadıl Şenyaşar ağır yaralanmasına rağmen tedavisi tamamlanmadan, tutuklandı, tek kişilik hücreye konuldu. O tarihten bu yana Adliye ve cezaevi önünde mekik dokuyan Emine, hayatının merkezine koyduğu bu iki yer listesine 4 yılın ardından eşi ve çocuklarının mezarlıkları da eklendi. Ailesinde yaşanan katliamın aydınlatılmaması ve oğlunun tutuklu bulunmasına karşı gittiği her kapının yüzüne kapanmasından kaynaklı 9 Mart 2021 tarihinde Urfa Adliyesi’ne gelen Emine anne ve saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit, Urfa Adliyesi önünde oturma eylemi başlattı. Başlatılan nöbet eylemine en yakından tanıklık eden özgür basın, aileden olmaya başladı. Yer yer aile özgür basın çalışanlarının engellenmesine müdahale ederek, onların hakikat arayışını tıpkı kendi adalet talepleri gibi sahiplendi. 
 
Bloklarla açık cezaevi 
 
Urfa Adliyesi önünde  580 gündür Adalet Nöbeti eyleminde olan Emine anne ve Ferit’e neler mi yapıldı?  Daha doğrusu neler mi yapılmadı demek doğru olacaktır. Emine annenin gözleri önünde ‘miraslarımdan bir tanesi’ dediği oğlu Ferit polisler tarafından işkenceye maruz kaldı, yerlerde sürüklendi, tartaklandı. Defalarca kez gözaltına alındı, davalar, soruşturmalar açıldı, aileye gelen destek ziyaretlerine engel olunmak istendi. Ailenin önünde oturduğu beton bloklar bariyerlerle etrafı kapatıldı; adeta ailenin o blokların önünde oturmaması için bloklar açık bir cezaevi konumuna getirildi. Tıpkı günümüz Türkiye’si gibi.
 
Günümüz Türkiye’sinde kara propaganda 
 
İktidar ve yandaş medyanın Emine annenin Adalet Nöbeti için 3 maymun rolü üstlenmesinin yanı sıra 2’nci Dünya Savaşı ile beraber iktidarların kullandığı temel argüman haline gelen basın-yayın organlarının kara propaganda aracı olarak kullanılmasının günümüz Türkiye’sinde yaygın bir biçimde kullanması dikkat çekiyor. Adolf Hitler’in kullandığı “kara propaganda” ile halk yalan, hile, entrika, çarpıtma ve ahlak dışı uygulamalar ile yönlendirilirken, günümüz Türkiye’sine baktığımız zaman bundan pek de farklı bir şeyin yaşanmadığını görüyoruz. Yukarıda saydığımız ve yüzlercesini daha ekleyebileceğimiz katliamlarını, hak ihlallerini, adalet taleplerini, doğa tahribatlarını “kara propaganda” ile çarpıtmaya çalışan bir iktidar ve yandaş medya ile karşı karşıyayız. 
 
Türkiye hangi ara uçan taksi icat etti
 
Kara propagandanın bir parçası olarak Türkiye’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilerek, eylem yaptığını iddia ettiği Dilşah Ercan, yaptığı açıklama ile Süleyman Soylu’nun söylemlerini yalanlayarak, ülkede demokratik mücadele yollarının kalmadığını ve bu nedenle özgürlük mücadelesine katıldığını belirtmişti. Dilşah’ın açıklamasıyla beraber İçişleri Bakanı’nın kara propagandası da ortaya çıkmıştı. Ancak iktidar medyası Dilşah’ın eylemi gerçekleştirdiğine kendilerini o kadar inandırmıştı ki İçişleri Bakanı’nın yaptığı “taksici teşhis etti”, “paraşütle uçup eylem yaptılar” söylemlerini “en doğru İçişleri Bakanı’nın doğrusudur” diyerek haberleri servis etmeye devam ettiler. Ancak insanın “Türkiye hangi ara bu kadar ilerledi de uçan taksi icat etti, daha kendi ağrı kesicisini bile üretemezken” diyesi geliyor. Eğer taksici teşhir ettiyse ve paraşütle uçtularsa demek ki biz uçan taksi icadını yapmışız demektir. “Ancak taksinin uçarken arızalanması sonrasında her iki eylemci paraşütle uçarak eylemi gerçekleştirdi” tezini ortaya koymalı yandaş ve iktidar basını. 
 
Tüm uçan taksi icatlarına rağmen özgür basın her yerde yazmaya ve çekmeye devam ederek, hakikatleri  halka ulaştırıyor. Her ne kadar iktidarın medyası hakikatleri çarpıtmaya çalışsa da.