Ve bir yasa çıkar…

  • 09:02 1 Aralık 2022
  • Kadının Kaleminden
 
“Ne yasa çıkarılırsa çıkarılsın, ne kadar ceza verileceğine dair tehditvari düzenlemeler yapılırsa yapılsın ben, sen, biz vazgeçmeyeceğiz. Doğruyu aramaktan, doğruyu söylemekten ve doğruyu kamuoyuna duyurmaktan vazgeçmeyeceğiz. Yanlışa yanlış demekten vazgeçmeyeceğiz.”
 
Elif Üngür
 
Bir toplumun düşüncesini söylemekten ve paylaşmaktan korkar hale gelmesi ile o toplum ne kadar çağdaş, gelişmiş bir düzeye ulaşabilir? Ki o korkunun sebebi cezaevleri ile son bulacak…
 
İnsanı insan yapan temel özelliklerden biri akıl yoluyla düşünmesi, sebep-sonuç ilişkisi kurarak olaylar arasındaki bağlantıyı kurabilmesidir. Düşüncelere ket vurulamaz, durdurulamaz, “sen dur, az düşün, az konuş, az söyle” denilemez. Trajikomik olan ise bunun devlet yardımıyla anayasa kavramı arasında yer bulmuş olmasıdır. Anayasada yer alması ile birlikte birçok meslek grubu da hedef haline gelmiştir. Bu bilinçli bir politika, daha doğrusu “susturmaya çalışma” politikasına çevrildi.
 
Cezaevi tehdidi
 
Sosyal medya insanların fikirlerinin öz iradeleri aracılığıyla düşüncelerini korkmadan, özgürce paylaşıp yorum yapabileceği bir alandır ve bu alana uygulanan bir nevi sansür ile insanların öz iradeleri kırılmaya çalışılıp yok edilmeye ve söylenen her söz karşılığında “Cezaevine gireceksin” tehdidinde bulunulmaktadır. Bu tamamen insan haklarını yok sayan, özgür irade ve özgür düşünceye ters bir davranıştır.
 
Tek kanal devrine dönüş ısrarı
 
Bu doğrultuda gazeteciler de hedef gösterilerek gerek mesleklerini bitirmeye çalışma gerekse haber kaynaklarını tek tip kaynağa çevirerek bir olaya karşı tek bir düşünce var edilmeye çalışılmaktadır. Basın yayın organlarının varlığı ile insanlar doğru haber arayışlarını çözüme kavuşturabilmektedir. Bir haber, bir arayış ve doğru yayın kaynaklarından asıl habere ulaşılır. Bir düşünce çıkar ortaya ve o düşünceyi paylaşabilir veya yorumlayabilirsin; ki bir gazeteci isen bu senin vazgeçilmezindir. Kaynak taramalarını yapar, doğru kaynaklara ulaşır, haberin doğruluğunu teyit eder ve yayınlarsın, yorumlarsın ve düşünceni ifade edersin. Gelin görün ki, bir yasa çıkar ve dezenformasyon adı altında bunların hiçbirini yapamayacağını, neredeyse sen düşünemezsin, yorum yapamazsın, yaparsan ceza alırsın deme noktasına gelir. Bu insanlık dışı bir uygulamadır. Böyle bir durumda tüm yayınlar ortadan kaldırılarak tek bir kanal, tek bir düşünce devrine geri döndürülmeye çalışılmaktadır. Fakat bu hiçbir zaman gerçekleştirilmeyecek bir durumdur.
 
Ne yasa çıkarılırsa çıkarılsın, ne kadar ceza verileceğine dair tehditvari düzenlemeler yapılırsa yapılsın ben, sen, biz vazgeçmeyeceğiz. Doğruyu aramaktan, doğruyu söylemekten ve doğruyu kamuoyuna duyurmaktan vazgeçmeyeceğiz. Yanlışa yanlış demekten vazgeçmeyeceğiz ve bu dezenformasyon tamamen yanlış bir politikanın parçasıdır. 
 
*Gazeteci, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi