Emek ve Özgürlük İttifakı temsilcileri anlatıyor: İmralı tecridini anlattıkça vücut bulacağız (3)

  • 09:02 17 Eylül 2022
  • Siyaset
Marta Sömek
 
İSTANBUL -  Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temel hedefinin halkı özne yaparak süreci beraber örmek olduğunu söyleyen ittifak temsilcileri, İmralı ile başlayıp tüm topluma yayılan tecridin topluma anlatılabilmesi durumunda ittifakın vücut bulmaya başlayacağının altını çizdi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde bir araya gelen Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek Partisi’nin (EMEP) oluşturduğu “Emek ve Özgürlük İttifakı”, şimdiden halklarda büyük bir heyecan ve beklenti yaratmış durumda. İttifak, yeni yol haritasını, ortak deklarasyonunu ve programını 24 Eylül’de İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Haliç Kongre Merkezi’nde yapacağı kitlesel halk buluşması ile paylaşacak.
 
Dosyamızın son bölümünde SMF Genel Merkez Sözcüsü ve HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz ile TİP Parti Meclisi (PM) üyesi İlke Bereketli, Emek ve Özgürlük İttifakı’nı anlattı. 
 
Dilşat Canbaz: İttifakta en başta kadınlar yer almalı
 
Dilşat, Emek ve Özgürlük İttifakı kapsamında en geniş kesime, kadınlara, işçilere, sendikacılara, aydınlara, akademisyenlere ve tüm halklara birlikte nasıl bir yol izlemeleri gerektiğine dair tartıştıklarını söyledi. Bugün gelinen aşamada 6 siyasi parti ve demokratik kitle örgütü ile ittifak kapsamında birlikte yürüdüklerini dile getiren Dilşat, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yalnızca bu kesimle sınırlı kalmayacağını da belirtti. Dilşat, “Bunun içerisinde Kürtler, sosyalistler var ama bunun içerisinde en başta kadınların, aydınların, sanatçıların, akademisyenlerin, işçi sınıfının olması gerekiyor” dedi.
 
Ortak mücadelenin inşası
 
Türkiye’de siyasi kriz olduğunu aktaran Dilşat, “Esas mesele bir seçim meselesinden ziyade bir mücadele ortaklığı. Birlikte birçok alanda yan yanayız ama burada da somut olarak işçi, emek, kadın alanına, ekolojik yıkıma dair neler söylüyoruz, neler yapabiliyoruz, bir yol arkadaşlığı, mücadele ortaklığı olarak yola çıktık” şeklinde konuştu. Birçok alanda aynı şeyi söylediklerini ve taleplerinin ortak olduğunu belirten Dilşat, ittifaktan ayrılan yapılar ve tüm kesimlerle yeniden ortak bir mücadeleyi, en geniş cepheyi büyüteceklerinin de mesajını verdi. “Bu artık faşizmin bize dayattığı bir zorunluluk” diyen Dilşat, 20 yıllık AKP iktidarının yıkım, savaş, kıyım ve kırım politikası olduğunu anımsattı. İttifak çalışmalarına uzun süre önce başladıklarını ifade eden Dilşat, ilk olarak sokak ayağını ördüklerini, 24 Eylül’de yapacakları halk buluşmasının ardından da bunun devam edeceğini paylaştı.
 
 Halklar için somut çözüm önerileri
 
İttifakın somut çözüm önerilerine de dikkat çeken Dilşat, özel bir saldırı ve konsept uygulanan inanç gruplarına ilişkin ittifaklarında somut çözümler olduğunu söyleyerek, “İttifak sadece altı siyasi özneden oluşmuyor. Alevilerin, kadınların, ekolojistlerin o masada olması lazım ki sözümüzü birlikte söyleyebilelim. Herkes kendi bulunduğu alandan ama ortak bir çerçeveden, tek bir yerden sözümüzü söylememiz gerekiyor bu iktidara karşı” sözlerini kullandı. Her kesimin ittifakta yer alarak söz söylemesi gerektiğini belirten Dilşat, “Rantın, sömürünün, savaşın, katliamın, kadın katliamlarının her gün olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Kadınların siyasetine baktığımızda hepimiz kendi sözümüzü siyasetimizden doğru söylüyoruz ama ortak birleşik mücadelede, kadınların birlikte güçlü ses çıkarabilmesi için bir yerde olmamız gerekiyor” sözleriyle birliktelik çağrısı yaptı.
 
