Direnen kadınlar var olmaya devam edecek

  • 09:05 11 Kasım 2022
  • Kadının Kaleminden
 
“Baskı ve zulüm ister din adına, ister gelenek ya da ahlak adına yani her ne adına gelmiş olursa olsun karşısında direnen kadınlar /insanlar var ve var olmaya devam edecekler.”
 
Diba Keskin
 
Çocukken bize peygamberin miraca çıktığı zaman cehennemin kendisine göründüğü ve o sırada cehennemde dillerinde göğüslerinden saçlarından asılmış halde acılar içinde kıvranan kadınlar gördüğünü söylerlerdi. Tabi biz de hem korkar hem de içimizde sessizce kimseye duyurmadan sorgulardık iyide neden bize bu kadar acı çektiriliyor da erkeklere pek de ses çıkarılmıyor? Bize bu konuları anlatan da genelde yaşlı, sakallı amcalar olurdu ve onlar da ses tonlarını öyle güzel ayarlarlardı ki korku filmlerindeki ses efektleri bile onların yanında hafif kalırdı. Bunları dinlerken kaç çocuk neden erkek doğmadım demedi ki?
 
Suçlu kadın yok 
 
Peygamberin bize anlattığı İslam’da günahkar ve suçlu kadın yok aslında (ATIF=^bknz:Hidayet  Şefkatli Tuksal: KADIN KARŞITI SÖYLEMİN İSLAM ÜZERİNDEKİ İZDÜŞÜMLERİ); fakat tarikatların ve cemaatlerin külliyatları günahkar ve kirli kadın hikayeleriyle dolu öyle ki sadece cinsiyetiniz bedeninizi saran ve sönmesi hiçbir şekilde mümkün olmayan kor bir ateş oluyor. 
 
Maalesef bu ateş yüzyıllardır hiç sönmedi, sönümlenmesini engellemek için o koca külliyatlar hep basımda kaldı ve devletler de o külliyatlar üzerinde varlıklarını güçlendirdiler.
 
İnanç adına oluşturulan bu bayağı sistem gençleri,  insanları tepkisel bir duruş olarak adeta inançsızlığa savurdu, savuruyor.
 
Devletlerin kendilerini var etme yolu 
 
İçinde bulunduğumuz günlerde İslami rejimle yönetilen İran da başını ‘’uygun‘’ örtmediği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınan Jîna Emînî’nin işkence ile öldürülmesinin ardından dünyanın her yerinde şu soru soruldu; bu nasıl bir din ki kadınları başını örtmediği ya da “uygun” örtmediği için ölümüne cevaz veriliyor? Gerçekten bu din midir yoksa erkek devletlerin kendilerini var etmenin ince ve acı bir yolu mudur?
 
Kayırmacılığın. yolsuzluk ve yoksulluğun arttığı, mezhepçiliğin yuvalandığı, Ortadoğu’da giderek artan sefalet ve adaletsizlik insanlara umutlu geleceğin belki artık hiç gelmeyeceğini gösterdi.
 
Çözümün kendileri olduğunu fark eden gençler sokaklarda ‘Jin jiyan azadÎ’ şiarıyla yürüyor ve rejime tepkilerini gösteriyorlar.
 
Özgürlük kimse tarafından bahşedilmez
 
“Azadi” yani özgürlük kimse tarafından bahşedilen bir şey değildir, hele de kadının var olma, irade sahibi olarak muhatap alınması meselesi erk zihniyetin kabul edemediği bir konu maalesef, bundan dolayı değil mi ki Adem’in eğri kaburga kemiği olduk. iblisin Adem’i kandırmak için kullandığı Havva olduk, Müslümanlıkta “fitne”nin kaynağı olarak gösterildik.
 
Dini öğretileri mi yaşıyorum
 
Elbette örneklemeler çoğaltılabilinir ve aslında özellikle yazılmalı ki baskı ve zulüm ister din adına, ister gelenek ya da ahlak adına yani her ne adına gelmiş olursa olsun karşısında direnen kadınlar /insanlar var ve var olmaya devam edecekler. Kişiler şunu öğrenmek istiyor ve peşine düşüyor ben ilahi dinin öğretisini mi yaşıyorum, yoksa güç odaklarının menfaatleri için dayatılan uydurulan sözüm ona dini öğretilerini mi yaşıyorum?
 
Peygamberlerin savaşı karanlık iledir 
 
Hiçbir din insan öldürülmesini bir tel saçın görünmesine bağlamaz. Tüm dinler,  zulmün, talanın, yalanın karanlığı getireceğini söyler ve bunun da toplumsal ölüm olduğunu belirtir. Dinler tarihine baktığımızda tüm dinler toplumsal karanlıkların hakim olduğu zamanlarda zuhur etmişlerdir ve peygamberlerin savaşları bu karanlıklar iledir. Yoksa senin saçın göründü, onun kıyafeti dar gibi şeyler ile, hem peygamberlerin asıl mücadelelerini görmemiz engellenmiş olunur hem de yine kadınları ezmek için o büyük toplumsal emekler, iktidar gücü için feda edilmiş olunur.
 
Cehennemin bu dünyaya getirilmiş hali
 
 Uydurulmuş din iman ve namus söylemi saçı görünüyor diye kadınların devlet eliyle işkence edilerek öldürülmesine cevaz verir hale geldi. Kardeşi babası ya da sevgilisi eliyle kadınlara dayatılan ölümü ahlak gerekçesiyle doğal gibi gösterdi. Peki, bu yaşam bu durum, öbür dünyada olması gereken cehennemin aslında bu dünyaya getirilmiş hali değil midir?
 
Jîna Emînî’nin öldürülmesi başta kadınlar ve gençler olmak üzere inanılmaz bir kararlılıkla kınanıyor ve sokaklar “azadi azadi” sloganlarıyla inliyor.
 
Asil bir itiraz ve duruş
 
Bu protestolarda şimdiye kadar İran rejimi tarafından 300’den fazla gösterici öldürülmesine rağmen insanlar “azadi” istemekten vazgeçmiyorlar. Çünkü çok iyi biliyorlar ki eğer fikirlerini, inançlarını,  cinsiyetlerini yani insani olan her neleri varsa özgür bireyler olarak yaşayamayacaklarsa öte dünyada olması gereken cehennem Ortadoğu’nun orta yerinde onları bekliyor. Gençlerin bu gidişata kendi kanları canları pahasına dur demeleri acı ve asil bir itiraz ve duruştur. Bu devran böyle dönemez diyorlar sistem sahiplerine.