Sınır dışı edilmek istenen kadınlar kamu güvenliğini ‘tehdit’ ediyormuş

  • 10:29 30 Kasım 2022
  • Hukuk
İSTANBUL - 25 Kasım'da gözaltına alınan ve haklarında “kamu güvenliği” gerekçesiyle sınır dışı kararı verilen yabancı iki kadının avukatlarından Sezen Ezer, karara itiraz edeceklerini söyledi. 
 
25 Kasım Kadın Platformu öncülüğünde İstanbul Taksim Tünel’de yapılmak istenen yürüyüş, polis saldırısı ile engellenmek istenmiş fakat kadınlar tüm engellemelere rağmen barikatları aşıp sokak sokak yürüyüşlerini “Jin jiyan azadî” sloganı ile gerçekleştirmişti. Yürüyüşte 216 kadın darp edilip yerlerde sürüklenerek gözaltına alınırken, Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) yöneticisi Dilbent Türker’in bacağı ise iki yerden kırıldı. Gözaltına alınan kadınlar aynı gece serbest bırakılırken biri İtalyalı diğeri Azerbaycanlı olan iki kadın Karaköy Polis Karakolu’nda iki gün gözaltında tutuldu.
 
Sınır dışı kararı
 
Kadınlar daha sonra 27 Kasım günü Silivri'de bulunan Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi. Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) tutulan kadınlar hakkında 48 saat sonra dün sınır dışı ve ülkeye giriş yasağı kararı verildi. Azerbaycanlı kadının Türkiye’de oturumu olduğu, İtalyalı olan kadının ise Erasmus Programı kapsamında Türkiye'ye geldiği öğrenildi.
 
‘Ayrımcılığa maruz kaldılar’
 
25 Kasım Kadın Platformu gönüllü avukatlarından ve sürecin takipçisi olan Avukat Sezen Ezer, yürüyüş gecesi yaşananları anımsattı. Gözaltı esnasında yabancı iki kadının ayrımcılığa da maruz kaldıklarını aktaran Sezen, “28 Kasım günü Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldükleri sırada çıplak arama tehdidiyle karşı karşıya kaldılar. Yine orada kaldıkları süre boyunca da oradaki memurların psikolojik şiddetine maruz kalmaya devam ediyorlar” dedi.
 
‘Kadınları yalnız hissettirmeye çalıştılar’
 
İki kadın ile görüşmek istediklerinde engellendiklerini söyleyen Sezen, “Öğle arasından sonra tekrar orada bulunacağımızı ve kadınlarla görüşeceğimizi ifade etmemize rağmen kadınlara ‘avukatlarınız gitti sizinle görüşmeyecekler’ şeklinde söylemlerde bulunduklarını öğrendik. Kadınları yalnız hissettirmeye çalıştıkları bir durum söz konusu” şeklinde konuştu. 
 
Kadınlar ‘kamu güvenliği’ gerekçesiyle sınır dışı edildi
 
Kadınlar hakkında eyleme katıldıkları sebebiyle “kamu güvenliği” gerekçe gösterilerek sınır dışı kararı verildiğini aktaran Sezen, “Karar ‘kamu güvenliği’ sebebiyle verilmiş olsa da buna dayanak herhangi bir somutluk ortada yok. Demokratik bir eyleme, hak talepli bir eyleme katılmak, kadına yönelik şiddete karşı çıkmak suç değildir. Biliyorsunuz ki ülkemizde son yıllarda özellikle bu tür eylemlere ve kadın eylemlerine yönelik ciddi saldırılar var. Dolayısıyla ortada herhangi bir suç yok ve kadınların ülkede kalmaları tamamen yasal. Verilen bu karar hukuka aykırı ve haksızdır. Tamamen kadınları kriminalize etmeye yönelik hamlelerdir” ifadelerini kullandı.
 
Karara itiraz edildi
 
İdari Gözetim kararına karşı Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulunduklarını söyleyen Sezen, “Buradan bir karar çıkmasını bekleyeceğiz. Bu karar muhtemelen 5 ve 7 günlük süre zarfında çıkacaktır. Sınır dışı edilme kararına karşı da yürütmeyi durdurma talepli dava açacağız” bilgisini verdi.
 
‘Kadın mücadelesinden korkuluyor’
 
Bu tür saldırıların kadın mücadelesine yönelik bir kriminalize etme çabası olduğunu vurgulayan Sezen, “Özellikle sokağa çıkan kadınlar hedef gösteriliyor, yaptıkları her eylem bir suçmuş gibi yansıtılıyor. Her gün üç kadının öldüğü ve birçok kadının şiddete maruz kaldığı bir gerçeklikte failler etkin bir şekilde cezalandırılmazken kadına yönelik şiddete dur demek, bunun sesini duyurmak isteyen kadınlar suçlu gösterilmeye çalışılıyor. İktidarın kurumsallaştırmaya çalıştığı rejim karşısında en büyük engellerden biri kadın hareketidir. O yüzden bütün bu uygulamaların, şiddetin ve baskının kadınlardan korkulduğu için olduğunu da görmek gerek. Ancak bütün bunların karşısında kadınlar daha güçlü bir biçimde sokağa çıkmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.