Ceylan Önkol gözlerindeki parıltı ile hala 12 yaşında

  • 09:36 27 Eylül 2022
  • Güncel
 
DİYARBAKIR – Lice’de koyun otlatırken havan topu ile katledilen Ceylan Önkol’un failleri hala yargılanmadı. Ceylan, gözlerindeki parıltı ile Kürt halkının yüreğinde hala 12 yaşında.
 
Dönemin Başkakanı Tayyip Erdoğan’ın 28 Mart 2006 yılında Diyarbakır’da yaşanan olaylara ilişkin sarf ettiği “Kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılır” sözleri hala hafızalarda tazeliğini korurken, 28 Eylül 2009’da Diyarbakır’ın Lice ilçesinde havan topu ile katledilen Ceylan Önkol'u katleden faillerin yargılanmaması devletin Kürtler üzerinde uyguladığı politikaları bir kez daha gözler önüne seriyor. Ceylan, katledildikten sonra cenazesi 6 saat boyunca olay yerinde bekletilirken, annesi Saliha Önkol patlama sonucunda Ceylan’ın parçalanan uzuvlarını eteğine toplayarak bir araya getirmeye çalışmıştı. Ancak tüm bunlar yaşanırken Lice Cumhuriyet Savcısı "can güvenliği" gerekçesiyle olay yerine üç gün sonra helikopter ile gitmişti.
 
Ceylan’ın dosyası AİHM’e taşındı
 
Helikopterle olay yerine giden Lice savcısı, daha sonra dosyaya "gizlilik" kararı getirdi. Ceylan’ın ailesinin avukatları gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazların reddedilmesi üzerine 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Ancak bu başvurunun sonuçsuz kalması, soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik taleplerin reddedilmesi ve aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle Ceylan’ın aile avukatları 2012 yılında tekrar AİHM’e başvurdu.
 
Dosya rafa kaldırıldı
 
Olay yerine 3 gün sonra helikopter ile giden savcı 4 Nisan 2013 yılında Ceylan’ın katledilmesi ile ilgili “Görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla açtığı soruşturmada, takipsizlik kararı verdi. Ancak savcı 30 Nisan 2014 yılında soruşturma kapsamında açtığı dosyada mühimmatın sabit durduğu ve daha önce kim tarafından atıldığının belli olmadığı gerekçesiyle “daimi arama” kararı vererek dosyayı rafa kaldırdı. 
 
AİHM ‘İhlal olmadığına’ karar verdi
 
Öte yandan ailenin 2010 ve 2012 yılında AİHM’e yaptığı başvurulara 2017 yılında cevap veren AİHM, "ihlal olmadığına" karar verdi.
 
Ceylan’ın ailesine verilen tazminat reddedildi
 
Soruşturmada herhangi bir ilerleme kaydedilemezken, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde yer alan avukatlar, İçişleri Bakanlığı aleyhine Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nde tazminat davası açtı. 100 bin TL maddi, 150 bin TL manevi tazminat talebiyle açılan davada mahkeme aileye 28 bin 208 TL tazminat ödenmesine kararı verdi. Mahkeme, manevi tazminat talebini, 5233 sayılı “Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'una" dayanarak karar vermesi nedeniyle reddetti. Maddi tazminat talebinin ise kısmi olarak kabul edilmesine hükmetti. Danıştay ise 16 Mayıs 2019'da Ceylan'ın ailesine tazminat ödenmesi kararını bozdu, tazminat davasının “kusursuz sorumluluk” ilkesi veya “hizmet kusuru” ilkesi kapsamında görülmesi gerektiğine hükmetti.
 
Failler ‘kusurlu’ bulundu
 
Danıştay kararında; 1998-2009 yılları Genelkurmay Başkanlığı verilerine göre, Ceylan'ın katledildiği Hambaz mezrasında askeri mühimmatla 4 defa çatışma yaşandığı hatırlatılarak, patlamanın olduğu yerin köylüler tarafından hayvan otlatmak için geçiş güzergahı olarak kullanıldığına, çocukların ise oyun alanı olarak kullandığı ve sürekli kullanılan bir yerde patlamamış bir mühimmatın bulunmasının "idarenin güvenlik hizmetini gereği gibi yürütmediği" nedeniyle "kusurlu" bulunduğu sonucuna vardı. Danıştay, Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nin kararında “hukuki bir isabet bulunmadığı” nedeniyle kararı bozarak, yeni bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemeye gönderilmesine hükmetti.
 
Maddi ve manevi tazminat ödenmesi kararı verildi
 
İHD Diyarbakır Şubesi avukatlarının, İçişleri Bakanlığı aleyhine Diyarbakır 2’nci İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, geçtiğimiz yılın Mart ayında aileye 283 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verildi.
 
Ceylan’ın ardından çocuklar katledilmeye devam edildi
 
Ceylan’ın katledilmesinin ardından doğan yüzlerce çocuğa Ceylan ismi verilerek, kara gözleri ile yaşatılmaya çalışılsa da, devlet Ceylan’ı katlettiği gibi onlarca çocuğu daha katletti. Bu çocuklardan olan Cemile Çağırga (10) 4 Eylül 2015 yılında Cizre ilçesinde özyönetim sürecinde polislerin attığı havan topuyla yaşamını yitirirken, aynı ilçede yaşayan Bişeng Goran (12) polislerin ateş etmesi sonucunda 2016 yılının Temmuz ayında hayatını kaybetti. Diyarbakır’ın farklı ilçelerinde ise özyönetim süreçlerinde Helin Hasret Şen (15), Elif Şimşek (8), Berat Güzel (12), Çekvar Aliş Çubuk (15), Mahmut Bulak (17) polis ve ya askerler tarafından katledildi.
 
Muharrem Aksam
 
Urfa’nın Eyyübiye ilçesine bağlı kırsal Çalışkan (Micit) Mahallesi’nde 16 yaşındaki Muharrem Aksam da 24 Mart’ta özel harekatçı polislerin Çalışkan ve Güneş (Qinegûr) mahalleleri arasında kalan arazide atış talimi yaptığı yerde yaşamını yitirmiş halde bulundu. Olayın öğrenilmesinin ardından olay yerine giden ailesi, Muharrem’e ait vücut uzuvlarında şarapnel parçası ve mermiler buldu.Konuya dair açılan soruşturmada şu ana kadar herhangi bir gözaltı ya da tutuklama olmadı.