'Newroz ruhu ile 4 Nisan'ı kutlayacağız'

  • 09:02 30 Mart 2023
  • Güncel
Medya Üren
 
AMED - Jineloji Merkezi’nden Şirin Ehmed, Newroz ateşlerini PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yükselttiklerini belirterek bu ruhla 4 Nisan’ı kutlayacaklarını belirtti. 
 
Abdullah Öcalan’ın Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü Paradigması ile Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar öncülüğünde inşa edilen yeni yaşam, Kadın Bilimi olan Jineoloji ile de tüm dünya kadınlarına ilham kaynağı olmuş durumda. 4 Nisan’a doğru giderken Şehba-Efrîn Jineoloji Merkezi üyesi Şirin Ehmed, Abdullah Öcalan’ın doğum günü ve Jineoloji’ye ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. 
Yenilenme, serhildan, mücadele
 
4 Nisan’ın Kürtlerin yeniden doğuşu anlamına geldiğini belirten Şirin, “4 Nisan bizim doğum günümüz. Ana tanrıça bu doğuşla dünyamızı aydınlattı. Bu aydınlık tüm insanlık için büyük bir anlam taşıyor. Bu bir yenilenme, serhildan ve işgalcilere karşı mücadeledir. Mezopotamya’nın güzelleştiği gündür. Biz bu anlamıyla halkların doğuşunu kutluyoruz. Öncelikle mücadele şehitlerimize ve halkımıza kutluyoruz. Her doğum gününde bu anlamıyla kutlama yapıyoruz” dedi. 
Mücadelenin temeli 4 Nisan
 
“Önderlik bizim için bin yılların karanlığına karşı aydınlıktı” diyen Şirin devamında, “Özellikle kadınlar için bunu söyleyebiliriz.  4 Nisan ile 44 yıllık mücadeleye başlamalıyız. Yani Önderliğin çocukluğundaki ilk başkaldırısını iyi anlamalıyız. Önderlik kendisini, çevresini gözlemleyerek kendi düşüncelerini geliştiriyordu. Kadın erk arasındaki farkı, etnik farklılıkları görüp bunu araştırdı. Neden toplum doğadan uzaklaştı, talan, asimilasyon ve işgal ne demek? Neden her halk kendi dili ile konuşmuyor? Tüm bu sorular onu meşgul ediyordu. En önemlisi de ailesi, annesi, ablası, kadın arkadaş ve komşularını gözlemliyordu. Ablası bir çuval una satılmış. Ya da birlikte okuduğu oyun arkadaşı evlendiriliyor. Bunların üzerine derinleşiyor. Kadın özgürlüğü ve halkın özgürlüğüne bu temel oluyor. Mücadelede de kadını ön planda tutuyor. Kadınların katılımı ile mücadele bir renk kazandı ve Jineoloji geliştirildi” ifadelerini kullandı. 
 
‘Toplumu güzelleştiriyoruz’
 
Erkek egemen sistem binlerce yıllık bir zihniyet üzerine şekillenmiş diyen Şirin şöyle devam etti: “Bu sistemin yıkılması için büyük bir yenilenmeye ihtiyaç vardı. Bu yenilenme de Önderliğin felsefesi ile yaşamsal hale geldi. Bu sistemi yıkmanın en önemli yolu Jineoloji. Bizler feminist kadınların mücadelesini selamlıyoruz. Gerçekten büyük bir güçle bu zihniyete karşı tepki gösteriyorlar. Ancak kendilerini var olan zihniyetten tam olarak arındırmadıkları için egemenlerin etkisinde kalıyorlardı. Kadın iradesini tam olarak ortaya koyamıyorlardı. Bizler de yaşanan eksiklikleri Jineoloji ile çözmek istiyoruz. Kadın Bilimi ile kendimizi tanıyıp irademizi ortaya koyuyoruz. Tüm toplumsal sorunların çözümü için Jineoloji bir ihtiyaçtı. Jineolojiyi tanıyarak bu gerçekliği daha net bir şekilde görüyoruz. Feminizmi de kapsayarak Kadın Bilimi ile toplumsal yaşama yön veriliyor. Etik ve estetik ölçülerini bozan egemenlere karşı toplumu güzelleştiriyoruz. Kadınlar her alanda topluma sahip çıkıyor. Kürt, Türk, Arap, Süryani, Ermeni ve tüm halkların renklerini yan yana getiriyoruz. Bu şekilde ahlaki ve politik bir toplumu inşa edebiliriz. Özellikle kadın eliyle inşa edilen ekonomi üzerine duruyoruz. Kadınlar doğal toplumu tarımla geliştirdi. Ekonominin kadının elinden çalınmasıyla birlikte talan ve düşmanlık da başladı. Artık sonrasında daha çok kazanma zihniyeti gelişti. Bu da erkeği giderek bozdu. Yani buna karşı yeniden özümüze dönüyoruz.”
 
