Havuz medya ‘Nereden vurayım’ derdinde 2023-04-09 09:03:15     Zelal Tunç    HABER MERKEZİ - 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerine hazırlanan Türkiye’de yine erkek ittifakı kadın kazanımları ve dini değerleri hedef alırken, medyası ise “acaba nereden vurayım” gayreti içinde. Havuz medyanın toplumsal muhalefete karşı ne yapacağını şaşırmış haline “acısak mı, acımasak mı?” diye düşünmeden edemiyoruz.    Türkiye, 14 Mayıs tarihinde Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel seçimlerine girmeye hazırlanıyor. Seçim çalışmalarının hız kazandığı şu günlerde, dört erkek arasında geçecek Cumhurbaşkanı seçimlerinde yine tartışma konusu olan kadın kazanımları ve dini değerler. Bu tartışmalar devam ederken, sonuç olarak çöken ekonomi, kaderine terk edilmiş depremzedeler ise gündemin dışında kalıyor. Kadına, gençlere ve Kürtlere yönelik “şiddet, gözaltı, tutuklama” dışında vaadi olmayan erkek ittifakının, çöken ekonomiye dair ise çözüm önerisi yok. Seçimlere “ Tek haneli enflasyonla” girileceğini iddia eden Ekonomi Bakanı Nurettin Nebati ise son günlerde ortada yoktu. Döviz fiyatları ise tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.   Kadın adının geçtiği tabela dahi hedef alındı   Hal böyleyken, erkek ittifakı, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına devam olarak 6284 sayılı yasayı hedeflemiş durumda. Kadınların  yıllarca büyük bedeller vererek elde etiği “Nafaka, kadının beyanı esastır, uzaklaştırma” gibi kazanımları seçimden sonra kaldırmayı vadeden erkek ittifakı seçimlerden öncede boş durmayarak kadın derneklerine kapatma davaları açtı. Yine aynı akıl kayyımlarla Kürdistan’daki kadın derneklerini, kadın müdürlüklerini, kadın yaşam merkezlerini, kadın sığınma evlerini ve kentte kadın isminin geçtiği tabelaları dahi söktürdü.    Erkek aklı, kadına yönelik kezzaplı saldırıyı kapatıyor   Öyle anlaşılıyor ki 14 Mayıs seçimlerinde erkek ittifakının kazanma durumunda kadınları karanlık bir tablo bekliyor. AKP iktidarı bunun sinyallerini erkeklerle konuştuğu için kadınlara kezzaplı saldırı düzenleyen Hizbullah aklının siyasi temsilcisi olan HÜDA-PAR ile anlaşarak verdi. AKP yargısı HÜDA-PAR’a o kadar sahip çıktı ki; Hizbullah’ın katlettiği yazar Konca Kuriş’in abisinin verdiği röportajlara mahkeme kararıyla erişim yasağı getirdi. Erkek aklının erişim yasağı getirdiği tek haber söz konusu röportaj değildi, mahkeme kararlarıyla Hizbullah ve HÜDA-PAR’ın ilişkisini ortaya çıkaran 47 habere daha erişim yasağı getirerek yargının da bu süreçte nasıl bir rol oynayacağını gözler önüne serdi.   Havuz medya ile katiller övülüyor   AKP iktidarı bir yandan muhalif gazetecilerin haberlerini yasaklarken, kendi havuz medyasında ise HÜDA-PAR’ı öven haberleri dolaşıma sokarak toplumsal gerçekliği ters düz etmeye çabalıyor. Halktan saklanan sadece haber değil, aynı zamanda salt gerçek. Medya eliyle toplumun dizayn edildiği, gerçeklerin çarpıtıldığı, katillerin övüldüğü, sanal gündemlerle toplumun gerçekten uzaklaştırıldığı yeni bir döneme girmiş bulunduk.   Dini değerler üzerinden ‘Tek adamla’ istismarı devam edecek   AKP’nin gerçeği çarpıtması sadece konulan erişim yasaklarıyla değil, dini değerlerin istismar edilmesiyle de kendisini gösterdi. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir programda seccadeye basması havuz medyası tarafından günlerce manşete çekildi, o da yetmezmiş gibi AKP’li Cumhurbaşkanı da seccade ile miting alanına çıkarak poz verdi. Cumhur İttifakı’nın dini değerleri yeniden Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden istismara açıldı.   ‘Tek adama karşı, çok kadın’   Cumhur İttifakı, tecavüz, şiddet, işkence ile gündeme gelen tarikatlara tekrardan göz kırptı. Yıllardır devletin her kademesine yerleştirdiği tarikatlara miting alanında seccade kullanarak bir mesaj gönderdi. Daha önce tarikatların hedef göstermesiyle İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu kez ittifakını daha da güçlendirme çabasına girdi. Fakat  Tayyip Erdoğan’ın gözden kaçırdığı bir kesim var, bu kesim yıllardır erkek egemen zihniyete karşı duran Kürt kadın siyasi hareketi ve Türkiye’deki feminist kadınların mücadelesi. Kadınlar bu seçimde Erdoğan’ı göndermeye kararlı. Kadınların temel sloganlarından biri ise “Tek adama karşı çok kadın.”   İktidara tepkiye nasıl da kızdı   Havuz medyanın seçim gündemiyle beraber muhalif tüm kesimleri detaylarıyla manşetlerine taşıyarak, hedef haline getirmeyi sürdürüyor.  Söz konusu medya organlarından biri olan Yeni Şafak gazetesinin, muhalifleri nasıl nereden vuracağına bir türlü karar verememe hali mi yoksa “acaba daha ne kadar hedef alabilirim” derdine mi yansak. Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir sokak röportajının görüntüsünü kendi dijital medya hesabında paylaşan Yeni Şafak, röportaj yaptığı kadının iktidara yönelik eleştirisini, öfkesini nasıl da sindiremedi ve kadının söylemlerini “suç” olarak gösterip adeta kendine “yargı” misyonu biçti.    Yeşil Sol Parti'yi görmedi    Bununla da yetinmeyen Yeni Şafak,  bu kez de Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar’ı hedef aldı. Partinin adını bile yazmaktan çekinen söz konusu gazete, Çiğdem’i HDP Sözcüsü olarak verirken, haberinde ise “kirli sicili” diye de ekleme yapmış.    Yeni Şafak'a acısak mı?    Yeni Şafak’ın, “nasıl hedef alırım”, “nasıl kötülerim”, “nereden vururum” üzerinden toplumu hedef alan haberleriyle ne yapacağını bilemez hale gelmiş olmasına acısak mı acımasak mı?  Son karar okuyucuların elbette.