Devrimin sırrı: Jin jiyan azadî (4)

  • 09:01 20 Kasım 2022
  • Dosya
 
Kadınların öncülüğü devrimi büyüttü
 
Dilan Babat
 
ANKARA - 25 Kasım’a doğru giderken Türkiye’nin saldırılarına rağmen kadınların  devrime öncülük ettikleri gibi yeni yaşamı da inşa ettiklerini söyleyen Kongre Star Sözcüsü Remziya Mihemed, “Son yıllarda Kürt kadının mücadeledeki öncülüğü ile devrim gün be gün büyüdü ve başarıya daha yakınlaşıldı” dedi.
 
Rojava’da “Jin, jiyan, azadî” sloganı ile DAİŞ’e karşı savaşan, topraklarını özgürleştiren kadınların bu sloganı bugün Rojhilat ve İran sokaklarında yankılanarak dünyaya yayılan bir felsefeye dönüşmüş durumda. Giderek evrenselleşen “Jin, jiyan azadî” sloganı kadınlar arasında ortak köprüyü oluştururken, kendi hayatları, bedenleri ve özgürlükleri için mücadele eden kadınlar, diktatörlerin öldürme politikalarına rağmen yaşamlarını savunmaktan geri adım atmıyor. 
 
Rojava Devrimi’nden bu yana Türkiye’nin saldırılarına maruz kalan, Rojava halkı özelde de kadınların, tüm saldırılara rağmen özgürleşme inancı ve umudu bugün tüm dünyaya ilham kaynağı oluyor. Dünya kadınlarına mücadele azmi ve inancı veren Rojava Devrimi’ni, devrime kadınların öncülüğünü, yapılan saldırıları Kongre Star Sözcüsü Remziya Mihemmed, JINNEWS’e değerlendirdi. Remziye, Türkiye’nin saldırılarına rağmen kadınların yaşamı inşa etmede öncülük ettiklerini belirtti.  
 
‘Arin Mirkan ve Barîn Kobanêlerin ruhu ile mücadele verildi’
 
 Kadınların devrimlerdeki rollerine, özelde de erkek şiddetine karşı direnişlerine bakıldığında bu çerçevede 25 Kasım’ın direnişin sembolü haline geldiğini belirten Remziye, “Rojava’daki  kadın devrimi de gücünü bu devrimlerden alıyor. Kadınlar 10 yıldır alanlarda direniyor. 19 Temmuz 2012’deki direnişe kadınlar öncülük etti. Bu da öne çıkan başlıklardan biriydi devrimimiz için. Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamında kadınlar siyasi, diplomatik, toplumsal, kurumsal alanlarda eşbaşkanlık düzeyinde yerlerini aldı. Kadınlar bu alanlarda sorumluluklarını alarak farklarını ve güçlerini de ortaya koyuyor. Kadınlar DAİŞ çetelerinin tüm barbarlıkları, işkenceleri, zorla evlendirilmeleri, taciz ve tecavüzleri kısacası tüm karanlığına karşı durdu mücadele verdi. Devrimdeki rollerini oynayan kadınlar aslında devrime damgalarını da vurdu. ‘Jin, jiyan, azadî’sloganını yükselten kadınlar, devrimimize miras olan Arin Mirkanların, Barîn Kobanêlerin ruhu ile mücadele verdi” dedi.
 
‘Önder Öcalan’ın önerdiği slogan alanlarda yükseliyor’
 
İran’da ve Rojhilat’ta iki aydır halkların özellikle kadınların alanlarda olduğuna dikkat çeken Remziye, tüm sokaklarda ve dünyada “Jin, jiyan, azadî” sloganlarının atıldığına vurgu yaptı. Remziye şöyle dedi: “Onlar da güçlerini Rojava ve Kuzey ve Doğu Suriye’den almışlar. Tüm dünyada bu slogan dilden dile dolaşıyor. Önder Öcalan’ın kadın devrimi için ortaya koyup önerdiği bu sloganı kadınlar yıllardır alanlarda yükseltiyor. Bu slogan şuan tüm dünyada yankılanıyor. Bizler Önder Apo’ya, Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava Kürdistanı’nda savaşan, direnen ve mücadele eden kadınlara bu konuda minnettarız. Sloganımız dünyaya etki etti. Tabi bu konuda üzerimize düşen yük de artıyor. Bizler bu sorumluluğun farkındayız. Eğer mücadeleyi daha da büyütürsek Kürt kadının devrimini tüm dünya kadınlarının devrimi haline getirebiliriz.” 
 
‘Kadınların başarısı ile bölgedeki halklar tanınmaya başlandı’
 
Kürt halkına dönük kırk yılı aşkın süredir yok etme savaşının yürütüldüğünü ifade eden Remziye, “Kürt halkının kültürünü yaşatması, kazanım elde etmesi istenmiyor. Faşist düşman her daim Kürt halkı üzerinde bu savaşı yürütüyor. Bu yüzden bu güne kadar birçok katliam yapıldı. Dersim’de, Zilan’da, Cizre’de, Nisêbin’de yani Kürdistan’ın birçok yerinde saldırı ve katliamlar yapıldı. Yine Şengal ve Rojava ile Kuzey ve Doğu Suriye’deki şimdiki saldırıların hedefi de Kürt halkını yok etmek. Ama son yıllarda Kürt kadının mücadeledeki öncülüğü ile devrim gün be gün büyüdü ve başarıya daha yakınlaşıldı. Gün be gün kadınların gücü açığa çıktı. Kadının başarısı ile bölgedeki halklar tanınmaya başladı. Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm halklardan Arap, Süyan, Êzidî kadınlar da bu devrimde yerini alıyor. Faşist düşman şunu iyi anladı; devrimin de verilen mücadelenin de öncülüğünü kadınlar yapıyor. Bundan dolayı özellikle çalışmaların içinde yer alan Zehra, Hebûn, Yadê Eqîde yine Hevrîn Xelef, Zeynep Saruhan, Jiyan Tolhildan şimdiler de Jîna Emînî Rojava ve İran’daki mücadelelerin sembolü oldular. Çünkü devrimin öncülüğünü kadınlar yapıyor. Halkımıza dönük saldırı ve kırımın intikamını almaya da kadınlar öncülük ediyor. Bundandır ki saldırılar daha çok kadınlara dönük yapılıyor” sözlerini kullandı. 
 
‘Türkiye işgali altında olan Efrîn’li kadınların mücadelesi sürüyor’
 
Türkiye’nin işgali altına olan Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî, Bab, Cerablus gibi yerlerde kadın ve çocuklara dönük ciddi baskı, işkence ve katliamlar yapıldığını ifade eden Remziye, şöyle devam etti: “Efrîn’den çıkıp Şehba ve Haleb’e giden kadınlar ile ilişkilerimiz var. Çalışmalarımızı ortak yürütüyoruz. Kongreya Star olarak orada meclislerimiz var. O çevredeki çalışmalarımızı Şehba’daki meclisimiz yürütüyor. Efrîn’de kalan kadınlara ulaşmak zor. Kadınların kendisi de bizlere ulaşamıyor. Dönem dönem orada yaşananlar üzerinden ulaşmaya çalışsak da onlara ulaşmak zor. Fakat orada yaşanan ihlalleri belgeleyip gerekli yerlere ulaştırmak için ilişkilerimiz var. Bu konuda yerel kaynaklardan bilgi alabiliyoruz. Şunu da belirtmek gerekiyor her türlü şiddet ve işkenceye rağmen toprağına bağlı olan birçok Efrînli kadın orada kalarak mücadele ediyor. Yine Şehba ve Til Rifat’ta kalan kadın ve çocuklar da aslında büyük bir tehlike altındalar. Her gün çocuklar hedef alınıyor. Yine kamplarda kalan kadınlar da büyük bir tehlike altındalar. Özellikle Serêkaniye’deki Waşukani ve Til Semin kampları işgal edilen alanlara çok yakınlar. Halkımız aslında işgal edilen topraklarından uzaklaşmış değil. Kamplarını bölgelerinde kurmuşlar ki en kısa zamanda kentlerine, köylerine, topraklarına dönebilsinler.”
 
‘Kadınlara dönük kıyım doğaya da yapılıyor’
 
İşgal edilen alanlarda da doğaya da büyük bir tahribat yaşatıldığına işaret eden Remziye, özellikle zeytin ağaçları için kadınların yüreğinin kan ağladığını söyledi. Remziye devamla şunları belirtti:  “Çünkü ürünlerinin hasadını yapamıyorlar, zeytinlerinden yağ elde edemiyorlar. Düşmanımız o zeytinleri barbarca topluyor ve satıyor. Efrîn halkı ağaçlarına bir çocuğa bakar gibi bakıp zeytinlerini topluyordu. Ama şimdi Türkiye’nin eli silahlı çeteleri oradaki halkı bölgeden çıkarıyor, ağaçlara kıyım yapıyor. Yani kadın ve çocuklara dönük bu kıyım tüm doğaya da yapılıyor. Tüm bunlara karşı gücümüzü daha da büyütmeli ve bu yapılanlara karşı durabilmeliyiz.”
 
