Savaşa bütçe var kadına yok!

  • 09:06 3 Aralık 2022
  • Emek/Ekonomi
 
 
Melike Aydın
 
İZMİR - Bütçenin kadının özel alandaki rollerine göre düzenlendiğini söyleyen kadınlar, bütçeden savaşa ve Diyanet’e ayrılan payın kadının güçlendirilmesine, kreş ve bakım evlerine ayrılması gerektiğini vurguladı.
 
Meclis Plan ve Bütçe Komisyon’unda kabul edilen 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 5 Aralık’ta ise Genel Kurul’da görüşülmeye başlanacak. Bütçe rakamlarının Türkiye’de yoksul sayısının arttığına işaret edilirken bundan en çok etkilenenin ise yoksulluğu ilk yaşayanlar olarak kadınlara dikkat çekiliyor. Tartışmalara bakıldığında bütçenin kadını değil aileyi koruduğuna dikkat çeken kadınlar, iktidarın makul kadın üretmek için kadını evin içindeki konumuna göre bütçelendirdiğini ifade ediyor. Savaşa ve Diyanet’e ayrılan paylara da itiraz eden kadınlar, bu kalemler yerine kadınları güçlendiren kreş ve bakımevlerinin artırılmasının yer alması gerektiğini belirtiyor. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisinden akademisyen Emine Sözüdoğru  bütçe kanun teklifine dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Veriler yardıma muhtaç insan sayısında artışa işaret ediyor’
 
Meclise sunulan 2023 Bütçe kanunu teklifinde bütçe giderleri 4 Trilyon 479 milyon, gelirleri ise 3 trilyon 810 Milyon olarak belirlendi. Bütçe açığının Gayrı Safi Milli Hasılaya (GSMH) oranının yüzde 3,5 olarak öngörüldüğünü ifade eden Emine, “Sosyal yardımlaşmaya ayırılan bütçe 258 Milyar 437 Milyon Lira olarak belirlenmiş. Bu da geçen yıla göre 109 Milyon Liralık artış demek. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sosyal yardıma ayrılan artışı ‘Türkiye dünyanın en iyi işleyen en kuşatıcı sosyal destek sistemine sahip ülkelerden biridir. Hükümete geldiğimiz 2002 yılında 1,6 Milyar Lira olan yardım bütçesini 2023 yılında 258 Milyar Liraya çıkarıyoruz. Sosyal yardım bütçesinin milli gelire oranı 2002’de yüzde 0,4 iken 2023’de bu oran yüzde 1,4 düzeyine yükselmiştir’ ifadelerini kullandı. Bu yükseliş aslında yoksulluğun sürekli olarak yükselmesini gösterir. Yani bakanın bize sunduğu en fazla yoksullaşan ülke olduğumuz anlamına geliyor” sözlerini kullandı. 
 
‘Sosyal yardıma ayrılan bütçe kadın içinde değil aile için’
 
Artan yoksulluğu hanedekilere daha az hissettirme çabasındaki kadının daha fazla emek sarf ettiğini ifade eden Emine, sosyal yardımlardaki en büyük kısmın ise evde bakım giderlerini oluşturduğuna dikkat çekti. Evde bakımın sadece kadınlara yüklendiğini söyleyen Emine, “Bakım ücretlerinin direk kadınlara verilmesi cinsiyet eşitliğini bozucu bir durumdur. Bu durumda kadınların evdeki iş yükü artmakta kadın evden kamusal alana çıkamamaktadır. Kadını güçlendirmek olarak bildirilen yardımlar gerçekte aile ekseni düzeyinde verilmektedir. Bu kadını güçlendirmek değil aileyi güçlendirmeyi amaçlıyor. Eşinden boşanmış, eşleri tarafından terk edilen kadınlar eşleri vefat edenlerle aynı durumda olsalar dahi mevcut programdan yararlanamıyorlar. Amaç kadını güçlendirmek değil, hane içindeki kadına nakit transferi yapmaktır. Bu da kadını eve kapatmak demektir” dedi.
 
İktidar kadının tek başına güçlenmesine karşı
 
İktidarın kadınları hedef alan sosyal yardım uygulamalarının ‘makbul kadını’ yani iktidarın istediği kadını yaratmaya dayalı olduğunu kaydeden Emine, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda kadını güçlendirme programına 1 Milyar 26 Milyon Lira, ailenin korunması ve güçlendirilmesi programına ise 3 Milyar 781 Milyon Lira bütçe ayrılmış. Bu da iktidarın kadını değil aile içindeki kadını güçlendirmeyi ve kadına nakit akışı sağlamayı amaçlıyor. Yani kadının tek başına güçlendirilmesine karşı bir durum söz konusudur” şeklinde konuştu.
 
‘Bütçe erkek bütçedir’
 
Din hizmetlerine 31 Milyon 365 Milyar Lira ayrılırken Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü'ne ise 54 Milyon 769 Bin Lira bütçe ayrıldığını belirten Emine, “Bu da göstermektedir ki din hizmetleri kadının statüsünden daha önemlidir. Faiz ödemelerini yüzde 66 artıracak bir politikayla kime hizmet edeceğini açıkça gösteriyor. Hazırlanan bütçenin toplumsal cinsiyete duyarlı değil. Kadına yönelik şiddetin önüne geçecek cinsiyet ayrımcılığıyla mücadele edecek kadın istihdamını yaratacak hiçbir kalem yoktur. Bu da göstermektedir ki bütçe erkek bütçedir” sözlerini kullandı.
 
‘Savaşa Diyanet’e ayrılan bütçe kreş ve bakım evine ayrılmalı’
 
Bütçede görüşmelerinde kadınlara daha fazla söz hakkı verilmesi gerektiğini vurgulayan Bornova Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Zeynep Reyşan ise bütçeden sığınma evi, kreş ve bakım evleri gibi kurumlara pay ayrılması gerektiğini belirtti. İhtiyar, engelli ve çocuk bakımının kadına yüklendiğini ve kadının çalışma hayatını olumsuz etkilediğini dile getiren Zeynep, “Eşit hakka, eşit ücrete sahip olmadığımız için asgari ücretle çalışıyoruz. Yaşlı bakımları bizlere kalıyor. Ücretsiz bakım evleri istiyoruz. Erkeklere muhtaç olmamak, ayaklarımızın üzerinde durmak istiyoruz. Dernek olarak kadınların pazardan elma alıp çocuklarının beslenmesine koyamadığına şahit olduk. Onun için eğitime kadınlara mutlaka bütçe ayrılması gerekir. En azından istihdam sağlanmalı. Savaşa, Diyanet’e ayrılan bütçenin yarısı kadınlara ayrılsa kadınlar daha rahat edecek” diye kaydetti.
 
‘Kadının varlığını kabul eden bütçe’
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üyesi işçi Sevgi Bilir, bütçe görüşülürken bir evde en az 4 kişinin yaşadığını ve tek kişinin geliri ile geçimin nasıl yapıldığının hesap edilmesi gerektiğini hatırlattı. Sevgi, “Asgari ücret bir ev kirası bedeli. Tek kişi çalışan geçinemez. Birçok şeyi gözden geçirmesi lazım. Bu işleri yapanların cepleri dolu. Anlamaları için alana çıkması görmesi lazım. Bütçe görüşmelerinde kadın yok. Daha kadına duyarlı her alanda kadınların varlığını kabul edip onlara söz hakkı vermesi lazım” diye konuştu.