Akbelen direnişçileri teyakkuzda: Devlete kızgınız

  • 09:04 14 Ocak 2023
  • Ekoloji
 
Melike Aydın
 
MUĞLA - Akbelen Ormanı’nda doğa talanına karşı faaliyetlerin artması üzerine harekete geçen doğa savunucuları, kendilerine santrallerle, kömür kokusuyla yaşamak isteyip istemediklerinin sorulmadığını belirterek devlete kızgın olduklarını ve topraklarını savunmakta kararlı oldukları mesajını verdi. 
 
Yeniköy-Kemerköy Enerji Şirketinin kömür madeni için Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanlarını kesme talebine karşı açılan davada bilirkişi incelemesi raporu 24 Kasım 2022’de açıklandı. Rapora göre bölgede maden ocağı yapılabileceği belirtilirken maden ocağının çevresel etkisinin ne olacağı ise belirtilmedi. Şirkete fırsat veren bu kararın hemen ardından Akbelen Ormanları Direnişçileri kamuoyuna çağrıda bulunarak nöbet eylemlerine destek istedi. Öte yandan hukuk mücadelesi de devam etti.
 
Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Derneği (KARADAM) Kültür ve Turizm Bakanlığına İkizköy’de bulunan arkeolojik kazı alanının sit alanı ilan edilmesine dair talepte bulunmuş ancak talep cevap verilmeyerek zımni olarak reddedilmişti. Dernek ret durumunun kanuna aykırı olması nedeniyle Muğla 3. İdare Mahkemesine dava açtı. Mahkemeden ayrıca İkizköy’de 2019’da yapılan kazı çalışmalarında Roma ve Bizans döneminden kalan eserlerin zarar görmemesi için kömür çıkarma çalışmalarının da durdurulması talep edilmişti. Mahkeme hem bu talebi hem de çıkarılan eserlerin mahiyetine ilişkin raporun mahkemeye getirilmesi talebini de reddetti. Ancak dava henüz sonuçlanmamasına rağmen kazı alanında dinamitle ve iş makineleriyle kömür çıkarma işlemleri devam ediyor.
 
Dinamit patlatılarak yapılan maden çalışmaları aynı zamanda Çevre Kanunu’nun 14 Maddesi, Türk Ceza Kanunu (TCK) 123, 182 ve 737’inci maddelerine göre kişilerin huzurunu ve sağlığını bozacak nitelikte olduğuna dair yine Muğla 3. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Ancak mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yapmadığı gibi Y-K Enerji Şirketi ve Limak-ICTAŞ Şirketi’nin çalışmalarına da engel olacak bir kadar çıkarmadı. Oysa orman, zeytinlik alan ve doğal hayata zarar veren bu çalışma ormanın içinde bulunan Akbelen Mahallesi’nde ve yakınındaki diğer mahallerde yaşayan yurttaşların evlerinde hasarlara da neden oluyor.
 
Akbelen Ormanları için 550 günü aşkın süredir devam eden nöbete ilişkin çağrının ardından yurttaşların da destek ziyaretleri sıklaştı. Akbelen mücadelesinin emsal nitelikte olduğunu söyleyen yurttaşlar burada verilen mücadelenin ekoloji mücadelesinde önemli bir yeri olduğuna vurguda bulunuyor. Direnişçiler desteğe çağırıyor.  
 
‘4 bin yıllık mirasımızı yok ettiler’
 
Keşfe gelen üçüncü bilirkişi heyetinin umut verdiğini ancak vicdani bir kararın çıkmadığını ifade eden İkizköy Komitesi Başkanı Nejla Ilık, yürütmeyi durdurma kararını kaldırılmasının hemen ardından nöbete açık çağrıda bulunduklarını belirtti. Türkiye’nin her yerinden sahip çıktıklarını belirten Nejla, “Bu sefer ormanda günde iki defa maden sahasına girerek kendimizi göstermeye ve ‘gözümüz üzerinizde’ demeye çalıştık. 2019’dan bu yana devam eden kazıda ne çıktı ulaşamadık. 2021 yılında burası arkeolojik sit alanı ilan edilsin diye çok umutluyduk. Ama 4 bin yıllık tarihimizi mirasımızı yok ettiler” şeklinde belirtti.
 