‘Tarihi aydınlattık geleceğe bakıyoruz’
 
Tarihi aydınlattıklarını ve aydınlık bir geleceğe baktıklarını ifade eden Şirin, “Doğal toplumu tanıyoruz. Çözüm kadının özünde, kendi olmasında, ‘xwebûn’da. Bu düşüncenin gelişmesini Önderliğe ve şehitlere borçluyuz. 21’inci yüzyılı da bu temelde Kadın Yüzyılı yapıyoruz. Bunu da Kadın Devrimi’nde görüyoruz. Rojava Devrimi bu yılların emeği sayesinde. Bêrîtan arkadaşın şehadetinden sonra 1993’lerle birlikte kadın ordulaşmasında adımlar atıldı. Bugün artık özgür bir kadın ordusu var. 8 Mart 1998’de Kadın Kurtuluş İdeolojisi ilan edildi. Bu şekilde 8 Mart daha da anlam kazandı. Kadınların kendi rollerini daha oynamaları için bu ideoloji geliştirildi. Yine Rojava Devrimi gerçekleştiğinde kadınlar öncülük etti. Rojava Devrimi bu şekilde Kadın Devrimi oldu. Diplomasi, siyaset, sağlık, savunma ve yaşamın tüm alanlarında kadınlar kendi renkleri, kültürleri ve dilleri ile katılım sağladı. DAİŞ’e karşı Rojavalı kadınlar kalkan oldu. Direnişleri ile DAİŞ’i yok ettiler. Bu tüm dünya kadınları için bir umut oldu. Kadın özgürlüğüne bir model oldu. Önderliğin düşüncesi bunu açık bir şekilde gösterdi. Tüm diğer halklar da kendini Rojava Devrimi içinde gördüler. Arap, Süryani, Ermeni tüm halklar güçlü bir şekilde kendilerini örgütlüyor” şeklinde konuştu.  
 
‘Örgütlülüğümüzü güçlendireceğiz’
 
“Jin jiyan azadî” ile Rojava’da başlayan mücadele kıvılcımının Rojhilat’tan dünyaya yayıldığını vurgulayan Şirin, bunun sadece bir slogan olarak değil bir felsefe olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi. “Bu felsefe ile kendimizi örgütlüyoruz” ifadelerini kullanan Şirin, “4 Nisan’da da örgütlenmemizi güçlendireceğiz. Ortak ve özgür bir yaşamı birlikte inşa edeceğiz. O gün zaferimize vesile olacak. O doğuş bizim dirilişimiz. Biz de bir kez daha yeniden doğacağız. Bu şekilde güzelleşip toplumu da güzelleştireceğiz” dedi. 
 
‘Önderliğin özgürlüğü halkların özgürlüğü’
 
Şirin son olarak şunları dile getirdi: “Özeleştirimizi vermemiz gerekiyor. 24 yıldır Önderliğimiz İmralı’da ağır tecrit altında.  Önderlik şahsında kadına darbe vurmak istediler. Çalışmalarımızı güçlendirmediğimiz için tecrit hala devam ediyor. 2 yıldır da hiçbir haber alınamıyor. Arcak Önderliğin özgürlüğünü bu yıl sağlayacağız. İrademizi kırmak istediler. Ancak biz Önderliğin felsefesini anlayarak mücadelemizi yükseltiyoruz. Newroz ateşlerini Önderlik için yükselttik ve bu ruhla 4 Nisan’ı kutlayacağız. Önder Apo’nun özgürlüğü kadınların özgürlüğüdür. Önderliğin özgürlüğü Kürt halkının özgürlüğüdür.  Biz kadınlar özeleştirimizi Önderliği özgürleştirerek vereceğiz.”