Enkaz arasındaki serası ve yetiştirdiği fidelerle yaşama tutunuyor

  • 09:05 10 Nisan 2023
  • Yaşam
Dilan Babat
 
HATAY - Samandağı ilçesinde 35 yıldır serada sebze fidesi yetiştiren Gülhanım Yılmaz, ağır hasarlı binaların arasında da işini sürdürüyor. Depremde kızını ve torunlarını kaybeden Gülhanım’ın tek tesellisi ise iki aydır içinde yaşadığı serası. 
 
Mereş merkezli meydana gelen depremlerin izleri halen ilk günkü gibi duruyor. Depremin üzerinden iki ay geçmesine rağmen depremzedeler halk dayanışması ile ayakta kalmaya çalışırken, yetkililer ise sembolik çalışmaları ile depremzedelerin mağduriyetlerini giderdiklerini iddia ediyor. Büyük kayıpların yaşandığı deprem kentlerinde hayat ise tüm zorluklara rağmen devam ettiriliyor. Bahar ayının gelmesiyle beraber halk evlerinin yanında bulunan bahçelerde ve ağır hasarlı olan evlerinin yanında bahçe ekimine başladı. 35 yıldır ailesi ile birlikte Hatay’ın Samandağ ilçesinde serada sebze fidesi yetiştiriciliği yapan Gülhanım Yılmaz, yaşadığı tüm acılarını sera çadırında hem unutmaya hem de geçinmeye çalışan isimlerden biri.
‘Kazanç sağlayamıyoruz’
 
Sebze tohumlarını da kendisi eken Gülhanım, tüm sebze çeşitlerine ait fideler yetiştiriyor. Bu yılki ürünler için 15 Kasım 2022’den itibaren tohumları toprakla buluşturduklarını dile getiren Gülhanım, “Geçimimizi bununla sağlıyoruz. Ekonomik kriz ve deprem derken bir kazançta sağlayamıyoruz. Depremden kaynaklı fiyatlarda bir düzeltme yapamadık. Ama her şey pahalı, gübreyi geçen sene 3 bine alırken şimdi ise 7 bine alıyoruz. Naylonun kilosu 6 TL’ydi, şimdi 7 TL oldu. İlaç alıyoruz 300 TL şimdi 500 TL. Her şey pahalı ve kurtaramıyoruz” sözleri ile de yaşanan ekonomik krize dikkat çekiyor. 
Serası yaşama tutunma sebebi 
 
İnsanların depremden dolayı işini kaybettiğini ve başka şehirlere göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Gülhanım, göç etmemek için yıkıntıların arasında sebze fidesi yetiştirmeye devam ettiklerini kaydediyor. Gülhanım, “Nereye gideceğiz, bu bizim işimiz. Olursa olur olmazsa yapacak bir şey yok. Bizden en fazla patlıcan, salatalık ve domates çok fazla isteniliyordu ama depremden sonra bahçeler kalmadığı için çok fazla alanda yoktu. Depremden sonra bir nevi bu işim yaşama sebebim oldu. Bir oğlum İstanbul’da okuyor onu okutmam lazım. 3 kızımın evi yıkıldı hepimiz birlikte sera çadırında kalıyoruz” ifadelerini kullanıyor. 
 
İki aydır sera çadırında kalıyor
 
Kızı ve iki torununu kaybeden Gülhanım, kendilerine hala hiçbir yardımın ulaşmadığını söylüyor. Ağır hasarlı olan evlerinin “hasarsız” olarak kayıtlara geçirildiğini dile getiren Gülhanım, tepkisini “Kayıtlarda bir arabamız gözüktüğü için bize yardım etmiyorlar” sözleriyle ifade ediyor. Gülhanım, “Sıdıka, Zehra ve Nisa yaşamını yitirdi.  Şimdiye kadar tek bir yardımdan yararlanamadık. Pirinç, yağ getiriyor onlar bize lazım değil. Akşamları yatamıyoruz, oturuyorum sabaha kadar. Kimse gelmedi bir başsağlığı dahi dilemedi. Aylardır su sorunu yaşıyoruz su yok. Sürekli başvuruyoruz su yok diyorlar. Ben makarna istemiyorum, unu alıyorum tandırım var ekmeğimi yapabiliyorum. Bana bunlar lazım değil ki. İki ay oldu hala sera çadırında kalıyorum” şeklinde konuşuyor.