‘Mücadelemizi birleştirirsek kazanım elde ederiz’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi için kadınlarla birlikte mücadele yöntemlerini tartışmaları gerektiğini ifade eden Dilşat, “Bugün Kürdistan’da özel savaş politikalarıyla katledilen, cinsel istismara ve şiddete uğramış ya da savaş politikalarıyla katledilmiş insanlarla Türkiye cephesindeki erkek şiddetine maruz kalmış kadınların mücadelesini birleştirebilirsek Emek ve Özgürlük İttifakı bunu gerçekleştirmiş olacak. Demokrasiyi, özgürlüğü, hukuku, adaleti birlikte talep ettiğimiz dönemde Şenyaşar ailesinin sorunuyla Deniz Poyraz’ın ailesinin adalet anlayışını birleştirirsek biz gerçekten bir kazanım elde etmiş oluruz” dedi.
 
‘Tecridi topluma anlatabilirsek ittifak vücut bulur’
 
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin de ittifakın üzerinde durduğu bir konu olduğunu aktaran Dilşat, özellikle PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit ile ülkede yaşanan sorunların bağına dikkat çekerek şunları dile getirdi: “Her gün ölüm evine dönüşen cezaevleri sorununu, İmralı’yla başlayıp tüm topluma yayılan bu tecridi, kadınların sokak alanına yayılan, işçilerin, Adalet Nöbeti tutan annelerin önüne barikatların kurulması, siyasetçilerin, öğrencilerin, vekillerin, toplumun bütün kesimine dönük tecride alınmış bir toplumu anlatabilmemizle ancak bu ittifak vücut bulmaya başlar. Altı siyasi özne olarak bunu en geniş kesimle buluşturabilirsek bu bir kazanıma dönüşmüş olacak.”
 
24 Eylül’de Haliç’te bir başlangıç
 
Seçimi gören ve seçimden sonra da devam edecek bir birliktelik ve mücadele hattı oluşturacaklarını belirten Dilşat, “Yolumuz uzun ve meşakkatli. Ama bu yolda yan yana yürüyebileceğimiz dostlarımızla, yoldaşlarımızla, tüm ezilen halklarla birlikte bu süreci tamamlamak, yola 24 Eylül’de başlamak gerekiyor” sözlerini kullandı. Deklare ettikleri Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, 24 Eylül’de tüm halklarla birlikte Haliç Kongre Merkezi’nde startını vereceklerini yineleyen Dilşat, “Yeni süreci birlikte örmeye ve yeni yaşamı inşa etmeye adım atmak için hepimizin orada olması gerekiyor. Bu sorumluluk ve görev hepimizin üzerinde” çağrısı yaptı.
 
İlke Bereketli: 20 yılda AKP eliyle yaşanan yıkım…
 
TİP Parti Meclisi (PM) üyesi İlke Bereketli de ülkenin, AKP iktidarıyla 20 yıldır tam bir yıkım yaşadığını söyledi. “Bugün çeşitli sorunları iliklerimize kadar yaşıyoruz” diyen İlke, krizler çağı içerisinde olduklarını ve bir yandan da çok yoğun bir ekonomik kriz, doğa talanı, ekolojik kriz, kadın katliamları, sömürü, gençlik krizi, nitelikli ve bilimsel eğitime erişememe, işsizlik, özgürlük ve adalet sorunları gibi AKP’nin birçok tahribat yarattığına değindi. İlke, “Saray ve tek adam rejimi adını verdiğimiz süreç içerisinde elimizde avucumuzda ne varsa kaybettik. 20 yıllık sürecin sonunda artık bir kurtuluş evresine de yaklaştığımızı görüyoruz” dedi.
 
Çözüm birlikte örgütlü mücadelede
 
Bu kurtuluşun kolay olmayacağını belirten İlke, “Nasıl olsa gidecekler, biz ilk seçimi bekleyelim, sabredelim’ gibi politikalarla bu saray rejiminden kurtulmanın kolayca gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz. O yüzden bizim için öncelikli olan mücadele etmek. Ancak mücadele ederek bu saray rejiminden kurtulabiliriz. Türkiye kritik bir eşiğe doğru gidiyor. Bir kırılma noktasına, seçime doğru gidiyor. Böylesi önemli tarihsel bir uğrakta çok ciddi baskıya uğrayan solun, sosyalistlerin, Kürt siyasi hareketinin, çeşitli inanç gruplarının, LGBTI+’ların hep birlikte bu sürece damga vurması gerektiğini düşünüyoruz. Biz bugün artık görüyoruz ki solu, sosyalistleri, Kürtleri, Alevileri görmezden gelen bir cumhuriyetin ayakta kalma şansı yok. Gelip dayandığı nokta AKP gibi bir dinci gerici iktidara varıyor. Dolayısıyla bu güçlerle kurtuluş sürecinde hep birlikte bir araya gelebilirsek, o mücadeleyi birlikte örgütler ve hayata geçirirsek ancak başarıya ulaşabileceğimizi düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
 
İttifakın amacı mücadeleyi yükseltmek
 
Seçimi de gören bir ittifak çalışmasında yer aldıklarını ifade eden İlke, “Daha önce de temasta olduğumuz yoldaşlarımızla bir araya gelerek örgütledik. Ama bu ittifak seçim için kurulmadı, seçimle de kurulmadı. Yıllardır sol-sosyalist öğeler, örgütler, HDP, Kürt hareketi zaten her durumda, baskıda, eylemde yan yana ve omuz omuza mücadele ettik. Bizim için sadece masa başında ya da kağıt üzerinde kurulmuş bir ittifak değil. Biz bunu zaten sokakta kurmuştuk. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir amacı belki seçimlerde bulunmak. Ama esas olarak sokaklarda, meydanlarda, okullarda, iş yerlerinde bizim emek, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelemizi yükseltmek. Esas olarak bu amaçlarla kurduk ittifakı ve Türkiye İşçi Partisi olarak da bunun kurulmasında ne kadar çabamız olursa o kadar yararlı olabileceğini düşünüyoruz” sözleriyle ittifakın önemi ve amacının altını çizdi. 
 
Özne halk olacak
 
İlke, ittifaklarının hedefini ise şu sözlerle açıkladı: “Karşımızda, ülkeyi yıllardır bir yıkıma sürükleyen AKP-MHP faşist ortaklığında bir Cumhur İttifakı var. Onun karşısında da bir ‘alternatif’ olarak düzen içi muhalefet partilerinden oluşan Millet İttifakı var. Halkın önüne sadece iki seçenek varmış gibi bir durum sunuluyor. Ama biz bunu reddediyoruz. Halkın iradesi bu iki seçeneğe indirgenemezken halkın ihtiyaçlarına da bu iki seçeneğin yanıt veremeyeceğini düşünüyoruz. Halkın yaşadığı yoksulluk, açlık, işsizlik, kadınların eşit hak ve yaşam mücadelesi, gençlerin gelecek mücadelesi, engellilerin, emeklilerin, birçok kesimin yaşadığı problemleri bu iki ittifakın çözüm olamayacağını düşünüyoruz. Bizler, ‘halkın temsilcileri olacağız’ da demek istemiyoruz çünkü biz halkı bir kenarda duran nesne olarak görmüyoruz. Bu ittifakın en önemli hedeflerinden biri, halkı bizzat özne haline getirebilmek. Bizzat siyasete müdahale edebilen, mücadelenin içine katan bir yaklaşımdayız.”
 
Tüm kesimlerle el ele örülecek
 
İttifakın en önemli hedeflerinden birinin de diğer iki ittifaktan bir çıkış yolu bulamayan halkı hep birlikte el ele vererek mücadeleye katmak olduğunu vurgulayan İlke, “Eğer bu ülke saray rejiminden kurtulacaksa, yeni bir dönemin kuruluşuna doğru gidecekse bu kuruluşta emekçilerle, kadınlarla, gençlerle, işçilerle, emeklilerle, LGBTI+’larla, Kürtlerle, Alevilerle, tüm ezilenlerle birlikte bir damga vurmamız gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bu bir çağrı aslında. Biz bir ittifak kurduk ama bu ittifak 6 yapıdan ibaret olmayacak. Sendikalarla, demokratik kitle örgütleriyle, ekoloji örgütleriyle, çeşitli farklı katmanlarla bir araya gelerek herkesin işin içine gireceği, bir arada, el ele öreceğimiz bir mücadele sürecini kurgulamak istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
İlkeler: Eşitlik, özgürlük, adalet, barış…
 
22 Ağustos’ta ittifak isimlerini duyurmalarının ardından 24 Eylül’de de Haliç Kongre Merkezi’nde tutum belgelerini kamuoyuna bir halk buluşmasıyla duyuracaklarını anımsatan İlke,  “İttifakın tutum ve belgelerini, bizim için önemli olan başlıkları halkımızla paylaşmayı planlıyoruz. İlkelerimiz eşitlik, özgürlük, adalet, laiklik, barış, kardeşlik içinde yaşamak. Birçok sorun yaşıyoruz ülkemizde, bunlardan kurtulmamız gerek. Bunlara karşı ne yapabileceğimizi birlikte konuşabileceğimiz bir etkinlikle ilkelerimizi, tutumumuzu açıklayarak halka da bir çağrı yapmak istiyoruz. Çünkü biz bu süreci birlikte örmek istiyoruz” çağrısını yaptı.
 
BİTTİ