‘Kadınların isyanı Rojava’dan ilham alıyor’
 
“Jin, jiyan, azadî” sloganıyla beraber devrim içinde devrimin inşa etmenin mümkün olabileceğini dile getiren Remziye, kadın, özgürlük ve yaşam olmadan yaşanılmayacağını belirtti. Kadının kendini özgürleştirmeden erk zihniyete sahip toplumun kadınlar üzerindeki baskısının da kalkmayacağını da ifade eden Remziye, “Kadınların buna karşı mücadelesi on yıldır sürüyor. İşgalcilere, toplum içindeki erk zihniyete karşı kadınların direnişi tarihe damgasını vurdu. İran’da da islami uygulamalar ile kadınlar boğulmak isteniyor, kadınlar istedikleri kıyafetleri giyemiyor, dışarı çıkamıyor, Kürt kadınların kendi ismi ile anılmasına izin verilmiyor. Kürt kadın Jîna Emînî de kendi adını kullanamadığı için başka bir isim ile toplum içinde tanınıyor. İslam adı altında topluma bu yaşatılanlar ve yürütülen bu baskılar nereye kadar kabul edilebilirdi. Ya da bu diktatörlük ne zamana kadar sürebilirdi. Nasıl ki Rojava’da devrim yaşandı İran ve Rojhilat’ta da molla rejimine karşı tahammül artık kalmadı. Halklar değişim için ayaklandı. Ancak halklar serhildana kalkarsa bu değişim yaşanır. Halkın kendini yönetebildiği bir değişime ihtiyaç var. Bu da devrim ile yaşanır. Nasıl ki Rojava’da DAİŞ’e karşı YPJ’lilerin ısrarı sayesinde zafer kazanıldı ise İran’da da bu ısrar kazanacak. Rojava’da yaşanan kadın devriminin etkisi Afganistan’da da yaşandı. Jîna Emînî için İran’da yaşanan ayaklanma da ilhamını Rojava’dan alıyor. Kürt kadınların direnişi dört parça Kürdistan’da zirveye ulaşmış durumda. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı ile kadınlar özgürlükleri ve birliktelikleri için işgalcilere karşı kararlı bir duruş sergileyeceklerdir” ifadelerini kullandı.
 
‘Hamle başlattık’
 
21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olacağının önemine dikkat çeken Remziye, kadınlara en büyük saldırıyı işgalciler ve diktatörlerin yaptığını kaydetti. En büyük kırımın kadınlar üzerinden  yapıldığını belirten Remziye, “Yaklaşan 25 Kasım’da da kadınlar bu kırımı artık kabul etmiyor. Her bir kadın buna karşı baş kaldırmış durumda. Kadınlar birbirine destek veriyor ve örgütleniyor. Kadınlar, toplum üzerindeki şiddetin son bulması için direniyor. Biz bölgedeki kadınlar da bu sloganın büyümesiyle de halkların önderinin İmralı’dan fiziki olarak özgürleştirilmesi için 25 Kasım için hamlemizi başlattık. Bölgedeki kadın örgütlerinin ortaklığı ile 13 Kasım’da deklarasyonumuzu açıklayacağız. Bu kapsamda kadın yürüyüşleri, erkeklerin yürüyüşleri, erkekler için eğitimler, kadına yönelik şiddete karşı toplum içinde seminerlerin verilmesi gibi etkinlikler yapılacak.  Bu yıl 25 Kasım’ı “Erkek devlet aklın her türlü şiddet ve zihniyetine karşı ‘jin jiyan azadî’ sloganı ile karşılayacağız. Eylemlerimiz 13 Kasım’da başlayıp 25 Kasım’a kadar devam edecek” sözlerini kullandı.
 
‘Bir kez daha yaşamın ateşini yakalım’
 
Remziye son olarak şunları söyledi: “Tüm dünya kadınları olarak diktatörlerin, işgalcilerin her türlü şiddetine karşı birliğimizi kuralım. Çünkü nerede bir kadın şiddete uğruyor ise o acı tüm kadınların acısıdır. Kürt, Arap, Türk, Fars fark etmez bu acılarımızı ortaklaştıralım ve bu şiddete karşı duralım. Güçlü bir şekilde 25 Kasım eylemlerine katılalım. Ancak bu birlikteliğimiz ile erkelerin, işgalci devletlerin zihniyetini değiştirebiliriz. Bu zihniyet ile artık yaşam sürdürülmüyor, toplum inşa edilmiyor. Bu zihniyet yok ediyor, katliam yapıyor. Bizler bir kez daha yaşamın ateşini yakalım, huzur ve birlikteliği inşa edelim. Kadınların eli ve çabaları ile bu girişimler büyüyecek ve bizler sonuç alarak özgürlüğe yürüyeceğiz. Jin, jiyan, azadî sloganı ile yaşamı şiddet ve işgalden özgürleştirelim.”
 
YARIN: TJA tahakkümü dayatan sisteme karşı bir kez daha alanlarda!