Her 36 çocuktan birinde otizm görülüyor

  • 09:06 2 Nisan 2023
  • Sağlık/Spor
 
HABER MERKEZİ - “Dünya Otizm Farkındalık Günü" dolayısıyla çocuklarda 0-3 yaş arası başlayan davranışsal bozukluklara dikkat çeken uzmanlar, 1983’ten bugüne yaklaşık 50 kat artan otizmin, günümüzde her 36 çocuktan birinde görüldüğünü vurguluyor. 
 
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) konusunda farkındalık oluşturmak ve OSB'den kaynaklanan sorunlara çözümler üretebilmek amacıyla 2 Nisan, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edildi. Doktor Takvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural ile Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) Yönetim Kurulu üyesi Tolga Gökçe, otizme dair bilinmesi gerekenleri paylaşıyor.
 
Erken çocukluk çağında başlayan nöro gelişimsel bir bozukluk olan Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB), ilk kez 1943'te Leo Kanner tarafından tanımlandı.
 
Otizmin kendini “toplumsal iletişim ve etkileşimde güçlükler” ve “sınırlı-yineleyici davranış örüntüler (tekrarlayıcı davranışlar)” olmak üzere iki alandaki yetersizlikle gösterdiğini söyleyen Doktor Takvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural, “toplumsal iletişim ve etkileşimde güçlükler” alanındaki belirtileri toplumsal-duygusal karşılıkta yetersizlik, sözel olmayan iletişimde yetersizlik, ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik, “sınırlı-yineleyici davranış örüntüler (tekrarlayıcı davranışlar)” alanındaki belirtileri ise basmakalıp ve tekrarlayıcı motor hareketler, aynılıkta ısrar, rutine sıkı bağlılık, sınırlı ve yoğun ilgi alanı ve duyusal az veya çok uyarılama olarak sıralıyor.
 
 İletişim ve etkileşimde güçlük 
 
Pınar, tanı koyarken, “toplumsal iletişim ve etkileşimde güçlükler” alanında belirtilerin tümünün izlenmesi ve “sınırlı-yineleyici davranış örüntüler (tekrarlayıcı davranışlar)” alanından en az iki belirtinin bulunması gerektiğini söylüyor. Pınar ayrıca, bu belirtilerin zihinsel yetersizlik sebebiyle olmaması, erken çocukluk çağında başlaması ve çocuğun sosyal toplumsal hayatında bir işlev bozukluğuna yol açması gerektiğine işaret ediyor. 
 
Tanı davranışsal özelliklere dayalı konuyor 
 
OSB tanısı çocuk psikiyatristi tarafından, klinik değerlendirmeyle davranışsal özelliklere dayalı konuyor. İki yaştan küçük çocuklarda pek çok belirtiyi görmek ve değerlendirmek mümkün iken, bir yaştan küçük çocuklarda klinik gözlemle sosyal-iletişimsel yetersizlik test edilebiliyor. Farklı yaşam dönemlerinde farklı belirtiler bulunuyor. 
 
Çocuklarda otizm görülme oranı yaklaşık 50 kat arttı
 
Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) 2022 istatistiklerine göre, çocuklarda otizm görülme oranının 1985 yılından bugüne kadar yaklaşık 50 kat arttığını; 1985'de 2 bin 500 çocuktan birinde görülen otizmin, günümüzde her 36 çocuktan birinde görüldüğünü dile getiren Pınar, erkek çocukların yüzde 4'ünün, kız çocuklarının ise yüzde 1'inin OSB tanısı aldığını belirtiyor.
 
Üç yaşına kadar muayene edilmeli
 
OSB ile mücadelede en etkili yöntemin erken müdahale ihtimalini artırabilmek olduğunun altını çizen Pınar, “Bu nedenle ailelere önerimiz, üç yaşına kadar her çocuğun en az bir kere OSB ve diğer nörogelişimsel hastalıklar açısından çocuk psikiyatristi tarafından muayene edilmesi önem taşıyor. Tedavide ev eğitim programları ve ebeveynin eğitim programına dahil olması çok önemli. Olguların çoğunda hareketlilik, uykusuzluk, öfke, takıntı ve dikkat sorunu gibi problemler için psikiyatr denetiminde ilaç kullanılıyor” diyor.
 
0-3 yaş dönemi erken müdahale açısından kritik
 
Gümüz verilerine göre OSB tanı oranlarının arttığını kaydeden Pınar, “Bunun yanı sıra şayet erken tanı ve müdahale söz konusu ise uzun vadede bu bireylerin bağımsız bir yaşam sürme ihtimallerinin yüksek olduğunu biliyoruz. Aileler çocuklarında bir sorun olduğunu hissediyorlarsa zaman kaybetmeden bir uzmana başvursunlar ve tedaviye başlasınlar. Çünkü özellikle 0-3 yaş dönemi OSB dışında da birçok nörogelişimsel bozukluğun tanınıp erken müdahalesi açısından kritik ve çok önemli zamanlar” diye vurguluyor. 
 
Otizmde ilk ve en büyük ihtiyaç bilgi
 
Otizmde ilk ve en büyük ihtiyacın bilgi olduğunu söyleyen TODEV Yönetim Kurulu üyesi Tolga Gökçe,  “Sonraki aşamalarda bilimsel temelli, kanıta dayalı yoğun eğitim otizmde ilerlemenin en önemli unsuru. Otizmde uygulanan eğitim yöntemlerinin gelişmiş ülkeler seviyesinde bilimsel temelli kanıta dayalı olması ve çocuğa yaşamsal becerilerinin de edindirilmesi gerekli. Toplum farkındalığının oluşturulması ve otizmli birey ve ailelerinin hakları çerçevesinde yaşamlarını sürdürebilmeleri için sosyal içermenin de hayatlarında olması gerekiyor. Tanıdan itibaren sosyal hizmetler uzmanları ile psikolojik destek ailelere sunulmalı. Sosyal haklar anlamında otizmli çocuk ve ailelerine desteklerin hayatın her alanında verilmesi gerekiyor” diye belirtiyor. 
 
Psikolojik destek hayati önem taşıyor
 
Psikolojik desteğin otizm tanısı almış çocuk ve bireylerin aileleri için hayati önem taşıyan bir olgu olduğunu ifade eden Tolga, “Şüphe ve tanıdan itibaren aileye sosyal içermenin ulaştırılması gerekir. Otizm sarmalında olan ailelerin süreç içerisinde atlatamadıkları bir durum da kopmalar ve boşanmalardır. Bu oran özellikle otizmde çok yüksek. Bu durum ülkemizde sosyal patlamaya neden oldu. Otizm tanısı almış çocukların kardeşleri de bu travmayı hayatlarının her döneminde yaşıyorlar. Onlarla da psikolojik destek uygulamaları yapılmalı” sözlerini kullanıyor.