Özgür Ülke saldırısının 28’inci yıl dönümü: Asla susmayacağız! 2022-12-03 11:17:07     İSTANBUL – MKGP, DFG ve Yeni Yaşam Gazetesi’nin Özgür Ülke Gazetesi’ne yönelik bombalı saldırının 28’inci yıldönümünde yaptığı anma etkinliğinde, “İşimizin başında, Apê Musa’nın yolundayız. 28 yıl sonra, Ersin’e ve bütün şehitlerimize yeniden söz veriyoruz. Durmayacağız, yorulmayacağız, susmayacağız” sözleriyle seslenildi.   Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Yeni Yaşam gazetesi, İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Eminönü Kadırga’daki Özgür Ülke Gazetesi’nin eski binası önünde, 28 yıl önce bombalı saldırıya uğraması nedeniyle anma etkinliği düzenledi. Açıklamaya çok sayıda özgür basın emekçisi, kapatılan Özgür Gündem Gazetesinin Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Basın Yayın ve Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Genel Başkanı Faruk Eren, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Musa Piroğlu ile Kemal Bülbül, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, Halkların Demokratik Kongresi HDK İstanbul Eşsözcüsü Erkan Tepeli, HDP il ve ilçe örgütleri, Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. “Özgür Basın Susturulamaz” pankartı açılan açıklamada, Özgür Ülke gazetesinin manşetleri ve saldırıda katledilen gazetecilerin fotoğrafları taşındı.    ‘Tansu Çiller’in emriyle bombalandı!’   İlk olarak bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan etkinlik, basın açıklaması ile devam etti. Basın metnini okuyan kapatılan Özgür Gündem Gazetesinin Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, 28 yıl sonra yine aynı yerde olduklarını söyledi. “Bir zamanlar bembeyaz bir martı gibi denize doğru uzanan o güzel binamızın önünde, yine dostlarımızla birlikteyiz” diyen Hüseyin, “Bir kez daha Ersin Yıldız’ımızın ve ondan önce, ondan sonra yitirdiklerimizin acısını yüreğimizin derinliklerinde hissediyoruz.  Her yıl sayıyoruz. Aklımızdan hiç çıkmasın, herkesin aklına kazınsın diye sayıyoruz: 25, 26, 27… Bugün 28’inci yıldayız. 28 yıl önce bugün, gazetemiz Özgür Ülke’nin üç ayrı binası aynı anda, bizzat bu ülkenin başbakanı Tansu Çiller’in ‘bertaraf edilsin’ emriyle bombalandı” şeklinde konuştu.    ‘Halkın tarafıydık…’    “Bertaraf etmek!” sözünün anahtar kelime olduğunu vurgulayan Hüseyin, “Taraftık çünkü biz. Halkın tarafıydık, gerçeğin tarafıydık ve bertaraf edilmemiz bu yüzden gerekliydi. Ama o gün başlamadı her şey. Daha sonra da bitmedi. ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşetini attığımız günden bu yana geçen 28 yıl boyunca ülke boydan boya ateşler içinde kaldı ve hiç gün yüzü görmedi. Bugün hala savaş tamtamları çalınıyor ve hala gerçeğin peşinde koşmaya devam ediyoruz. Bu arada biz, daha onlarca gazeteci arkadaşımızı pusularda yitirdik. Çoğumuz, gerçeği söylemenin bedelini cezaevlerinde ödedik. Bugün, şu anda yine onlarca gazeteci hapiste. Nagihan’ımızı Süleymaniye’de daha geçenlerde katlettiler, Nujiyan’ımızı çok sevdiği Şengal topraklarına verdik ve birkaç gün önce Derik’te İsam Ebadullah kardeşimiz bombardımanın hedefi oldu. Ama yanıldılar. Hep yanıldılar. Bir bombalık ömrümüz var sanıyorlardı, yanıldılar” sözlerini kullandı.    ‘Bayrakları elden ele geçirerek geldik bugüne’    Her katledilen gazetecinin kalemini, arkalarından gelen gazetecilerin devraldığını belirten Hüseyin,”Her mezarlık dönüşünde daha da kalabalıklaştık. Bir kilitlik kapımız var sanıyorlardı, yanıldılar. 50’den fazla kilit vurdular kapımıza, tek tek söktük hepsini ve daha ertesi gün yeniden sokaklarda sesimiz yankılandı.  Bir hücrelik inancımız var sanıyorlardı, yanıldılar. Yattığımız yeri de kendimize benzettik biz. Çünkü özgürlüğü de hakikati de hep içimizde taşıdık. Ve arada çok bakan da eskittik biz. Kimler gelip geçti. ‘Bitti bitiyor’ diyenleri, ‘düştü düşüyor’ diye heveslenenleri de gördük. Çok hakimi, savcıyı emekli ettik ayrıca. Hatta bazıları dünyadan bile emekli olmuşlardır artık. Kimse adlarını bile hatırlamıyor yazık. Asri mezarlıkta yerleri baki ama halkın kalbinde bir toz zerresi kadar yer kaplamıyorlar. Biz hayatta kaldık ama. Nefes alıp vermek değil öyle. Yüreğimiz çarpa çarpa, bayrakları elden ele geçirerek yürüdük ve geldik bugüne” dedi.    ‘Durmayacağız’   “İşimizin başında, Apê Musa’nın yolundayız” ifadelerini kullanan Hüseyin, “Şimdi, 28 yıl sonra, Ersin’e ve bütün şehitlerimize yeniden söz veriyoruz. Durmayacağız, yorulmayacağız, susmayacağız” vurgusunu yaptı.    ‘Tüm saldırıların karşısındayız!’   Daha sonra söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin de, “Burası bir halkın gazetesi. 28 yıl önceyi çok iyi hatırlıyorum” sözleriyle konuşmasına başladı. Özgür basının daima yanında olacaklarını vurgulayan Eren, “Özgür Ülke gazetesinin bulunduğu binada Belge Yayınları da vardı. Karşı daire boştu ve birileri tuttu. Biz bunların bir şeyin peşinde olduğunu söylemiştik ve ertesi gün bomba patladı. Apê Musa’dan Ferhat Tepe’ye, onların çocukları bu mücadeleyi hala devam ettiriyor. Çünkü bu mücadele yaşamını yitirenlere karşı borcumuzdur.  Burada bu gazete bombalandığında muhalefetim diyen birçok kişi ortalıkta yoktu. Siz görmediğiniz, sustuğunuz, mağdur seçici olduğunuz için bunları yaşıyoruz. Basına yönelik tüm saldırıların karşısındayız” ifadelerini kullandı.   ‘ Hakikatin sesini bastıramayacaklar!’   Ardından söz alan DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ise yine acı bir olayın yıl dönümü nedeniyle burada olduklarını ifade etti. Gazetecilerin hep baskı altında olduğunu dile getiren Faruk, “Katledildiler, cumhuriyet tarihinde her yıl bir gazeteci öldürüldü. En büyük bedelini özgür basın geleneği çekti. Musa Anter’den onlarca gazeteciye, basın emekçilerini gözaltılarda kaybettik. Onlarca meslektaşımız cezaevinde gerekçesiz biçimde tutuluyor. Ne yaparlarsa yapsınlar hakikatin sesini bastıramayacaklar. Barış içinde yaşayan bir ülkeyi hep birlikte kuracağız” sözleriyle seslendi.    ‘Yargılanacaksınız!’   HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ise tarihin katliamlarla dolu olduğuna dikkat çekti. “Yüz yılı tamamlarken katledilen gazetecilerin sayısını bilmek oldukça zor” diyen Kemal, “Demirel, ‘Bunlar gazeteci değil ‘terörist’ demişti. Tansu Çiller de direk hedef göstermişti. ‘Gazeteciler katledilecek, köyler boşaltılacak’ denmişti. 17 bini aşkın insan caddelerde katledilecek binalar bombalanacaktı. Ersin’i katledenler bugün Rojava’ya, Roboskî’ye, Madımak’a bomba atanlardır. Dün akşam 8 tane kadını tutuklayan ırkçı faşist zihniyettir. Bu Mehmet Ağar, Tansu Çiller’in zihniyetidir. Ve onların çömezi Süleyman Soylu’yla devam ediyor” dedi. Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’nün her dakika suç işlediğine işaret eden Kemal, “Yargılanacaksınız” sözleriyle seslendi.   ‘Gazete ile Rojava’ya saldıran aynı zihnyiet!’   Özgür Ülke’ye yapılan bombalı saldırı ile Kuzey ve Doğu Suriye ile Kobanê’ye yapılan saldırıların aynı zihniyet tarafından gerçekleştirildiğine vurgu yapan Kemal, “Ama biz sizin katil zihniyette olduğunuzu, yeni katliam planları yaptığınızı biliyoruz. Bunun biri Rojava’da, Federe Kürdistan Bölgesi’nde. Apê Musa’nın dediği gibi mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz özgür basını savunmaya, yanında olmaya devam edeceğiz. Dönemin katliam ortaklarını, bu dosyayı kapatanları kınıyor, Apê Musa ve Ersin Yıldız şahsında hak adalet arayan herkesi sevgiyle anıyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından bombalanan gazete binasının önüne karanfiller bırakıldı.    Ersin Yıldız mezarı başında anıldı   Daha sonra ise saldırıda yaşamını yitiren gazeteci Ersin Yıldız, Eyüpsultan’da bulunan Yeşilpınar Mezarlığı’nda anıldı. Ersin’in mezarına karanfiller bırakıldı. Burada kısa bir konuşma yapan Hüseyin Aykol, “Bayrağını asla yere düşürmedik. Düşürmeyeceğiz. Rahat uyu Ersin” dedi.