'Kürt kadın gazetecilere baskıları konuşmak tüm demokratların görevi'

  • 13:07 28 Ekim 2022
  • Güncel
ANKARA - Gazetecilerin gözaltına alınmasına dair konuşan CFWIJ Kurucu Direktörü Kiran Nazish,"Kürt kadın gazetecilere yönelik baskılara karşı konuşmanın da Türkiye'deki tüm liberal ve demokratik liderlerin görevi olduğunu düşünüyorum" dedi.
 
Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim'de evlerine baskın yapılan JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer ile Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli, bir dönem MA’da stajyerlik yapan Mehmet Günhan gözaltına alındı. Gazeteci Zemo Ağgöz, 26 Ekim’de emniyet işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece ev hapsi şartıyla bırakıldı.
 
Özgür basın emekçilerine yönelik baskılar nedeniyle endişeli olduklarını belirten PEN International Avrupa Program Koordinatörü Aurelia Dondo, Türkiye’deki eleştirel ve bağımsız seslerin iktidar tarafından bastırılmaya çalışıldığını söyledi. Aurelia Dondo, şunları söyledi: “11 gazetecinin gözaltına alınması, ülkedeki bağımsız ve eleştirel seslere yönelik sürekli baskının ardından geldi. Derhal serbest bırakılmaları için çağrıda bulunuyoruz.”
 
‘Kanunlar gazetecilere karşı kullanılıyor’
 
Türkiye’de kanunların bağımsız gazetecileri hedef almak için kullanıldığını belirten Aurelia, “Eylül 2022'de, PEN International Delegeler Meclisi, Türkiye'de Kürt dili ve kültürünün baskı altına alınmasına ilişkin bir kararı kabul etti. Bu karar, özellikle Türk makamlarını, yazar ve gazetecilerin içeriklerine dayalı olarak kovuşturma ve tutukluluk hallerini sona erdirmeye çağırmakla birlikte, Kürt dili ve kültürünü desteklemek dâhil olmak üzere, yazıları ve görüşlerini barışçıl bir şekilde ifade ettikleri için tutulan herkesi derhal serbest bırakmaya çağırıyor” hatırlatmasında bulundu.
 
‘Umutsuz girişim’
 
PEN Norveç Türkiye Danışmanı Caroline Stockford da gazetecilerin işkenceyle gözaltına alınmasından endişe duyduklarını belirterek, şu mesajı paylaştı: “Türkiye hükümeti ve Adalet Bakanlığı'nın ifade özgürlüğüne bakış açısını değiştirerek, Türkiye Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. Maddesinde çizilen çerçeve ile uyumlu hale getirmesinin zamanı gelmiştir. Kamuoyunun, özellikle de seçimler öncesinde, kanaat oluşturmalarına da yardımcı olmak amacıyla eleştirel ve gerçeklere dayalı doğru gazetecilik eliyle üretilen haberlere erişim hakkı vardır. Kürt gazetecilerin olası bir suçlama ve dava öncesinde acımasızca tutuklanıp hapse atılması Türkiye'nin kendi basın yasalarına da uygun değildir ve muhalif sesleri susturmaya yönelik açık ve umutsuz bir girişimdir. PEN Norveç olarak bağımsız ve gerçeklere dayalı araştırmacı gazeteciliği destekliyor ve bu yılın başlarında gerçekleşen 22 tutuklamanın ardından bir kez daha Kürt gazetecilerin gözaltına alınmış olmasından büyük rahatsızlık duyuyoruz. Bu hükümetin ülkede basın özgürlüğünün herhangi bir görünümünü yeniden tesis etmek için kat etmesi gereken uzun bir yol var.”
 
‘Haksız yere tutuklanıyorlar’
 
Women in Journalism (CFWIJ) Kurucu Direktörü ve Asya ve Ortadoğu uzmanı Gazeteci Kiran Nazish de, Kürt kadın gazetecilere uzun yıllardır baskıların sürdüğüne dikkat çekti. Kiran, “Türkiye'nin basın özgürlüğünü ve özellikle kadın gazetecilere yönelik tacizleri en çok ihlal eden ülkelerden biri haline gelmesinden son derece endişeliyiz. Türkiye'den gelenekleri gereği, ülke yetkililerinden kadın gazetecilere çok daha fazla saygı ve itibar göstermelerini bekliyoruz. Ancak bunun yerine evlerine baskın yapıyor, onları suçsuz yere veya haksız sebeplerle tutukluyorlar. Kadın gazetecilere haksız yere ve uzun yıllardan beri zulmediyorlar. Bu özellikle, birçoğu parmaklıklar ardında olan veya gözaltında kötü muameleye maruz kalan gazeteci Kürt kadınlar için geçerlidir” dedi. 
 
‘Siyasetçiler baskılara karşı konuşmalı’
 
Bu operasyonların Türkiye dışında görülmediğini belirten Kiran, gelinen noktada basın ve ifade özgürlüğünün Türkiye’de endişe verici olduğunu kaydetti. Kiran, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzlediğimiz 128 ülke arasında Türkiye dışında bir yerde bu tür trendlerin aynı anda yaşandığını görmüyoruz. CFWIJ olarak liderlerin ve hükümetin basına ve özellikle kadınlara yönelik yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kürt kadın gazetecilere yönelik baskılara karşı konuşmanın da Türkiye'deki tüm liberal ve demokratik liderlerin görevi olduğunu düşünüyorum. Türk makamlarını demokrasi adına itibarını iyileştirmeye çağırıyoruz ve bu adım gazetecilere, özellikle kadınlara ve gözetmen - izleyicilere yönelik muamelesini iyileştirmekle atılabilir.”