‘Bu mücadele kazanırsa hepimiz kazanacağız’
 
Akbelen Ormanları’nın ekoloji mücadelesine emsal nitelikte olduğunu, farklı yerlerde nöbet eylemlerine örnek olduğunu ifade eden Nejla, nöbet eylemine desteğe gelenleri maden sahasına götürdüklerini belirtti. Akbelen Ormanları’nın da o alandaki gibi çölleşmesini istemediklerini ifade eden Nejla, şöyle dedi: “Burada eko sistem var. Geçen sene ormanlarımız yandı. Tarım, turizm yönünden burada zaten büyük kazanç var kömüre feda edilemez. Her şey özelleştirildi, gıda ve su krizi yaşanacak. Aslında mücadeleye dünden başlamalıydık. Bu mücadele kazanırsa hepimiz kazanacağız. Bize arazi devletteyken karşı durmadınız diyorlar. O zaman haklarımızı bilmiyorduk. 2019’da zeytin yasasını öğrendik. Bizimle beraber herkes yasaları öğrendi. Akbelen mücadelesi herkese çok şey kattı. Köy ve kentin birleştiği bir mücadele o nedenle çok önemli.” 
 
‘Devlete de kızgınız’
 
Y-K Enerji Santralleri’nin söylenenin aksine Türkiye’nin en çok enerjisini üretmediğini, yüzde 1’den biraz fazlasını ürettiğini ifade eden Nejla, depolanamayan elektrik enerjisinin ziyan edildiğini belirtti. Rant amacıyla açılan madenlerine Akbelen’deki kömürün düşük kalorili olduğu için Soma’dan Denizli’den kömür getirildiğini söylene Nejla, “Şirket 2014 te özelleştirilirken sadece santrallere değil 20-25 sene bu topraklar için para verdiğini söylüyor. Bize bu santrallerle bu kömür kokusuyla yaşamak istiyor mu bu halk diye sorulmadı. O nedenle devlete de kızgınız. Ömrünü dolduran termik santralleri kapatmak yerine para hırsı ile sattı” dedi. 
 
Ekoloji mücadelesi birlikte verilmeli
 
Devletin jandarma eliyle köylüye fiziki gücünü gösterdiğini ifade eden Nejla, ekoloji mücadelelerinin hep birlikte kıyım neredeyse oraya gidilerek topluca verilmesi gerektiğini belirtti. Nejla, “Dışarıdan birileri gelince güçlü hissediyoruz. Akbelen’i alamayacaklar, jandarma da TOMA da gelse. Yüreğimiz her yer için yanıyor. Tüm yaşam için inat ediyoruz, birleşerek kazanacağız” şeklinde konuştu. 
 
‘Anılarımın olduğu yerde maden çukuru var’
 
Maden sahasının 2019’da yuttuğu Işıkdere Mahallesi’nden İkizköy Mahallesi’ne taşınan Aytaç Yakar da, tüm anılarının olduğu yerde şimdi maden çukurunun bulunduğunu belirterek “Köye 13 yaşında geldim. Görünce vicdanım sızladı. Ben köyümü vatanımı suyumu çamımı havamı vermek istemiyorum. Topraklarımdan vazgeçmeyeceğim. Bir kere evimden oldum bir kez daha olmak istemiyorum rapor verilse de direneceğiz. Her gün her gece kesilirse diye her yeri dolaşıyoruz.  Ah demiyoruz. Vatanımızı kurtaralım yeter ki. Doğasını seven Akbelen’e gelsin” çağrısı yaptı. 
 
Mücadeleyi duyurmak önemli
Direnişçilere destek için gelen Kaz Dağları direnişçilerinden İlke Çiçek de, tüm ormanları savunmanın gerekli olduğunu belirterek köylülerin evleri yıkılma pahasına da olsa evlerinde oturmaya devam ettiklerini ifade etti. İlke, şunları belirtti:  “Zaten dağınık bir yerleşim şekli var. Her gün dinamit patlatarak evler sarsılıyor, tabaklar çanaklar sarsılıyor, evlerin duvarları çatlıyor. Akbelen’i savunmak yaşamı savunmak bu nedenle önemli. Bilirkişi raporları nasıl oluyor anlamıyoruz. Hukuka uygunluğu yok. Kamuoyuna destek vermek düşüyor. Kitlesel gelmeleri önemli, sosyal medya paylaşımları bile önemli. Yaygınlaştırmak çok önemli. Doğayı savunduğumuzu göstermek gerekiyor.” 
 
‘Hep beraber ses çıkarırsak bir şeyler değişir’
 
Bodrum’dan gelerek nöbet eylemine desteğini sunan yurttaşlardan Yeşim Öztarakçı ise, maden sahasındaki yıkımı gördükten ve ormanın da aynı duruma getirilmek istendiğini bilmenin üzdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:  “Normalde yeşil alanların korunması gerekir. Hele ki böyle kuraklığa girilmiş bir bölgeden bahsediyoruz. Türkiye’nin en büyük sorunu hep kısa dönemlik siyaset, kısa dönemli projeler yapıyor. Burada güneş var, rüzgar var. Sağlıklı şekilde faydalanabiliriz. Tüketim çok fazla. Bunları artık yok saymamak lazım hep beraber ses çıkarırsak bir şeyler değişir. Bu nedenle İkizköy’ü destekleyin.”