'Hem iktidar ve hem 6’lı masa Sinpaş’ı koruyor'

  • 09:09 23 Eylül 2022
  • Ekoloji
 
Melike Aydın 
 
MUĞLA - Yaşam savunucularının mücadelesi sonucu Sinpaş’ın Marmaris’te katlettiği doğa alanı için ÇED toplantısı yapılacak. İnşaata belediyenin de bakanlığın da göz yumduğunu ifade eden HDP Ekoloji Komisyonu üyesi Beyza Üstün, “Hem iktidar ve hem de 6’lı masa Sinpaş’ı koruyor” dedi. 
 
Muğla'nın Marmaris ilçesi İçmeler Mahallesi'nde Kızılbük mevkiinde Sinpaş GYO A.Ş. tarafından yapılması planlanan devre mülk ve otel inşaatı, “Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli değildir” kararının Muğla 3.İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen sürüyor. Şirketin iptal kararına karşı Danıştay’a yaptığı itirazlar da yaşam savunucularının lehine sonuçlanmış olmasına rağmen Milli Park’a ait olan inşaat alanına yurttaşların girişi kolluk güçleri tarafından engelleniyor. Engellemelere rağmen mücadele sonrasında yeniden başlayan ÇED sürecinde Muğla Valiliği'ne bağlı Muğla Çevre Vakfı (MUÇEV) 27 Eylül’de Karasöğüt Muhtarlık alanında halk toplantısı gerçekleştirecek.
 
Sinpaş direnişçilerinden Marmaris Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Halime Şaman ve HDP Ekoloji Komisyonu üyesi Beyza Üstün konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
İnşaatın yetkililerin gözleri önünde yasadışı şekilde devam ettiğini belirten Halime, buranın Sinpaş tarafından alınırken Milli Park olduğunun bilindiğini belirtti. Halime, “Geldiğimiz noktada ‘Milli Park önemli değil, burası benim tapulu arazim ve ben buradan maksimum kârı elde edecek yapılaşmayı yaparım. Amacım kâr etmek, Milli parkın doğası yok olmuş umurumda değil’ deniyor. Bunu da yetkililerden aldıkları cesaretle dile getiriyorlar. Çünkü sorumlu olan bakanlık Sinpaş’a derdi ki ‘Daha önce bize proje tanıtım dosyanla vaatte bulundun biz sana güvendik ÇED gerekli değildir kararı verdik ama sen inşaatı yaparken hiçbir sözünü tutmadın, mahkeme kararıyla bir ekolojik yıkım meydana geldi o yüzden güvenli değilsin ve senin sözüne güvenmiyoruz’. Ama yetkililerin görevini yeterli yapmayışı sonucu yeni bir ÇED sürecine girdik” ifadelerini kullandı. 
 
Halime son olarak, “Bütün ekokırımı görürlerse yetkililere duyurmaya devam edeceğiz” diye ekledi. 
 
‘Bakanlık da belediye de birlikte göz yumuyor’
 
Hiçbir ağacın sökülemeyeceği Milli Park statüsündeki bir alanın işgal edildiğini kaydeden HDP’li Beyza Üstün ise, Muğla-Marmaris yolu genişliğinde yollar açıldığını dile getirdi. Orman yangınlarından sonra inşaat alanının genişlediğini aktaran Beyza, “Adım adım; inşaatın belli kısımlarına ruhsat alıyorlar. ÇED olumlu kararı veriliyor. İlave bütün inşaat ruhsatları için buranın yerel yönetimi CHP'de olan belediye ara ara ÇED olumlu kararının iptalinden, Danıştay’ın kararından sonra ruhsat vermeye devam etti. Önce reddediyorlardı, ‘vermiyoruz ruhsatı’ dediler ama sonra verdikleri anlaşılınca ‘Biz mecburuz buna zaten ruhsat verilecek’ dediler. Yani burada bir yok etme politikası var. Buna hep beraber göz yumuyorlar. Bakanlıktan yerel yönetime kadar göz yumuluyor” şeklinde konuştu.
 
‘Ekolojik talana 6’lı masa üyesi de ortak’
 
Sinpaş’ın doğa katliamında 6’lı masa üyeleriyle de işbirliği içinde olduğuna dikkat çeken Beyza, “Seçim diyelim ki AKP-MHP iktidarı kaybedecek. Bundan sonraki ittifakların ne yapacağını görüyorsunuz. O nedenle buranın halkı, bütün bu bölgede yaşayan insanlar, ekoloji, kent mücadelesi yapanlar yaşamı koruyanlar ve parti olarak biz yaşamın özgürlüğünden yanayız. Sermayenin tahribatından yana olmayacağız. İnşaatı durdurmak için hem siyaseten hem de mücadele örgütleriyle yan yana durarak elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi.
 
‘Devlet kurumları ve kolluk sermayenin yanında halka karşı’
 
Devletin kolluk güçlerinin her yerde doğa talanına karşı gelenlerin karşısına dikildiğini ve sermayeyi koruduğuna işaret eden Beyza, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bunu Cerattepe’de de İkizdere’de de, orman yangınlarında da gördük. Devletin kaymakamı ve valisi şirketlerin namına halktan koruyor. Görevleri aslında siyasi iktidarın temsilciliğini yürütmek. Şirketleşmiş devletin, artık kapitalist sisteme dönüşmüş yönetimin yaptırımlarını görüyorsunuz. İktidarından kurumlarına, bakanlıklarına il ilçe yönetimlerine kaymakamlarına valilerine kadar elbirliğiyle sermayeyi; yapılaşmaya madene enerji sektörlerine açmak için çabalıyorlar. Bunu pek çok yerde gördük.”